6 Ara 2008

90+'da Gelen Sevinç

61'de Philipp Lahm'ın attığı golden sonra bu şekide sevinen Jürgen Klinsmann Hoffenheim'ı ne denli ciddiye aldığını gözler önüne seriyor.Son yarım saate kadar başabaş hatta bazı bölümlerde üstün bir futbol sergileyen Ralf Rangnick'in ekibi zirvede bulunmlarının tesadüf olmadığını tüm Almanlara gösterdi.Beraberlik golünden sonra maçı yarı sahaya yıkan ve kendi futbolunu kabullendiren bir München vardı sahada.Golün 90+'larda gelmesi Hoffenheim için son derece şanssızlıktı .Beraberliği sonuna kadar hak etmişlerdi.


Toni'ye gelince;her eve lazımlardan.Verdiği mücadele en hırcın defans oyun sistemini bile allak bullak edebilecek cinsten.Bir parantez de Vedad Ibisevic için açmak isterim.Yeni sezonda önde gelen kuluplerin birinde görme ihtimalimizi her geçen gün arttırıyor.

5 Ara 2008

Bitiş Düdüğü

Tatsız-tutsuz ve bir o kadar da zevksiz bir lig yaşadık şu zamana kadar.On üç haftayı geride bıraktık.Geçen bu haftalar arasında hafızalarda kalan maç sayısı üçü geçmez. Kötü bir sezon geçiriyoruz. Futbolcu kalitesi olarak çok değil belki ama oynanan futbol kalitesi olarak avrupadan çok gerideyiz. Hani aman aman bir futbolcu kalitesi olan bir ligimiz de yok ama yine de son yıllar da bir artış söz konusu.

Türkiye'de futbolu yöneten abilerimizin ipleri ellerinden kaçırdığını,yöneticilerin ipleri yaktığını ortada ip kalmayınca da teknik direktörlerin saçmaladıklarını görmeye başladık.Hal böyle olunca futbolcular benliklerini taraftar da kendini kaybeder oldu.Ne güzel bir futbol kaldı ortada ne de ''bu gün maça gidelim takımımızı destekleyelim'' nidaları kaldı.

Artık yeni adetler getirilmeye başlandı.Maçların başlamasına günler kala atanan hakemlerin açıklanması yeni bir boyut kazandırdı aslında.Amaç farklıydı elbet bunu yapmakta.Haklı bir tarz da olabilir ama bunu yapınca neler olduğunu daha bir iki hafta önce gördük.Atanan hakemleri aramak,atanan hakemleri atandırmak ve buna benzer olaylarla konuşulmaya başlandı futbolumuz.Her hafta bir iki hakemimizi istifaya çağırır olduk.Futbol Federasyonu'nu her hafta görevi bırakmaya davet ettik.Konuları her hafta futboldan uzaklaştırmak için gündemler yarattık.

Bir kaç kelamda medyamız ve ekranlarda futbol yorumlayan büyüklerim için.Yakın bir gelecekte kendilerini dinleyecek futbol meraklısı insan bulamaycaklar.Dikkat edersek yorum yapanların bir çoğu eski futbolcu.Hiç tanımayan birisini ekranın başına oturtsak dinle televizyondan konuşan yorumcuyu desek eskiden mesleğinin futbolculuk olduğunu söylesek inandırmak pek mümkün olmayabilir.Futbolcu olmak, ülkemizde futbol oynamak son derece zor. Hele ki medyamız son derece acımasız eleştiriler yaparken.Ben bir futbol aşığıyım.Televizyon başında hiç bir şeyden bu kadar çok zevk almıyorum ve iyi bir taraftarım.Haklarım arasında adil bir futbol yönetmenliği istemek,tarafsız maç yönetimi istemek,göze hoş gelen futbol maçları izlemek olduğunu düşünüyorum.

İlgililere burdan seslenmek istiyorum;futbol topumuzun patlamasını istemiyoruz.

