5 Kas 2014

GİT İŞİNE BAK İŞİNE ALGISI...



Bir ev düşünün içerisinde 14 ve 15 li yaşlarda gençlerle(BJK,FB,GS taraftarı olan) 2 Kasım 2014 tarihinde oynanan Beşiktaş Fenerbahçe maçı izleniyor.Maçın ilerleyen dakikalarında Fenerbahçeli futbolcu çıkıp onlarca kameranın önünde önüne gelene f..off diyor ve bu defalarca yayıncı kuruluş ve diğer televizyon kanallarında gösteriliyor,üzerine konuşuluyor.

Bu futbolcu kardeşimiz iyi insandır, kalitelidir, iyi bir aile reisi ve babadır. Güzel Ülkemizde konuşulan Türkçemiz yanında en kolay öğrendiğimiz yabancı kelimelerde küfürlerdir.

Futbolcu ve diğer takım teknik direktörü birbirlerini kötülemeler. Her gün bir demeç ve sönmeyen bir alev ve her gün evimizin içinde bir küfür(hadi git işine ).

Bunun yanında Beşiktaşlı yeğenimin çığlığı:

‘’Beşiktaş taraftarı olarak hiçbir zaman şampiyonluk beklentimiz olmadı. Özellikle benim gibi yirmili yaşlardaki şampiyonlukla büyümeyen hatta şampiyonluklar hayal meyal hatırlayan taraftarlar için söylüyorum. Biz sadece Beşiktaş’ın adaletli bir ligde hak ettiğin de kazanmasını kötü oynadığında kaybetmesini bekledik. Bugün (2 Kasım 2014) kaybetmemizin bu açıdan hiçbir önemi olmadığını özellikle belirtmek isterim. Yalnız soru şu : Beşiktaş formalı oyuncu geçen hafta f.off dediği için 3 maç ceza alırken Fenerbahçe formalı oyuncu hakemin dibinde f.off diye sağa sola saldırıp cezasız kalıyor. Bu kadar mali ve fiziki sıkıntısı olan bir kulüp psikolojik olarak da neden bu kadar zarara uğratılıyor?  Bizim daha merak ettiğimiz birçok soru var ama Beşiktaş Taraftarı derin düşünmez  kaybederse oyuncusuna başın öne eğilmesin der ve bekler . Kaybetmek bizim için hiç sorun olmadı ama böylesi de hem  bu taraftara hem de emek veren futbolculara saygısızlıktır. Yazan:Volki’’

SONUÇ:

Ve ne yazık ki saha içinde olan saha içinde kalmayıp hepimizin evine giriyor..

Bir baba olarak acaba çocuklarınız bu maçı izlemediler mi?

Siz daha sonra bunları izlerken utanmadınız mı?

Türk Futbolunun marka değerini düşünen  Federasyonumuz bu olaylara kayıtsız kaldığı sürece saha içerisinde yeşil dev Hulk a dönüşen futbolcular ben bir terbiyesizlik yaptım Tüm Halkımızdan özür dilerim demeyi bırakın bu Avrupa da normal bişey zaten burası Avrupa nın kırsalı zihniyetini taşıdığı sürece bizim marka değerimiz ancak muz cumhuriyeti ile kıyaslanır.

SAHA İÇERİSİNDE ONLARCA KİŞİ ÖNÜNDE NEZAKET SIINIRLARININ DIŞINA ÇIKAN FUTBOLCU ARKADAŞLAR AYNI KELİMELERİ LÜTFEN SOKAKTA  AYNI ŞEKİLDE KULLANIN YANİ ''HADİ GİT İŞİNE , BAK İŞİNE''  SÖYLEMİNDE BULUNUNUZ..


10 Eyl 2014

OLMAYINCA KADER-kara mizah


 

 

Dün akşam ki maçta Milli Takımımızın İzlanda ya 3-0 yenilmesinin asıl ve tek sorumlusu yayıncı kuruluştur.

Benim fikrim budur,

Millilerimiz yüreklerini ortaya koydular çok iyi hazırlanmışlar taktik ve teknik olarak eksikleri yoktu.

Bunlarının yanında yayıncı kuruluş maç başlarken yayını şifrelemesi Türk Milletinin dualarının ve enerjisinin onlara sirayetini sağlayamadığı için mağlup olmuştur.

Sayfalar dolusu şey yazılabilecekken susmak gerekiyor galiba………..

23 Nis 2013

DÜRÜST İNSAN !


Aykut Kocaman:
’Galatasaray ‘ın yaniii saha içinde ve saha dışında bu 7 puanı azaltabileceğini düşünmüyorum. Neyseee,’’21 Nisan 2013
Hepiniz ve hepimiz yanlış anladık . Sayın Kocaman doğruları telaffuz etti ve biz yanlış anladık saha içinde ve saha dışında yorumuna katılmamız gerekirken tepki gösterdik.
EVET GALATASARAY SAHA İÇİNDE GÜÇLÜ ama saha dışında (ekinler ekilmeyince, hasat olmayınca , saha içine yansımayınca yani) şartlar eşitlenince bu puan farkı tabi ki kapanmaz .
Aykut Kocaman ın söylediklerinin altına imza koymak gerekiyor.Adam Haklı Beyler…..

13 Şub 2013

KİMİN RÜYASI ?


‘’Rüya takım’’yakıştırması sinsi bir tehlike gibi önce toplumu sarar sonra toplum içinde birey olan oyuncuları. Tehlikenin boyutu yakıştırmayı kabullendikçe de artar. Tabi bazı durumlarda bu yakıştırmanın faydası görülse de uzun soluklu olma ihtimali neredeyse yoktur. Oyunculara yüklediği psikolojik baskı zamanla daha çok hata yapmaya müsait durum haline gelir.

Sezon başında Galatasaray için tam da bu yakıştırma yapılmıştı. ‘’ Rüya takım’’ …  Kulağa hoş geliyor değil mi ? Peki rüya takım olmanın bir kriteri var mıdır ? Yada göreceli bir kavram mıdır ?

Bu yakıştırmayı yapılan transferlere bağlayan hepimizin bildiği gibi medyadır. İşte bu medya,yaşadığımız yüzyılın sosyal kültür içerisinde toplumu yönlendiren, istediği şekli veren ve istediğini kabul ettiren bir oluşum.

Maddi olanaklar sayesinde yapılan yüksek ücretli transferlerin başarı konusunda her defasında sınıfı geçtiğini söyleyemeyiz. Bunlara örnek günümüzde bir hayli fazladır. Takım olabilmenin ve bu birlikteliğin başarıya yansıması bir çok olumlu etkenlerin bir araya gelmesiyle mümkündür.  Yani,Burak Yılmaz, Hamit Altıntop, Amrabat, Snaıjder,Drogba vs gibi üst düzey oyuncuların bir araya gelmesiyle ''Rüya takım'' yakıştırmasını yüklemek takım üzerinde baskı kurmaktan öteye gitmeyecektir. Öyle ki her defasında başarılı olacağını söylemek bile son derece yanlıştır ki bunun en iyi örneği M.City takımıdır.


‘’Rüya takım’’ yakıştırmasını başta Fatih Terim olmak üzere sarı – kırmızı renklere gönül vermiş kişiler tarafından kabul görmesi mümkün değildir.Üst üste 4 yıl şampiyon olup ardından da UEFA ve SÜPER kupayı almış bir takımımız vardı şöyle hafızalarımızı kurcalayıp hatırlayalım isterseniz. Oyuncuları unutmamız mümkün mü ? Bir de maddi olarak karşılaştıralım. Oyuncuların uzun süre ücretlerini almadığını hepimiz biliyoruz. Hepsini bir arada düşününce başarının yüksek maliyetli oyuncuları bir araya getirerek gelmediği görebiliriz.

Özetle, herkesin bir rüya takımı vardır. Benim rüya takımım başarıyı getirmiş oyuncularla kuruludur. 


29 Ara 2012

ADALET ONLAR İÇİN SADECE BİR KELİME


Yedi ay gibi uzun bir zaman olmuş bloga yazı girmeyeli. Vesilelerdir geri dönüşler aslında. Bana geri dönüşe vesile olan TFF ve Tahkim kurulunun kararları oldu.

Sıradan olacak belki ama ülke futbolu 3 Temmuzdan sonra dipsiz bir kuyuda, kendi haline, karanlıklar içinde bırakılmıştır. Yaşanan süreci futbolla alakası olan herkes az çok biliyor yinelemeye de hiç gerek yok.

Alınan son kararlar futbol adaletinin de şahıslar ve kurumlara göre ayrı ayrı dağıtıldığını bir kez daha gösterdi. Çok uzağa gitmemize gerek yok. 12 Ağustosta Erzurum'da oynanan Galatasaray - Fenerbahçe  Süper Kupa maçında hakeme fiziki müdahalede bulunan Engin Baytar 11 maç ceza aldı.