Seyir Defteri


5 Aralık Cuma

20:00 Denizlispor - Fenerbahçe (Lig Tv)
21:30 B.Münih - Hoffenheım (Kanal 24)
22:30 Amadora - Sportıng Lizbon (Spormax)

6 Aralık Cumartesi

14:45 Fulham - M.Cıty (Spormax)
16:30 Schalke - Herta Berlin (Kanal 24)
17:00 Hull Cıty -Mıddlesbrough (Spormax)
19:00 Beşiktaş - Ankaraspor (Lig Tv)
19:30 Manchester Utd - Sunderland (Spormax)
20:00 Marsilya - Nıce (Kanal A)
21:30 Lazıo - Inter (Ntv Spor)
22:00 Nantes - Lyon (Kanal A)
23:00 Barcelona - Valencıa (Ntv)

7 Aralık Pazar

15:00 Trabzonspor - Kocaelispor (Lig Tv)
16:00 AC.Mılan - Catanıa (Ntv Spor)
18:00 Everton - Aston Vılla (Spormax)
18:00 Lorıent - Nancy (Kanal A)
18:00 Köln - Hamburg (Kanal 24)
19:00 Ankaragücü - Galatasaray (Lig Tv)
21:00 Goıas - Sao Paulo (Spormax)
22:00 Parıs St Germaın - Le Mans (Kanal A)
22:00 Real Madrıd - Sevilla (Ntv Spor)

8 Aralık Pazartesi

22:00 West Ham - Tottenham (Spormax)

4 Ara 2008

GLADIATOR


Gennaro Gattuso... Öyle bir futbolcu düşünün ki; sahada en çok o koşsun,en çok o mücadele etsin, en çok onun forması kirlensin, en çok onun forması terlesin, en çok o bağırıp çağırsın, yaramaz çocuklar gibi bep onun biryerleri yaralansın da oyuna bandajla devam etsin, en çok rakibi ve hakemlerle o tartışsın, gol yemeye en çok o tepki versin, gol sevincini en hırslı o yaşasın, sahada kart görecek birisi varsa hep o olsun hatta bazı maçlarda sarı kart onu kesmesin, bir savaşçı edası ile kendini hırpalasın...
Sahaya 11 e 11 çıkıyosanız ve takımınızda Gattuso varsa daima avantaj sahibi olan sizsinizdir.Ta ki o kart görene ya da sakatlanana kadar.

Gattuso ,onbinlerin önünde oynanan bu oyunun öyle önemli parçasıdır ki;Gattuso hayranı taraftar grubu bile vardır ki Gennaro nereye onlar oraya şeklindedir.O çim sahada topun arkasından çocuklar gibi koşmak Allah vergisi bir sevimlilik oluveriyor.

Gözükara olmak öğretilecekse futbolda bu dersi verecek mutlaka Gattuso olmalıdır.Hakemin düdüğünden hemen önce yüregini çıkarıp sahanın her noktasına serpiştirir Gattuso,son düdüğün ardından taraftarının da desteği ile toplar onları.

Futbolun nasıl oynanacağını dünyaya haykırıcasına, orta sahadan dünyanın heryerine ulaşabilen bu sese kulak verelim .

Aldırma Gönül

Yazıya başlamadan önce oynadığı güzel futbol için 10'a teşekkür etmek istiyorum. Hacettepe maçından sonra aldığı acımasız ve bana göre haksız eleştiriden sonra bu denli güzel bir futbol oynayacağını açıkcası beklemiyordum. Tek kelime ile harikaydı. M.Topal ve Barış'ın takıma geri dönmeleri Galatasaray için büyük kazanç sağlamış durumda. Bitmek bilmeyen enerjileri,özellikle Barış'ın,takımın defansif özelliklerini arttırırken defans ve forvet hattının akışını hızlandırmıştır. Defansta Servet'in hücumda Baros'un mücadelesi ayrı bir hırs yüklemişti takıma.Lincoln'ün kendinden emin hareketleri ve taktığı pazubantın ağırlığı kaleye atılan isabetli şutların varlığı mücadele gücünü arttırdı. Belki eksik olan Arda ve Kewell'ın kanat organizasyonlarından diğer maçlara nazaran daha az yararlanılmasıydı.Bir ara her ikisininde aynı kanatta hücum yapmaya çalışırken bile gördük. Ayrı bir parantezde taraftara açmak istiyorum. Onlar heryerde. Saygıyla eğiliyorum.

Aslından maçtan çok konuşmak istediğim bir konu var. Maçtan sonra UEFA kupası özel programlarından yapılan maç yorumları ve gazetelerin spor sayfalarında yazan köşe yazarlarının yorumları.Beceremiyoruz biz yorumcu olmayı,hak edene hakkını vermeyi,eleştirirken siyaha ak aka siyah diyoruz.Konu içerisindeki kişiye karşı antipatimiz varsa vuruyoruz acımasızca.Güzel futbol ve kazanılan üç puan sonunda bir spor yorumcusu çıkıp diyor ki;''Lincoln bu gün müthiş bir futbol ortaya koydu''.Bu konuda hem fikiriz.Yalnız devamında diyor ki;''Oynadığı bu güzel futbolu maçın Almanya'da oynanıyor olması ve sanki Lincoln'ün Almanya'ya geri dönmek için birilerine birşeyler kanıtlamak istiyor olması''diyor.İnsaf be kardeşim.Yani kısacası diyor ki Lincoln Almanya'ya dönmek istiyor.Birde sahaya kaptan olarak çıkması sorun olmuş.Ben bu işin sonunu şimdiden tahmin edebiliyorum.Yakında Lincoln gollerine devam ederken güzel vuramadı ama gol oldu,o topa o şekilde vurulmaz,oraya pas mı verilirmiş,saçları uzamış o yüzden oynayamıyor vs gibi akıl almaz haksız eleştirilere maruz kalacak,Türkiye'den gidince rahat edecekler.

2 Ara 2008

Murderer



Chelsea 1 : 2 Arsenal ( Robin Van Persi)

Ulan Futbol Seviyoruz Seni













Haadi Hayırlı Seyirler

2009 UEFA finali'nin logo ve bilet tasarımı. Türkiye ve Türk futbolu için önemli ve guru verici bir tablo. Umarım başarıyla atlatırız. Ve umarım bu finalde tribünlerin çoğunluğu Türk olur.
Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.


1 Ara 2008

Kazanılan Tek Şey ''BAROS''

Maç başlamadan önce ilk gölü Galatasaray'ın yiyeceğini tahmin ediyordum ama bu şekilde kazanacağını tahmin etmemiştim.Oynanan bu futbol kimseye tat vermez.Maç üzerine çok konuşmak istemiyorum hatta gereksiz olduğunu düşünüyorum, çünkü ortada konuşulacak bir futbol yoktu. Belki Hacettepe'nin tecrübesizliği ve paniği yüzünden kaybettiği puanı konuşabiliriz.

Galatasaray açısından kazanılan üç puan değil bence kazanılan tek şey Baros. Gol atamama sendromuna son verdi. Bu hem Galatasaray için hem Baros için geçmesi gereken bir rahatsızlıktı.

6 Ara 2008

90+'da Gelen Sevinç

61'de Philipp Lahm'ın attığı golden sonra bu şekide sevinen Jürgen Klinsmann Hoffenheim'ı ne denli ciddiye aldığını gözler önüne seriyor.Son yarım saate kadar başabaş hatta bazı bölümlerde üstün bir futbol sergileyen Ralf Rangnick'in ekibi zirvede bulunmlarının tesadüf olmadığını tüm Almanlara gösterdi.Beraberlik golünden sonra maçı yarı sahaya yıkan ve kendi futbolunu kabullendiren bir München vardı sahada.Golün 90+'larda gelmesi Hoffenheim için son derece şanssızlıktı .Beraberliği sonuna kadar hak etmişlerdi.


Toni'ye gelince;her eve lazımlardan.Verdiği mücadele en hırcın defans oyun sistemini bile allak bullak edebilecek cinsten.Bir parantez de Vedad Ibisevic için açmak isterim.Yeni sezonda önde gelen kuluplerin birinde görme ihtimalimizi her geçen gün arttırıyor.

5 Ara 2008

Bitiş Düdüğü

Tatsız-tutsuz ve bir o kadar da zevksiz bir lig yaşadık şu zamana kadar.On üç haftayı geride bıraktık.Geçen bu haftalar arasında hafızalarda kalan maç sayısı üçü geçmez. Kötü bir sezon geçiriyoruz. Futbolcu kalitesi olarak çok değil belki ama oynanan futbol kalitesi olarak avrupadan çok gerideyiz. Hani aman aman bir futbolcu kalitesi olan bir ligimiz de yok ama yine de son yıllar da bir artış söz konusu.

Türkiye'de futbolu yöneten abilerimizin ipleri ellerinden kaçırdığını,yöneticilerin ipleri yaktığını ortada ip kalmayınca da teknik direktörlerin saçmaladıklarını görmeye başladık.Hal böyle olunca futbolcular benliklerini taraftar da kendini kaybeder oldu.Ne güzel bir futbol kaldı ortada ne de ''bu gün maça gidelim takımımızı destekleyelim'' nidaları kaldı.