Galatasaraylı olanların, en üstten en alta kadar, cezanın adil olduğunu olması gerekenin bu olduğunu savunduk. Yapılan hareketin Galatasaray camiasına yakışmadığını savunduk. Özellikle bu hareketin o müsabakayı yöneten hakeme karşı yapılmış olmasını farklı acılardan değerlendirdik.

Şimdi daha yakın bir zamana gidelim. Yine bir Galatasaray - Fenerbahçe maçı. Meireles ikinci sarıdan kırmızı kartla oyun dışı kalıyor. Saha dışına çıkmadan maçın hakemine önce el hareketiyle hakaret ediyor, yetinmiyor  hakeme tükürerek olayı pekiştiriyor.

Açıklanan ilk ceza 12 maç olarak kayıtlara geçiyor. Evet, adaletin izleriyle burada karşılaşıyoruz. Galatasaray cephesinde Engin'in yaptığı hareket kabul edilemez olarak değerlendirilirken Fenerbahçe cephesinde Meireles'in yaptıkları aldığı cezayı hak etmediği yönündeydi. Bakın bu açıklamalardan sonra adaletin izleri yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor.

Ve cezaya itiraz ediliyor. Süreci uzatmayacağım. Yayıncı kuruluştan istenilen görüntüler sonucunda Meireles'in cezası 4 maça düşürülüyor.

Bu durumda beni en çok düşündüren durum cezanın indirilmiş olması değil, ki beklediğim bir şeydi, maçın hakeminin vermiş olduğu raporun hiçe sayılmasıydı. Üst düzey bir hakemin söylediklerini buruşturup çöpe atmak, kurumunuza ait bir hakemi yok saymaktan başka bir şey değildir. O hakemin kariyerini hiçe saymaktır.

Şimdi Türkiye'de futbolu yönetenlere soruyorum, kendi hakeminizin verdiği rapora inanmayıp ceza indirimine gidiyorsanız futbol sevdalısı biz taraftarların size inanmasını nasıl beklersiniz ? Peki futbolu adil bir şekilde yönettiğinize nasıl inanırsınız ?

Evet, son sözüm, siz hepiniz biz tek.
 
        

21 May 2012

TARAFTAR


TARAFTAR
12.05.12


Galatasaray Trabzonspor süper finalini izliyoruz.(diğer kanalda Barcelona maçı var)

Galatasaray taraftarı olan kuzenim Mustafa Fenerbahçe taraftarı kuzenim Mustafa’ ya soruyor ;

             -Abi Sabri mi? Alves mi?

             -Abi bence % 100 Sabri ..(bu arada Sabri oyunda yok,girse maçı çevirecek :) )

TARAFTARLIK BUDUR..YÜREĞİNE SAĞLIK MUSTAFA

19 May 2012

GALATASARAY STORE VE PAZARLAMA ve GEÇ KALMIŞLIK

Dünya markası ,Avrupa takımı ,marka değeri bunlar ne ile? Nasıl? Ve kimler tarafından gerçekleştirilir?

 2011- 2012 sezonu Türkiye Süper lig ve final şampiyonu GALATASARAY. Başkanından malzemecisine herkese çok teşekkürler ve alkışlar. Bunun yanında ligi 9 puan önde kapatan ve final grubunu lider bitirmesi kuvvetle muhtemel olan bir takım Pazarlama departmanının bu kadar hazırlıksız yakalanması ne garip ve acınası. Sayın Ünal Aysal her konuşmasında ben bir ticaret adamıyım ve şirketlerim kurumsal kimlikle yönetilmektedir diye söylüyor.

Galatasaray Spor Kulübünün her zaman artı değerle(maddi ve manevi) sezonu kapatması amacı olduğunu biliyoruz. Bir takımın taraftarının takımının lisanslı ürünlerini almasının sebebi takımına maddi olarak da artı değer katmak istemesidir. Takım şampiyon olursa ya da transferler kaliteli olursa bu eğilim daha da çok artacaktır. 12 Mayıs 2012 tarihinde Galatasaray Spor Kulübü Futbol takım ezeli rakibi Fenerbahçe stadı ve seyircisi önünde Şampiyon olmuş ve Kupayı TFF ve ev sahibine yakışır bir şekilde (!) almıştır.

 Galatasaray S.K. pazarlama departmanı geçen 1 haftaya rağmen hala bunu değerlendirip kulüp menfaatleri adına paraya çevirememiştir ki maçtan sonra birçok taraftar Galatasaray Store koşmuştur. Sonuç olarak: Biz taraftarlar kendi dizaynımız olan (muhteşem kareografi , karanlıkta çekilmiş şampiyonluk fotosu,Kadıköy de şampiyon v.b.) t shirt , atkı,forma ,bere,şapkalarda kendi imkanları ile baskı yaparak veya lisanssız ürün alarak kullanmakta peki bu takımımıza ne kazandırmakta?

 NOT: Avrupa da bunu aynı anda paraya çevirecek ve çeviren onlarca takım var……… Fifanın resmi sitesine koyduğu resmi t shirt basılsa giymez misiniz?

15 May 2012

BİR BAŞKA KADIKÖY


3 temmuzdan bu yana gelişen olaylar Türk futbol tarihine kara leke olarak geçmiştir. Yaşanan olayları bir kenara bırakacak olursak bu süreçte alınan kararlar daha vahim hale getirdi yeşil sahada oynanan oyunu. Bir çok futbol severin ''YETER ARTIK'' dediği o kadar çok olay yaşandı ki tekrarlamak daha bir bıkkınlık getirdi.

Süreci kontrol altında tutamayan TFF gitti yerine süreçle alakası olmayan bir TFF geldi. Ne şiş yansın ne kebap diyen Y.Demirören yönetiminde ki TFF futbolu çıkılması güç, karanlık bir odada bıraktı. Bu karanlık odada ışığı yakmaya çalışan SADECE GALATASARAY oldu.

Yorgun düşmüş aslan, Ünal Aysal yönetiminde, Fatih Terim önderliğinde girdiği yolun bu denli tuzaklarla kurulu olduğunu/olacağını tahmin bile etmiyordu. Kurulmuş bir düzende oyuna dahil olmak ve bu oyundan galip ayrılmak düzeni kuranların, senaryo yazarlarının aklından bile geçmiyordu.

Üstün bir futbol anlayışıyla normal sezonu en yakın rakibine 9 puan gibi bir farkla kapatıp şampiyonluğun kutlanamadığı, futbolun emredicileri tarafından uydurulmuş bir play - off sisteminde düzen kuruculara karşı başı dik bir şekilde oynayıp Kadıköy'de şampiyonluk kupasını kaldırmak yazılan senaryonun en ufak bir rolünde dahi yoktu.

Ama ezberleri bozup, Kadıköy'de kaldırılan bir kupanın gerçekliği vardı. Bitiş düdüğünden sonra gördük ki 3 temmuzdan bu yana yaşanan olayların Fenerbahçe taraftarı açısından bıraktığı psikolojik baskının SAHAYA YANSIMASINA şahit olduk.  ''Türkiye'de futbol'' ile başlayan cümlelerin anlatmak istediği olaylar bir anda gözümüzün önüne getirildi.

Tüm bunlara rağmen olması gereken, hak edenin hakkını aldığı bir son oldu. Islatılmış, ışıkları söndürülmüş bir  yeşil saha vardı. Orası Fenerbahçe'nin stadı Şükrü Sraçoğlu'ydu. Kamera ışıklarıyla aydınlanan sahada 18.şampiyonluğunu kutlayan GALATASARAY'dı.
  

15 Mar 2012

SUNİ GÜNDEM ve DERBİ


14.03.2012 15:15
Açıklama


Spor Toto Süper Lig’in 31. haftasında oynayacağımız Fenerbahçe maçı öncesinde bugün yazılı basında takip ettiğimiz bazı haberler bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır.

Teknik Direktörümüz Fatih Terim’in ağzından Fotomaç Gazetesi’nde “Bize Sökmez”, Fanatik Gazetesi’nde ise “Bir Gol Kuzuya Çevirir” başlığı altında yayınlanan haberler tamamen hayal ürünüdür.

Hürriyet Gazetesi’nde ise futbolcumuz Necati Ateş’in GSTV’ye verdiği roportajın hiçbir satırında yer almayan “Fenerbahçeliler Beni İyi Bilir” sözleriyle başlık yaratılmış ve derbi öncesinde tarafımıza ait olmayan söylemler üretilmiştir.