Artık yeni adetler getirilmeye başlandı.Maçların başlamasına günler kala atanan hakemlerin açıklanması yeni bir boyut kazandırdı aslında.Amaç farklıydı elbet bunu yapmakta.Haklı bir tarz da olabilir ama bunu yapınca neler olduğunu daha bir iki hafta önce gördük.Atanan hakemleri aramak,atanan hakemleri atandırmak ve buna benzer olaylarla konuşulmaya başlandı futbolumuz.Her hafta bir iki hakemimizi istifaya çağırır olduk.Futbol Federasyonu'nu her hafta görevi bırakmaya davet ettik.Konuları her hafta futboldan uzaklaştırmak için gündemler yarattık.

Bir kaç kelamda medyamız ve ekranlarda futbol yorumlayan büyüklerim için.Yakın bir gelecekte kendilerini dinleyecek futbol meraklısı insan bulamaycaklar.Dikkat edersek yorum yapanların bir çoğu eski futbolcu.Hiç tanımayan birisini ekranın başına oturtsak dinle televizyondan konuşan yorumcuyu desek eskiden mesleğinin futbolculuk olduğunu söylesek inandırmak pek mümkün olmayabilir.Futbolcu olmak, ülkemizde futbol oynamak son derece zor. Hele ki medyamız son derece acımasız eleştiriler yaparken.Ben bir futbol aşığıyım.Televizyon başında hiç bir şeyden bu kadar çok zevk almıyorum ve iyi bir taraftarım.Haklarım arasında adil bir futbol yönetmenliği istemek,tarafsız maç yönetimi istemek,göze hoş gelen futbol maçları izlemek olduğunu düşünüyorum.

İlgililere burdan seslenmek istiyorum;futbol topumuzun patlamasını istemiyoruz.

Seyir Defteri


5 Aralık Cuma

20:00 Denizlispor - Fenerbahçe (Lig Tv)
21:30 B.Münih - Hoffenheım (Kanal 24)
22:30 Amadora - Sportıng Lizbon (Spormax)

6 Aralık Cumartesi

14:45 Fulham - M.Cıty (Spormax)
16:30 Schalke - Herta Berlin (Kanal 24)
17:00 Hull Cıty -Mıddlesbrough (Spormax)
19:00 Beşiktaş - Ankaraspor (Lig Tv)
19:30 Manchester Utd - Sunderland (Spormax)
20:00 Marsilya - Nıce (Kanal A)
21:30 Lazıo - Inter (Ntv Spor)
22:00 Nantes - Lyon (Kanal A)
23:00 Barcelona - Valencıa (Ntv)

7 Aralık Pazar

15:00 Trabzonspor - Kocaelispor (Lig Tv)
16:00 AC.Mılan - Catanıa (Ntv Spor)
18:00 Everton - Aston Vılla (Spormax)
18:00 Lorıent - Nancy (Kanal A)
18:00 Köln - Hamburg (Kanal 24)
19:00 Ankaragücü - Galatasaray (Lig Tv)
21:00 Goıas - Sao Paulo (Spormax)
22:00 Parıs St Germaın - Le Mans (Kanal A)
22:00 Real Madrıd - Sevilla (Ntv Spor)

8 Aralık Pazartesi

22:00 West Ham - Tottenham (Spormax)

4 Ara 2008

GLADIATOR


Gennaro Gattuso... Öyle bir futbolcu düşünün ki; sahada en çok o koşsun,en çok o mücadele etsin, en çok onun forması kirlensin, en çok onun forması terlesin, en çok o bağırıp çağırsın, yaramaz çocuklar gibi bep onun biryerleri yaralansın da oyuna bandajla devam etsin, en çok rakibi ve hakemlerle o tartışsın, gol yemeye en çok o tepki versin, gol sevincini en hırslı o yaşasın, sahada kart görecek birisi varsa hep o olsun hatta bazı maçlarda sarı kart onu kesmesin, bir savaşçı edası ile kendini hırpalasın...
Sahaya 11 e 11 çıkıyosanız ve takımınızda Gattuso varsa daima avantaj sahibi olan sizsinizdir.Ta ki o kart görene ya da sakatlanana kadar.

Gattuso ,onbinlerin önünde oynanan bu oyunun öyle önemli parçasıdır ki;Gattuso hayranı taraftar grubu bile vardır ki Gennaro nereye onlar oraya şeklindedir.O çim sahada topun arkasından çocuklar gibi koşmak Allah vergisi bir sevimlilik oluveriyor.