Hiçbir şekilde gerçeği yansıtmayan bu tip haberler ve bu uslupta gazetecilik anlayışıyla hafta sonu oynanacak derbi öncesi suni gündem oluşturarak gerginliği arttırmaktan öte hiçbir amaca hizmet edilmeyeceği aşikârdır.

Kamuoyunun doğru bilgilendirilme hakkının saptırılmamasını ve bu tarz haberlere itibar edilmemesini rica ediyoruz

Galatasaray Spor Kulübü.


Maç yazısı yazacakken gözüme çarpan bir açıklama suni gündem oluşturulması ne içindir?

1-Gazetenin okunurluğunu arttırmak
2-Dikkat çekmek
3-Ortamı germek
4-Fanatikler açısından yürü be koçumlar duymak
5-Gerçekte iki takımda da gazetelere yazılacak malzeme vermeden işlerine konsantre olmak
17 Mart 2012 tarihinde oynanacak derbi öncesinde her iki Teknik Direktör çok aklı başında taraftarı germeden işlerine bakarken Takım kaptanları tatlı yollu göndermeler yaparken neden insanların ağzından ortam gerilmeye çalışılır?

MAÇ İÇİN:
Fazla söze gerek yok derbi. Bu klişenin dışında yenen takım için belki de 2011-2012 sezonunun Şampiyonluk yarışında Galatasaray için puan farkı açılarak rahatlamaya, Fenerbahçe için dengeleri sağlamaya yarayacak bir derbi. Serilerin devamı , tabuların yıkılması ,nasıl olduğu ve olacağı belli olmayan bir play off sistemine puan avantaj ve dezavantajı ile girme stresi ve bu maçı kazanalım gerekirse Şampiyon olmayalım küçük mantık çelişkisi içerisinde bir derbi.

Her şeyin ötesinde mahallede , kahvede,evde ,okulda,her yerde konuşulan ve şakalar yapılan yenenin hep mutlu yenilenin hep hüzünlü, olsun aslanım biz de sizi şu vakit kaç atmıştık en çok farkı biz yaptık ,sizin kupanız nerede ? gibi kısır döngülerle bir dünya derbisi .

Babamız ,amcamız,dayımız,kardeşimiz,kuzenimiz ,sevgilimiz,kankamız arasındaki ebedi dostluk ezeli rekabet için söz sadece iyi olan ve hak eden kazanmasa bile DOSTLUK KARDEŞLİK VE TATLI TEBESÜMLERLE biten bir derbi olsun .
BİZ DÜŞMAN DEĞİLİZ BİZ TARAFTARIZ gündem bu olsun …..

6 Mar 2012

FERNANDO MUSLERA // DUVAR


Uzun yıllar Galatasaray forması terletmesi dileğiyle. Fernando Muslera candır.
.

23 Şub 2012

AÇIKLAMA 22.02.12-17:56


22.02.2012 GALATASARAY RESMİ SİTESİNDEN AÇIKLAMA
Sayın Aziz Yıldırım,
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı

Bugüne kadar gerek soruşturma aşamasında, gerekse adli makamlara intikalinden sonra bu davanın hukuki sonuçlarını etkileyebilecek en küçük bir imâda dahi bulunmaktan kaçındım, kaçındık. Olayın Galatasaray’ı ilgilendiren yegane boyutu ve tüm çabalarımız, bu konuda karar alması gereken özerk kurumların gecikmeleri durumunda Galatasaray ve Türk takımlarının bir zarar görmesi tehlikesine karşı ilgili mercileri uyarmaktan ibaret oldu.

Hatırlamanız gerekir, 3 Temmuz’dan 24 saat sonra yaptığımız açıklamada tüm Galatasaray camiasından rekabet duyguları içinde hareket etmemelerini ve soğukkanlılıklarını muhafaza etmelerini özellikle rica etmiştim. Bunu spor anlayışımın gereği olduğu kadar toplumsal aşırılıkları önceden engellemek ve meseleyi tırmandırıp nefret duygularının tırmanmamasını sağlamak için yaptım.

Sayın Yıldırım, sizin Başkan olarak temsil ettiğiniz kurum bir spor kulübü, herhangi bir şirket değil. Dolayısıyla sadece yargı kurumlarına ve ceza yasalarına tâbi değilsiniz. Ülke içinde TFF ve uluslararası alanda UEFA ve FIFA kurallarına tâbisiniz. Eğer bir spor kulübü değil de, bir özel şirket söz konusu olsaydı sportif kararlar için davanın sonunu beklemek en doğal hakkınız olurdu. Ama ne yazık ki taşıdığınız sıfat, temsil ettiğiniz kurumun başka sorumlulukları ve futbol dünyasının başka kuralları var.

Belirtmeliyim ki, savunmanızın size yapılan itham ve suçlamalar üzerine kurulmuş olmasını beklerdim ve emin olunuz bu iddiaların haksız olduğunu teker teker kanıtlamanız bir spor adamı olarak beni sadece sevindirirdi. Ne yazık ki, daha ilk günden itibaren yanlış bir yol izlemektesiniz. Galatasaray başta olmak üzere başka kulüpleri de suçluymuş gibi gösterme çabalarınız, hukuk bilgime dayanarak söylüyorum, sizi de, kurumunuzu da temize çıkarmaz. Üstelik spor dünyamız açısından tam da engellemek istediğim o nefret duygularını pekiştirir. Başarıya ne denli tutkulu bir insan olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Ama kurumlarımızın başarısının ötesinde topluma karşı önemli sorumluluklarımız var ve bu yönde çağdaş değerleri benimsemiş olmamız gerekir. Bu açıdan kendinizi kurtarmak için bile olsa 107 senelik şerefli tarihimize dil uzatarak ve mesnetsiz iftiralarla “leke bulaştırma” yönteminin size hiçbir faydası olmayacağı gibi son derece tehlikeli neticeler doğuracağını özellikle hatırlatmak isterim.

Sayın Yıldırım, sizi destekleyen saf ve temiz taraftarlarınız, etkinizdeki bazı medya mensupları ne denli alet olurlarsa olsunlar, bizlerin görevi onları kullanıp başkalarına çamur atarak futbolumuzu daha da kirletmek değil, temize çıkması için gayret sarfetmektir.

Suçsuzluğunuzu kanıtlayıp bir an önce özgürlüğünüze kavuşmanızı dilerim.


Ünal Aysal
Başkan
Galatasaray Spor Kulübü

YORUM SPORSEVERLERİN

10 Şub 2012

''SARI - KIRMIZI'' ULAN

Spiker soruyor : Neden etkisiz kaldınız ?
Teodosic cevap veriyor : Siz daha önce böyle bir taraftar gördünüz mü?

Merak etme Teodosic, kimse böyle bir taraftar görmedi.



8 Şub 2012

MİLAN BAROS, PFDK VE CEZALARI

Şu noktada kalkıp da Baros'a verilen cezayı eleştirmeyeceğim. 3 maç cazayı Baros hak etmiştir. Aslında olayı biraz da eleştirel kılan PFKD'nın aynı olaylarda farklı futbolculara farklı cezalar vermesi. Parmağını kaldırıp hakemi tehdit ederek arkasından ana avrat söven oyuncuları görmezden gelebilmek kabul edilebilir değil.

90 dakika boyunca küfrü ağzına sakız edinenler, futbolcu olduğunu unutup önüne gelene tehditler savuranlar nasıl oluyor da kendilerinde bu hakkı buluyorlar. O davranışlara boyun eğen hakemler ve yayıncı kuruluşun görüntülerine rağmen sessiz kalabilen PFDK, verdikleri ve aldıkları kararlarla ne kadar samimi olduklarını açıkça ortaya koyuyorlar.

3 Şub 2012

MARİO BALOTELLİ

Ona yakışan da bu.

İSMAİL ABİ'DEN GELSİN OLAYLAR OLAYLAR


Aşağıdaki resimler Fenerbahçe'nin Samsunspor deplasmanında aldığı ağır yenilgiden sonra bir grup Beşiktaş taraftarının açtığı pankarttır. Pankart Sabiha Gökçen havalimanında açılmış. Biz kısaca bunun adına FBJK kardeşliği diyoruz.

Resimler http://www.fbhaber.org/?p=15980 sitesinden alınmıştır.

19 Oca 2012

EL CLASİCO'DAN BİZE KALANLAR


2011 - 2012 sezonu Türk futbolu için iyi başlamadı. Dünyanın en önde gelen derbisinde klasik adıyla El Clasico'da Milli futbolcumuzun oynaması sanırım Türk futbolu için son zamanlarda rastladığımız en güzel olay. Yukarıdaki videoda Hamit'in İniesta'ya attığı çalımı görüyoruz. İzlemesi daha bir keyifli değil mi ?

18 Oca 2012

VE YENİ BİR EL CLASİCO ZAMANI



Bu gece saat 23:00 TRTSPOR ekranlarında canlı olarak yayınlanacak. Sanırım nefes kesici bir maç olacağını söylemek için kahin olmak gerekmiyor.

Bana göre R.Madrid bir adım önde. Hak eden kazansın. Ama yinede R.Madrid kazansın.

6 Oca 2012

ASABİ ABİ,,


Emre: "Culio'ya vurmak istedim, ama..."
Emre Belözoğlu, Culio'yu neden yumruklamadığını; öfkesine rağmen birkaç saniye içinde kafasından geçenleri 'Yumruk vurmak istedim, hamle yaptım. O an aklıma kötü bir şey olacağı geldi. Vazgeçtim' diye anlattı.
MİLLİYET

Bir futbol maçında yumruk vurmak istedim....
SEBEP:
-Küfür edildi(ispanyolca)
-Dirsek atıldı
-Hakem dil bilmiyor

BİZCE:
-Takım içinde problem var
-Saha içinde iyi değiller
-Saha dışında çalkantı sürüyor
-Arkadaş asabi
-Kendisi küfür edince haklı
-Hazımsızlık
-Bank Asya korkusu(!)

SONUÇ:
BATAN GEMİYİ İLK ÖNCE FARELER TERK EDER..

8 Ara 2011

IT'S TIME TO GO!


BYE BYE BİRDİE
IT’S TIME TO GO!*
07 Aralık 2011 Galatasaray –Fenerbahçe maç yazısı:
Kale arkası bu yazıyı (koreogrfi) hazırlayan arkadaşlar Nasrettin Hoca kadar nüktedan ve ne istediğini bilen zeki insanlar. Maç hakkında yazacağım yazı için hazırladığım bütün notları, istatistikleri, göndermeleri yırtarak sadece avuçlarımın içi patlayana kadar alkışladım.
Evet Fenerbahçe Futbol Takımı için artık söylenecek başka bir şey kalmamıştır.
Sezon başından beri boynu bükük bırakılan Fenerbahçe taraftarlarının bazı şeylerin netleşmesi için ne kadar yalvardıklarına şahit olmuştuk ama tek teselli olarak Galatasaray galibiyetini beklerken son nokta it’s time to go….
Bank Asya da Başarılar.
NOT:Elmander ,Ebue,Melo onlar artık gerçek birer Galatasaray lı.
*Ünlü Brodway müzikalinden alıntı.

7 Ara 2011

BU GÜN GÜNLERDEN GALATASARAY



Saatler 19:30'u gösterdiği zaman büyük derbinin 368.randevusu başlayacak. Derbinin yorumu olmaz. Güzel futbol ve 3 puan bizden yana olsun. Bu gün yer gök SARI KIRMIZI günlerden GALATASARAY.

17 Kas 2011

FUTBOLU BALTALAMAYA DAHA NE KADAR DEVAM EDECEKSİNİZ ?




Kulüplerin aldığı tek ortak karar bu olabilirdi. Deplasman seyircisinin statlara alınmaması. TFF'de buna göz yummuş durumda. Devam edin. Baltayı daha da köküne vurun. Daha güçlü vurun ki devirmek uzun zaman almasın.

Şimdi, bizler, taraftarlar ne yapalım biliyor musunuz ? Milli takım neden bu hallerde onu düşünelim. Onu tartışalım.

28 Eki 2011

KARTLAR AÇIK OYUN


MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, Galatasaray’ın tepkisinde haklı olduğunu belirterek, Servet ve Sabri’ye çıkardığı kırmızı kartlar nedeniyle hakem Abdullah Yılmaz’ı eleştirdi.
Namoğlu, “Hakemin en önemli hatası Servet’e gösterdiği kırmızı karttı. Pozisyonda bariz gol şansı yoktu. Sabri’nin gördüğü ikinci sarıda yardımcı hakem Serdar Diyadin’in hatalı bayrağı vardı. Maçın hakemi buna da uydu ve ikisi birden hata yaptı. Melo’nun da rakibine yaptığı faul nedeniyle kırmızı kart görmesi gerekirdi. Hakemlere gerekli müeyyideler uygulanacaktır. Kendisini savunmamız söz konusu olamaz. Hatasını kendisi de biz de kabul edeceğiz” dedi.
Abdullah Yılmaz’ı dinlendireceklerini açıklayan Yusuf Namoğlu, “Hakemler sahaya başkanlarından talimat alarak çıkmışlar” diyen Galatasaray 2. Başkanı Ali Dürüst’ün gösterdiği tepkinin doğal olduğunu da ifade etti.
Milliyet.

24 Eki 2011

BİR EL DE GALATASARAY'DAN




Van'da meydana gelen ve tüm Türkiye'yi derinden etkileyen deprem için tüm kurumlar seferber olmuş durumda.

Galatasaray da bu hafta oynanacak olan G.Antep maçının hasılatını depremde mağdur olan vatandaşlarımız yararına kullanılması için bağışta bulunacak.

Ayrıca Galatasaray resmi sitesinden şöyle bir açıklama var:

23 Ekim Pazar günü Van’da meydana gelen ve birçok yurttaşımızın hayatını kaybettiği deprem sonrası, yaralanan ve olumsuz koşullarda yaşamlarını devam ettiren yurttaşlarımız için Galatasaray Spor Kulübü ve Galatasaray taraftarı bölgeye gönderilecek iki ayrı tır ile yardım elini uzatıyor.

Bu bağlamda soğuk havaya, gıdasızlığa, barınaksızlığa karşı gerçekten işe yarayacağı düşünülen yardım malzemesini deprem bölgesine götürecek Galatasaray taraftarlarının yardım tırı, duyarlı taraftarlarımızın katkısı için 26 Ekim Çarşamba günü Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da olacaktır. Bu yardım tırı 26 Ekim Çarşamba günü bölgeye hareket edecektir.

Kulübümüzün yardım tırı ise bu akşam saat 19.00’da yola çıkacaktır.

Duyarlı taraftarlarımızı bir kez daha katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

* Taraftarlarımızdan gönderilecek yardım malzemelerini plastik torbalara yerleştirmelerini rica ediyoruz.

http://www.galatasaray.org/

23 Eki 2011

BARCELONA&SEVİLLA


22 Ekim 2011 T.S:23:00 başlayan Barcelona Sevilla maçı 0:0 bitti.
benim için en dikkat çekici istatistik bu maçta konuk ekip ilk yarıdaki ilk ve tek faulu 41 dakikada Kaptan J.Navas orta sahada teknik faul niteliginde Adriano nun formasından çekerek yaptı ve sarı kart gördü.Deplasmanda teknik kapasitesi çok yüksek bir takıma karşı oynuyorsunuz ve 45 dakikada tek faul (arkadan forma çekerek) yapıyorsunuz.
Bu sadece şans mı?
Konsantrasyon mu?
Galiba nazarım değdi!
F.Navarro(53')sarı
Javi Varas(56')sarı
Medel(66')sarı
Carceres(68')sarı
Fazio(91')sarı
Kanute(94')kırmızı
F.Navarro(97')2.sarı kırmızı
Not:90+ da Messi penaltı kaçırdı.
bazen ne yaparsan yap olmuyor galiba..
Bizim ligimizin marka değerini bahsedelim ve stada gidip Antalyaspor-Galatasaray maçına izleyip bu 22 tane milyon dolar kazanan futbol topu ile yatıp kalkan furbolcular(!) sahada ne yapıyor diye hayıflanmaya devam edelim.

17 Eki 2011

İSTANBULsuz LİDER


Galatasaray, Futbol Federasyonu'nun resmi kayıtlarında İstanbul Büyükşehir Belediyespor takımı, "Büyükşehir Belediye" olarak yer aldığı için maç fazlasıyla da olsa 51 hafta sonra lider olma şansını kaçırdı.

İkili averaj hesabı rövanş oynandıktan sonra yapılıyor. Şu anda puanları ile attığı ve yediği goller eşit olan iki takım, alfabetik sıralamaya göre sıralanıyor. TFF'nin 'Büyükşehir Belediye' ismi altında toplanan takımlara Bank Asya 1. Lig'de Gaziantep BŞB, 3. Lig'de Diyarbakır BŞB ve Erzurum BŞB adıyla yer verirken, İstanbul BŞB içim bu uygulamaya gidilmesi dikkat çekiyor. Bu ayrıntı alfabetik sıralamaya göre İstanbul BŞB'yi resmi sitede lider yapıyor.

İstanbul'u olmayan Büyükşehir Belediye lider ..Galatasaray sonraki haftalara..

1.BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 6 4 1 1 11 5 6 13
2.GALATASARAY A.Ş. 6 4 1 1 11 5 6 13

5 Kas 2014

GİT İŞİNE BAK İŞİNE ALGISI...