Gözükara olmak öğretilecekse futbolda bu dersi verecek mutlaka Gattuso olmalıdır.Hakemin düdüğünden hemen önce yüregini çıkarıp sahanın her noktasına serpiştirir Gattuso,son düdüğün ardından taraftarının da desteği ile toplar onları.

Futbolun nasıl oynanacağını dünyaya haykırıcasına, orta sahadan dünyanın heryerine ulaşabilen bu sese kulak verelim .

Aldırma Gönül

Yazıya başlamadan önce oynadığı güzel futbol için 10'a teşekkür etmek istiyorum. Hacettepe maçından sonra aldığı acımasız ve bana göre haksız eleştiriden sonra bu denli güzel bir futbol oynayacağını açıkcası beklemiyordum. Tek kelime ile harikaydı. M.Topal ve Barış'ın takıma geri dönmeleri Galatasaray için büyük kazanç sağlamış durumda. Bitmek bilmeyen enerjileri,özellikle Barış'ın,takımın defansif özelliklerini arttırırken defans ve forvet hattının akışını hızlandırmıştır. Defansta Servet'in hücumda Baros'un mücadelesi ayrı bir hırs yüklemişti takıma.Lincoln'ün kendinden emin hareketleri ve taktığı pazubantın ağırlığı kaleye atılan isabetli şutların varlığı mücadele gücünü arttırdı. Belki eksik olan Arda ve Kewell'ın kanat organizasyonlarından diğer maçlara nazaran daha az yararlanılmasıydı.Bir ara her ikisininde aynı kanatta hücum yapmaya çalışırken bile gördük. Ayrı bir parantezde taraftara açmak istiyorum. Onlar heryerde. Saygıyla eğiliyorum.

Aslından maçtan çok konuşmak istediğim bir konu var. Maçtan sonra UEFA kupası özel programlarından yapılan maç yorumları ve gazetelerin spor sayfalarında yazan köşe yazarlarının yorumları.Beceremiyoruz biz yorumcu olmayı,hak edene hakkını vermeyi,eleştirirken siyaha ak aka siyah diyoruz.Konu içerisindeki kişiye karşı antipatimiz varsa vuruyoruz acımasızca.Güzel futbol ve kazanılan üç puan sonunda bir spor yorumcusu çıkıp diyor ki;''Lincoln bu gün müthiş bir futbol ortaya koydu''.Bu konuda hem fikiriz.Yalnız devamında diyor ki;''Oynadığı bu güzel futbolu maçın Almanya'da oynanıyor olması ve sanki Lincoln'ün Almanya'ya geri dönmek için birilerine birşeyler kanıtlamak istiyor olması''diyor.İnsaf be kardeşim.Yani kısacası diyor ki Lincoln Almanya'ya dönmek istiyor.Birde sahaya kaptan olarak çıkması sorun olmuş.Ben bu işin sonunu şimdiden tahmin edebiliyorum.Yakında Lincoln gollerine devam ederken güzel vuramadı ama gol oldu,o topa o şekilde vurulmaz,oraya pas mı verilirmiş,saçları uzamış o yüzden oynayamıyor vs gibi akıl almaz haksız eleştirilere maruz kalacak,Türkiye'den gidince rahat edecekler.

2 Ara 2008

Murderer



Chelsea 1 : 2 Arsenal ( Robin Van Persi)

Ulan Futbol Seviyoruz Seni













Haadi Hayırlı Seyirler

2009 UEFA finali'nin logo ve bilet tasarımı. Türkiye ve Türk futbolu için önemli ve guru verici bir tablo. Umarım başarıyla atlatırız. Ve umarım bu finalde tribünlerin çoğunluğu Türk olur.
Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.


1 Ara 2008

Kazanılan Tek Şey ''BAROS''

Maç başlamadan önce ilk gölü Galatasaray'ın yiyeceğini tahmin ediyordum ama bu şekilde kazanacağını tahmin etmemiştim.Oynanan bu futbol kimseye tat vermez.Maç üzerine çok konuşmak istemiyorum hatta gereksiz olduğunu düşünüyorum, çünkü ortada konuşulacak bir futbol yoktu. Belki Hacettepe'nin tecrübesizliği ve paniği yüzünden kaybettiği puanı konuşabiliriz.

Galatasaray açısından kazanılan üç puan değil bence kazanılan tek şey Baros. Gol atamama sendromuna son verdi. Bu hem Galatasaray için hem Baros için geçmesi gereken bir rahatsızlıktı.