Bir ev düşünün içerisinde 14 ve 15 li yaşlarda gençlerle(BJK,FB,GS taraftarı olan) 2 Kasım 2014 tarihinde oynanan Beşiktaş Fenerbahçe maçı izleniyor.Maçın ilerleyen dakikalarında Fenerbahçeli futbolcu çıkıp onlarca kameranın önünde önüne gelene f..off diyor ve bu defalarca yayıncı kuruluş ve diğer televizyon kanallarında gösteriliyor,üzerine konuşuluyor.

Bu futbolcu kardeşimiz iyi insandır, kalitelidir, iyi bir aile reisi ve babadır. Güzel Ülkemizde konuşulan Türkçemiz yanında en kolay öğrendiğimiz yabancı kelimelerde küfürlerdir.

Futbolcu ve diğer takım teknik direktörü birbirlerini kötülemeler. Her gün bir demeç ve sönmeyen bir alev ve her gün evimizin içinde bir küfür(hadi git işine ).

Bunun yanında Beşiktaşlı yeğenimin çığlığı:

‘’Beşiktaş taraftarı olarak hiçbir zaman şampiyonluk beklentimiz olmadı. Özellikle benim gibi yirmili yaşlardaki şampiyonlukla büyümeyen hatta şampiyonluklar hayal meyal hatırlayan taraftarlar için söylüyorum. Biz sadece Beşiktaş’ın adaletli bir ligde hak ettiğin de kazanmasını kötü oynadığında kaybetmesini bekledik. Bugün (2 Kasım 2014) kaybetmemizin bu açıdan hiçbir önemi olmadığını özellikle belirtmek isterim. Yalnız soru şu : Beşiktaş formalı oyuncu geçen hafta f.off dediği için 3 maç ceza alırken Fenerbahçe formalı oyuncu hakemin dibinde f.off diye sağa sola saldırıp cezasız kalıyor. Bu kadar mali ve fiziki sıkıntısı olan bir kulüp psikolojik olarak da neden bu kadar zarara uğratılıyor?  Bizim daha merak ettiğimiz birçok soru var ama Beşiktaş Taraftarı derin düşünmez  kaybederse oyuncusuna başın öne eğilmesin der ve bekler . Kaybetmek bizim için hiç sorun olmadı ama böylesi de hem  bu taraftara hem de emek veren futbolculara saygısızlıktır. Yazan:Volki’’

SONUÇ:

Ve ne yazık ki saha içinde olan saha içinde kalmayıp hepimizin evine giriyor..

Bir baba olarak acaba çocuklarınız bu maçı izlemediler mi?

Siz daha sonra bunları izlerken utanmadınız mı?

Türk Futbolunun marka değerini düşünen  Federasyonumuz bu olaylara kayıtsız kaldığı sürece saha içerisinde yeşil dev Hulk a dönüşen futbolcular ben bir terbiyesizlik yaptım Tüm Halkımızdan özür dilerim demeyi bırakın bu Avrupa da normal bişey zaten burası Avrupa nın kırsalı zihniyetini taşıdığı sürece bizim marka değerimiz ancak muz cumhuriyeti ile kıyaslanır.

SAHA İÇERİSİNDE ONLARCA KİŞİ ÖNÜNDE NEZAKET SIINIRLARININ DIŞINA ÇIKAN FUTBOLCU ARKADAŞLAR AYNI KELİMELERİ LÜTFEN SOKAKTA  AYNI ŞEKİLDE KULLANIN YANİ ''HADİ GİT İŞİNE , BAK İŞİNE''  SÖYLEMİNDE BULUNUNUZ..


10 Eyl 2014

OLMAYINCA KADER-kara mizah


 

 

Dün akşam ki maçta Milli Takımımızın İzlanda ya 3-0 yenilmesinin asıl ve tek sorumlusu yayıncı kuruluştur.

Benim fikrim budur,

Millilerimiz yüreklerini ortaya koydular çok iyi hazırlanmışlar taktik ve teknik olarak eksikleri yoktu.

Bunlarının yanında yayıncı kuruluş maç başlarken yayını şifrelemesi Türk Milletinin dualarının ve enerjisinin onlara sirayetini sağlayamadığı için mağlup olmuştur.

Sayfalar dolusu şey yazılabilecekken susmak gerekiyor galiba………..

23 Nis 2013

DÜRÜST İNSAN !


Aykut Kocaman:
’Galatasaray ‘ın yaniii saha içinde ve saha dışında bu 7 puanı azaltabileceğini düşünmüyorum. Neyseee,’’21 Nisan 2013
Hepiniz ve hepimiz yanlış anladık . Sayın Kocaman doğruları telaffuz etti ve biz yanlış anladık saha içinde ve saha dışında yorumuna katılmamız gerekirken tepki gösterdik.
EVET GALATASARAY SAHA İÇİNDE GÜÇLÜ ama saha dışında (ekinler ekilmeyince, hasat olmayınca , saha içine yansımayınca yani) şartlar eşitlenince bu puan farkı tabi ki kapanmaz .
Aykut Kocaman ın söylediklerinin altına imza koymak gerekiyor.Adam Haklı Beyler…..

13 Şub 2013

KİMİN RÜYASI ?


‘’Rüya takım’’yakıştırması sinsi bir tehlike gibi önce toplumu sarar sonra toplum içinde birey olan oyuncuları. Tehlikenin boyutu yakıştırmayı kabullendikçe de artar. Tabi bazı durumlarda bu yakıştırmanın faydası görülse de uzun soluklu olma ihtimali neredeyse yoktur. Oyunculara yüklediği psikolojik baskı zamanla daha çok hata yapmaya müsait durum haline gelir.

Sezon başında Galatasaray için tam da bu yakıştırma yapılmıştı. ‘’ Rüya takım’’ …  Kulağa hoş geliyor değil mi ? Peki rüya takım olmanın bir kriteri var mıdır ? Yada göreceli bir kavram mıdır ?

Bu yakıştırmayı yapılan transferlere bağlayan hepimizin bildiği gibi medyadır. İşte bu medya,yaşadığımız yüzyılın sosyal kültür içerisinde toplumu yönlendiren, istediği şekli veren ve istediğini kabul ettiren bir oluşum.

Maddi olanaklar sayesinde yapılan yüksek ücretli transferlerin başarı konusunda her defasında sınıfı geçtiğini söyleyemeyiz. Bunlara örnek günümüzde bir hayli fazladır. Takım olabilmenin ve bu birlikteliğin başarıya yansıması bir çok olumlu etkenlerin bir araya gelmesiyle mümkündür.  Yani,Burak Yılmaz, Hamit Altıntop, Amrabat, Snaıjder,Drogba vs gibi üst düzey oyuncuların bir araya gelmesiyle ''Rüya takım'' yakıştırmasını yüklemek takım üzerinde baskı kurmaktan öteye gitmeyecektir. Öyle ki her defasında başarılı olacağını söylemek bile son derece yanlıştır ki bunun en iyi örneği M.City takımıdır.


‘’Rüya takım’’ yakıştırmasını başta Fatih Terim olmak üzere sarı – kırmızı renklere gönül vermiş kişiler tarafından kabul görmesi mümkün değildir.Üst üste 4 yıl şampiyon olup ardından da UEFA ve SÜPER kupayı almış bir takımımız vardı şöyle hafızalarımızı kurcalayıp hatırlayalım isterseniz. Oyuncuları unutmamız mümkün mü ? Bir de maddi olarak karşılaştıralım. Oyuncuların uzun süre ücretlerini almadığını hepimiz biliyoruz. Hepsini bir arada düşününce başarının yüksek maliyetli oyuncuları bir araya getirerek gelmediği görebiliriz.

Özetle, herkesin bir rüya takımı vardır. Benim rüya takımım başarıyı getirmiş oyuncularla kuruludur. 


29 Ara 2012

ADALET ONLAR İÇİN SADECE BİR KELİME


Yedi ay gibi uzun bir zaman olmuş bloga yazı girmeyeli. Vesilelerdir geri dönüşler aslında. Bana geri dönüşe vesile olan TFF ve Tahkim kurulunun kararları oldu.

Sıradan olacak belki ama ülke futbolu 3 Temmuzdan sonra dipsiz bir kuyuda, kendi haline, karanlıklar içinde bırakılmıştır. Yaşanan süreci futbolla alakası olan herkes az çok biliyor yinelemeye de hiç gerek yok.

Alınan son kararlar futbol adaletinin de şahıslar ve kurumlara göre ayrı ayrı dağıtıldığını bir kez daha gösterdi. Çok uzağa gitmemize gerek yok. 12 Ağustosta Erzurum'da oynanan Galatasaray - Fenerbahçe  Süper Kupa maçında hakeme fiziki müdahalede bulunan Engin Baytar 11 maç ceza aldı.

Galatasaraylı olanların, en üstten en alta kadar, cezanın adil olduğunu olması gerekenin bu olduğunu savunduk. Yapılan hareketin Galatasaray camiasına yakışmadığını savunduk. Özellikle bu hareketin o müsabakayı yöneten hakeme karşı yapılmış olmasını farklı acılardan değerlendirdik.

Şimdi daha yakın bir zamana gidelim. Yine bir Galatasaray - Fenerbahçe maçı. Meireles ikinci sarıdan kırmızı kartla oyun dışı kalıyor. Saha dışına çıkmadan maçın hakemine önce el hareketiyle hakaret ediyor, yetinmiyor  hakeme tükürerek olayı pekiştiriyor.

Açıklanan ilk ceza 12 maç olarak kayıtlara geçiyor. Evet, adaletin izleriyle burada karşılaşıyoruz. Galatasaray cephesinde Engin'in yaptığı hareket kabul edilemez olarak değerlendirilirken Fenerbahçe cephesinde Meireles'in yaptıkları aldığı cezayı hak etmediği yönündeydi. Bakın bu açıklamalardan sonra adaletin izleri yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor.

Ve cezaya itiraz ediliyor. Süreci uzatmayacağım. Yayıncı kuruluştan istenilen görüntüler sonucunda Meireles'in cezası 4 maça düşürülüyor.

Bu durumda beni en çok düşündüren durum cezanın indirilmiş olması değil, ki beklediğim bir şeydi, maçın hakeminin vermiş olduğu raporun hiçe sayılmasıydı. Üst düzey bir hakemin söylediklerini buruşturup çöpe atmak, kurumunuza ait bir hakemi yok saymaktan başka bir şey değildir. O hakemin kariyerini hiçe saymaktır.

Şimdi Türkiye'de futbolu yönetenlere soruyorum, kendi hakeminizin verdiği rapora inanmayıp ceza indirimine gidiyorsanız futbol sevdalısı biz taraftarların size inanmasını nasıl beklersiniz ? Peki futbolu adil bir şekilde yönettiğinize nasıl inanırsınız ?

Evet, son sözüm, siz hepiniz biz tek.
 
        

21 May 2012

TARAFTAR


TARAFTAR
12.05.12


Galatasaray Trabzonspor süper finalini izliyoruz.(diğer kanalda Barcelona maçı var)

Galatasaray taraftarı olan kuzenim Mustafa Fenerbahçe taraftarı kuzenim Mustafa’ ya soruyor ;

             -Abi Sabri mi? Alves mi?

             -Abi bence % 100 Sabri ..(bu arada Sabri oyunda yok,girse maçı çevirecek :) )

TARAFTARLIK BUDUR..YÜREĞİNE SAĞLIK MUSTAFA

19 May 2012

GALATASARAY STORE VE PAZARLAMA ve GEÇ KALMIŞLIK

Dünya markası ,Avrupa takımı ,marka değeri bunlar ne ile? Nasıl? Ve kimler tarafından gerçekleştirilir?

 2011- 2012 sezonu Türkiye Süper lig ve final şampiyonu GALATASARAY. Başkanından malzemecisine herkese çok teşekkürler ve alkışlar. Bunun yanında ligi 9 puan önde kapatan ve final grubunu lider bitirmesi kuvvetle muhtemel olan bir takım Pazarlama departmanının bu kadar hazırlıksız yakalanması ne garip ve acınası. Sayın Ünal Aysal her konuşmasında ben bir ticaret adamıyım ve şirketlerim kurumsal kimlikle yönetilmektedir diye söylüyor.

Galatasaray Spor Kulübünün her zaman artı değerle(maddi ve manevi) sezonu kapatması amacı olduğunu biliyoruz. Bir takımın taraftarının takımının lisanslı ürünlerini almasının sebebi takımına maddi olarak da artı değer katmak istemesidir. Takım şampiyon olursa ya da transferler kaliteli olursa bu eğilim daha da çok artacaktır. 12 Mayıs 2012 tarihinde Galatasaray Spor Kulübü Futbol takım ezeli rakibi Fenerbahçe stadı ve seyircisi önünde Şampiyon olmuş ve Kupayı TFF ve ev sahibine yakışır bir şekilde (!) almıştır.

 Galatasaray S.K. pazarlama departmanı geçen 1 haftaya rağmen hala bunu değerlendirip kulüp menfaatleri adına paraya çevirememiştir ki maçtan sonra birçok taraftar Galatasaray Store koşmuştur. Sonuç olarak: Biz taraftarlar kendi dizaynımız olan (muhteşem kareografi , karanlıkta çekilmiş şampiyonluk fotosu,Kadıköy de şampiyon v.b.) t shirt , atkı,forma ,bere,şapkalarda kendi imkanları ile baskı yaparak veya lisanssız ürün alarak kullanmakta peki bu takımımıza ne kazandırmakta?

 NOT: Avrupa da bunu aynı anda paraya çevirecek ve çeviren onlarca takım var……… Fifanın resmi sitesine koyduğu resmi t shirt basılsa giymez misiniz?

15 May 2012

BİR BAŞKA KADIKÖY


3 temmuzdan bu yana gelişen olaylar Türk futbol tarihine kara leke olarak geçmiştir. Yaşanan olayları bir kenara bırakacak olursak bu süreçte alınan kararlar daha vahim hale getirdi yeşil sahada oynanan oyunu. Bir çok futbol severin ''YETER ARTIK'' dediği o kadar çok olay yaşandı ki tekrarlamak daha bir bıkkınlık getirdi.

Süreci kontrol altında tutamayan TFF gitti yerine süreçle alakası olmayan bir TFF geldi. Ne şiş yansın ne kebap diyen Y.Demirören yönetiminde ki TFF futbolu çıkılması güç, karanlık bir odada bıraktı. Bu karanlık odada ışığı yakmaya çalışan SADECE GALATASARAY oldu.

Yorgun düşmüş aslan, Ünal Aysal yönetiminde, Fatih Terim önderliğinde girdiği yolun bu denli tuzaklarla kurulu olduğunu/olacağını tahmin bile etmiyordu. Kurulmuş bir düzende oyuna dahil olmak ve bu oyundan galip ayrılmak düzeni kuranların, senaryo yazarlarının aklından bile geçmiyordu.

Üstün bir futbol anlayışıyla normal sezonu en yakın rakibine 9 puan gibi bir farkla kapatıp şampiyonluğun kutlanamadığı, futbolun emredicileri tarafından uydurulmuş bir play - off sisteminde düzen kuruculara karşı başı dik bir şekilde oynayıp Kadıköy'de şampiyonluk kupasını kaldırmak yazılan senaryonun en ufak bir rolünde dahi yoktu.

Ama ezberleri bozup, Kadıköy'de kaldırılan bir kupanın gerçekliği vardı. Bitiş düdüğünden sonra gördük ki 3 temmuzdan bu yana yaşanan olayların Fenerbahçe taraftarı açısından bıraktığı psikolojik baskının SAHAYA YANSIMASINA şahit olduk.  ''Türkiye'de futbol'' ile başlayan cümlelerin anlatmak istediği olaylar bir anda gözümüzün önüne getirildi.

Tüm bunlara rağmen olması gereken, hak edenin hakkını aldığı bir son oldu. Islatılmış, ışıkları söndürülmüş bir  yeşil saha vardı. Orası Fenerbahçe'nin stadı Şükrü Sraçoğlu'ydu. Kamera ışıklarıyla aydınlanan sahada 18.şampiyonluğunu kutlayan GALATASARAY'dı.
  

15 Mar 2012

SUNİ GÜNDEM ve DERBİ


14.03.2012 15:15
Açıklama


Spor Toto Süper Lig’in 31. haftasında oynayacağımız Fenerbahçe maçı öncesinde bugün yazılı basında takip ettiğimiz bazı haberler bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır.

Teknik Direktörümüz Fatih Terim’in ağzından Fotomaç Gazetesi’nde “Bize Sökmez”, Fanatik Gazetesi’nde ise “Bir Gol Kuzuya Çevirir” başlığı altında yayınlanan haberler tamamen hayal ürünüdür.

Hürriyet Gazetesi’nde ise futbolcumuz Necati Ateş’in GSTV’ye verdiği roportajın hiçbir satırında yer almayan “Fenerbahçeliler Beni İyi Bilir” sözleriyle başlık yaratılmış ve derbi öncesinde tarafımıza ait olmayan söylemler üretilmiştir.

Hiçbir şekilde gerçeği yansıtmayan bu tip haberler ve bu uslupta gazetecilik anlayışıyla hafta sonu oynanacak derbi öncesi suni gündem oluşturarak gerginliği arttırmaktan öte hiçbir amaca hizmet edilmeyeceği aşikârdır.

Kamuoyunun doğru bilgilendirilme hakkının saptırılmamasını ve bu tarz haberlere itibar edilmemesini rica ediyoruz

Galatasaray Spor Kulübü.


Maç yazısı yazacakken gözüme çarpan bir açıklama suni gündem oluşturulması ne içindir?

1-Gazetenin okunurluğunu arttırmak
2-Dikkat çekmek
3-Ortamı germek
4-Fanatikler açısından yürü be koçumlar duymak
5-Gerçekte iki takımda da gazetelere yazılacak malzeme vermeden işlerine konsantre olmak
17 Mart 2012 tarihinde oynanacak derbi öncesinde her iki Teknik Direktör çok aklı başında taraftarı germeden işlerine bakarken Takım kaptanları tatlı yollu göndermeler yaparken neden insanların ağzından ortam gerilmeye çalışılır?

MAÇ İÇİN:
Fazla söze gerek yok derbi. Bu klişenin dışında yenen takım için belki de 2011-2012 sezonunun Şampiyonluk yarışında Galatasaray için puan farkı açılarak rahatlamaya, Fenerbahçe için dengeleri sağlamaya yarayacak bir derbi. Serilerin devamı , tabuların yıkılması ,nasıl olduğu ve olacağı belli olmayan bir play off sistemine puan avantaj ve dezavantajı ile girme stresi ve bu maçı kazanalım gerekirse Şampiyon olmayalım küçük mantık çelişkisi içerisinde bir derbi.

Her şeyin ötesinde mahallede , kahvede,evde ,okulda,her yerde konuşulan ve şakalar yapılan yenenin hep mutlu yenilenin hep hüzünlü, olsun aslanım biz de sizi şu vakit kaç atmıştık en çok farkı biz yaptık ,sizin kupanız nerede ? gibi kısır döngülerle bir dünya derbisi .

Babamız ,amcamız,dayımız,kardeşimiz,kuzenimiz ,sevgilimiz,kankamız arasındaki ebedi dostluk ezeli rekabet için söz sadece iyi olan ve hak eden kazanmasa bile DOSTLUK KARDEŞLİK VE TATLI TEBESÜMLERLE biten bir derbi olsun .
BİZ DÜŞMAN DEĞİLİZ BİZ TARAFTARIZ gündem bu olsun …..

6 Mar 2012

FERNANDO MUSLERA // DUVAR


Uzun yıllar Galatasaray forması terletmesi dileğiyle. Fernando Muslera candır.
.

23 Şub 2012

AÇIKLAMA 22.02.12-17:56


22.02.2012 GALATASARAY RESMİ SİTESİNDEN AÇIKLAMA
Sayın Aziz Yıldırım,
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı

Bugüne kadar gerek soruşturma aşamasında, gerekse adli makamlara intikalinden sonra bu davanın hukuki sonuçlarını etkileyebilecek en küçük bir imâda dahi bulunmaktan kaçındım, kaçındık. Olayın Galatasaray’ı ilgilendiren yegane boyutu ve tüm çabalarımız, bu konuda karar alması gereken özerk kurumların gecikmeleri durumunda Galatasaray ve Türk takımlarının bir zarar görmesi tehlikesine karşı ilgili mercileri uyarmaktan ibaret oldu.

Hatırlamanız gerekir, 3 Temmuz’dan 24 saat sonra yaptığımız açıklamada tüm Galatasaray camiasından rekabet duyguları içinde hareket etmemelerini ve soğukkanlılıklarını muhafaza etmelerini özellikle rica etmiştim. Bunu spor anlayışımın gereği olduğu kadar toplumsal aşırılıkları önceden engellemek ve meseleyi tırmandırıp nefret duygularının tırmanmamasını sağlamak için yaptım.

Sayın Yıldırım, sizin Başkan olarak temsil ettiğiniz kurum bir spor kulübü, herhangi bir şirket değil. Dolayısıyla sadece yargı kurumlarına ve ceza yasalarına tâbi değilsiniz. Ülke içinde TFF ve uluslararası alanda UEFA ve FIFA kurallarına tâbisiniz. Eğer bir spor kulübü değil de, bir özel şirket söz konusu olsaydı sportif kararlar için davanın sonunu beklemek en doğal hakkınız olurdu. Ama ne yazık ki taşıdığınız sıfat, temsil ettiğiniz kurumun başka sorumlulukları ve futbol dünyasının başka kuralları var.

Belirtmeliyim ki, savunmanızın size yapılan itham ve suçlamalar üzerine kurulmuş olmasını beklerdim ve emin olunuz bu iddiaların haksız olduğunu teker teker kanıtlamanız bir spor adamı olarak beni sadece sevindirirdi. Ne yazık ki, daha ilk günden itibaren yanlış bir yol izlemektesiniz. Galatasaray başta olmak üzere başka kulüpleri de suçluymuş gibi gösterme çabalarınız, hukuk bilgime dayanarak söylüyorum, sizi de, kurumunuzu da temize çıkarmaz. Üstelik spor dünyamız açısından tam da engellemek istediğim o nefret duygularını pekiştirir. Başarıya ne denli tutkulu bir insan olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Ama kurumlarımızın başarısının ötesinde topluma karşı önemli sorumluluklarımız var ve bu yönde çağdaş değerleri benimsemiş olmamız gerekir. Bu açıdan kendinizi kurtarmak için bile olsa 107 senelik şerefli tarihimize dil uzatarak ve mesnetsiz iftiralarla “leke bulaştırma” yönteminin size hiçbir faydası olmayacağı gibi son derece tehlikeli neticeler doğuracağını özellikle hatırlatmak isterim.

Sayın Yıldırım, sizi destekleyen saf ve temiz taraftarlarınız, etkinizdeki bazı medya mensupları ne denli alet olurlarsa olsunlar, bizlerin görevi onları kullanıp başkalarına çamur atarak futbolumuzu daha da kirletmek değil, temize çıkması için gayret sarfetmektir.

Suçsuzluğunuzu kanıtlayıp bir an önce özgürlüğünüze kavuşmanızı dilerim.


Ünal Aysal
Başkan
Galatasaray Spor Kulübü

YORUM SPORSEVERLERİN

10 Şub 2012

''SARI - KIRMIZI'' ULAN

Spiker soruyor : Neden etkisiz kaldınız ?
Teodosic cevap veriyor : Siz daha önce böyle bir taraftar gördünüz mü?

Merak etme Teodosic, kimse böyle bir taraftar görmedi.



8 Şub 2012

MİLAN BAROS, PFDK VE CEZALARI

Şu noktada kalkıp da Baros'a verilen cezayı eleştirmeyeceğim. 3 maç cazayı Baros hak etmiştir. Aslında olayı biraz da eleştirel kılan PFKD'nın aynı olaylarda farklı futbolculara farklı cezalar vermesi. Parmağını kaldırıp hakemi tehdit ederek arkasından ana avrat söven oyuncuları görmezden gelebilmek kabul edilebilir değil.

90 dakika boyunca küfrü ağzına sakız edinenler, futbolcu olduğunu unutup önüne gelene tehditler savuranlar nasıl oluyor da kendilerinde bu hakkı buluyorlar. O davranışlara boyun eğen hakemler ve yayıncı kuruluşun görüntülerine rağmen sessiz kalabilen PFDK, verdikleri ve aldıkları kararlarla ne kadar samimi olduklarını açıkça ortaya koyuyorlar.

3 Şub 2012

MARİO BALOTELLİ

Ona yakışan da bu.

İSMAİL ABİ'DEN GELSİN OLAYLAR OLAYLAR


Aşağıdaki resimler Fenerbahçe'nin Samsunspor deplasmanında aldığı ağır yenilgiden sonra bir grup Beşiktaş taraftarının açtığı pankarttır. Pankart Sabiha Gökçen havalimanında açılmış. Biz kısaca bunun adına FBJK kardeşliği diyoruz.

Resimler http://www.fbhaber.org/?p=15980 sitesinden alınmıştır.

19 Oca 2012

EL CLASİCO'DAN BİZE KALANLAR


2011 - 2012 sezonu Türk futbolu için iyi başlamadı. Dünyanın en önde gelen derbisinde klasik adıyla El Clasico'da Milli futbolcumuzun oynaması sanırım Türk futbolu için son zamanlarda rastladığımız en güzel olay. Yukarıdaki videoda Hamit'in İniesta'ya attığı çalımı görüyoruz. İzlemesi daha bir keyifli değil mi ?

18 Oca 2012

VE YENİ BİR EL CLASİCO ZAMANI



Bu gece saat 23:00 TRTSPOR ekranlarında canlı olarak yayınlanacak. Sanırım nefes kesici bir maç olacağını söylemek için kahin olmak gerekmiyor.

Bana göre R.Madrid bir adım önde. Hak eden kazansın. Ama yinede R.Madrid kazansın.

6 Oca 2012

ASABİ ABİ,,


Emre: "Culio'ya vurmak istedim, ama..."
Emre Belözoğlu, Culio'yu neden yumruklamadığını; öfkesine rağmen birkaç saniye içinde kafasından geçenleri 'Yumruk vurmak istedim, hamle yaptım. O an aklıma kötü bir şey olacağı geldi. Vazgeçtim' diye anlattı.
MİLLİYET

Bir futbol maçında yumruk vurmak istedim....
SEBEP:
-Küfür edildi(ispanyolca)
-Dirsek atıldı
-Hakem dil bilmiyor

BİZCE:
-Takım içinde problem var
-Saha içinde iyi değiller
-Saha dışında çalkantı sürüyor
-Arkadaş asabi
-Kendisi küfür edince haklı
-Hazımsızlık
-Bank Asya korkusu(!)

SONUÇ:
BATAN GEMİYİ İLK ÖNCE FARELER TERK EDER..

8 Ara 2011

IT'S TIME TO GO!


BYE BYE BİRDİE
IT’S TIME TO GO!*
07 Aralık 2011 Galatasaray –Fenerbahçe maç yazısı:
Kale arkası bu yazıyı (koreogrfi) hazırlayan arkadaşlar Nasrettin Hoca kadar nüktedan ve ne istediğini bilen zeki insanlar. Maç hakkında yazacağım yazı için hazırladığım bütün notları, istatistikleri, göndermeleri yırtarak sadece avuçlarımın içi patlayana kadar alkışladım.
Evet Fenerbahçe Futbol Takımı için artık söylenecek başka bir şey kalmamıştır.
Sezon başından beri boynu bükük bırakılan Fenerbahçe taraftarlarının bazı şeylerin netleşmesi için ne kadar yalvardıklarına şahit olmuştuk ama tek teselli olarak Galatasaray galibiyetini beklerken son nokta it’s time to go….
Bank Asya da Başarılar.
NOT:Elmander ,Ebue,Melo onlar artık gerçek birer Galatasaray lı.
*Ünlü Brodway müzikalinden alıntı.

7 Ara 2011

BU GÜN GÜNLERDEN GALATASARAY



Saatler 19:30'u gösterdiği zaman büyük derbinin 368.randevusu başlayacak. Derbinin yorumu olmaz. Güzel futbol ve 3 puan bizden yana olsun. Bu gün yer gök SARI KIRMIZI günlerden GALATASARAY.

17 Kas 2011

FUTBOLU BALTALAMAYA DAHA NE KADAR DEVAM EDECEKSİNİZ ?




Kulüplerin aldığı tek ortak karar bu olabilirdi. Deplasman seyircisinin statlara alınmaması. TFF'de buna göz yummuş durumda. Devam edin. Baltayı daha da köküne vurun. Daha güçlü vurun ki devirmek uzun zaman almasın.

Şimdi, bizler, taraftarlar ne yapalım biliyor musunuz ? Milli takım neden bu hallerde onu düşünelim. Onu tartışalım.

28 Eki 2011

KARTLAR AÇIK OYUN


MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, Galatasaray’ın tepkisinde haklı olduğunu belirterek, Servet ve Sabri’ye çıkardığı kırmızı kartlar nedeniyle hakem Abdullah Yılmaz’ı eleştirdi.
Namoğlu, “Hakemin en önemli hatası Servet’e gösterdiği kırmızı karttı. Pozisyonda bariz gol şansı yoktu. Sabri’nin gördüğü ikinci sarıda yardımcı hakem Serdar Diyadin’in hatalı bayrağı vardı. Maçın hakemi buna da uydu ve ikisi birden hata yaptı. Melo’nun da rakibine yaptığı faul nedeniyle kırmızı kart görmesi gerekirdi. Hakemlere gerekli müeyyideler uygulanacaktır. Kendisini savunmamız söz konusu olamaz. Hatasını kendisi de biz de kabul edeceğiz” dedi.
Abdullah Yılmaz’ı dinlendireceklerini açıklayan Yusuf Namoğlu, “Hakemler sahaya başkanlarından talimat alarak çıkmışlar” diyen Galatasaray 2. Başkanı Ali Dürüst’ün gösterdiği tepkinin doğal olduğunu da ifade etti.
Milliyet.

24 Eki 2011

BİR EL DE GALATASARAY'DAN




Van'da meydana gelen ve tüm Türkiye'yi derinden etkileyen deprem için tüm kurumlar seferber olmuş durumda.

Galatasaray da bu hafta oynanacak olan G.Antep maçının hasılatını depremde mağdur olan vatandaşlarımız yararına kullanılması için bağışta bulunacak.

Ayrıca Galatasaray resmi sitesinden şöyle bir açıklama var:

23 Ekim Pazar günü Van’da meydana gelen ve birçok yurttaşımızın hayatını kaybettiği deprem sonrası, yaralanan ve olumsuz koşullarda yaşamlarını devam ettiren yurttaşlarımız için Galatasaray Spor Kulübü ve Galatasaray taraftarı bölgeye gönderilecek iki ayrı tır ile yardım elini uzatıyor.

Bu bağlamda soğuk havaya, gıdasızlığa, barınaksızlığa karşı gerçekten işe yarayacağı düşünülen yardım malzemesini deprem bölgesine götürecek Galatasaray taraftarlarının yardım tırı, duyarlı taraftarlarımızın katkısı için 26 Ekim Çarşamba günü Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da olacaktır. Bu yardım tırı 26 Ekim Çarşamba günü bölgeye hareket edecektir.

Kulübümüzün yardım tırı ise bu akşam saat 19.00’da yola çıkacaktır.

Duyarlı taraftarlarımızı bir kez daha katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

* Taraftarlarımızdan gönderilecek yardım malzemelerini plastik torbalara yerleştirmelerini rica ediyoruz.

http://www.galatasaray.org/

23 Eki 2011

BARCELONA&SEVİLLA


22 Ekim 2011 T.S:23:00 başlayan Barcelona Sevilla maçı 0:0 bitti.
benim için en dikkat çekici istatistik bu maçta konuk ekip ilk yarıdaki ilk ve tek faulu 41 dakikada Kaptan J.Navas orta sahada teknik faul niteliginde Adriano nun formasından çekerek yaptı ve sarı kart gördü.Deplasmanda teknik kapasitesi çok yüksek bir takıma karşı oynuyorsunuz ve 45 dakikada tek faul (arkadan forma çekerek) yapıyorsunuz.
Bu sadece şans mı?
Konsantrasyon mu?
Galiba nazarım değdi!
F.Navarro(53')sarı
Javi Varas(56')sarı
Medel(66')sarı
Carceres(68')sarı
Fazio(91')sarı
Kanute(94')kırmızı
F.Navarro(97')2.sarı kırmızı
Not:90+ da Messi penaltı kaçırdı.
bazen ne yaparsan yap olmuyor galiba..
Bizim ligimizin marka değerini bahsedelim ve stada gidip Antalyaspor-Galatasaray maçına izleyip bu 22 tane milyon dolar kazanan futbol topu ile yatıp kalkan furbolcular(!) sahada ne yapıyor diye hayıflanmaya devam edelim.

17 Eki 2011

İSTANBULsuz LİDER


Galatasaray, Futbol Federasyonu'nun resmi kayıtlarında İstanbul Büyükşehir Belediyespor takımı, "Büyükşehir Belediye" olarak yer aldığı için maç fazlasıyla da olsa 51 hafta sonra lider olma şansını kaçırdı.

İkili averaj hesabı rövanş oynandıktan sonra yapılıyor. Şu anda puanları ile attığı ve yediği goller eşit olan iki takım, alfabetik sıralamaya göre sıralanıyor. TFF'nin 'Büyükşehir Belediye' ismi altında toplanan takımlara Bank Asya 1. Lig'de Gaziantep BŞB, 3. Lig'de Diyarbakır BŞB ve Erzurum BŞB adıyla yer verirken, İstanbul BŞB içim bu uygulamaya gidilmesi dikkat çekiyor. Bu ayrıntı alfabetik sıralamaya göre İstanbul BŞB'yi resmi sitede lider yapıyor.

İstanbul'u olmayan Büyükşehir Belediye lider ..Galatasaray sonraki haftalara..

1.BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 6 4 1 1 11 5 6 13
2.GALATASARAY A.Ş. 6 4 1 1 11 5 6 13