19 May 2012

GALATASARAY STORE VE PAZARLAMA ve GEÇ KALMIŞLIK

Dünya markası ,Avrupa takımı ,marka değeri bunlar ne ile? Nasıl? Ve kimler tarafından gerçekleştirilir?

 2011- 2012 sezonu Türkiye Süper lig ve final şampiyonu GALATASARAY. Başkanından malzemecisine herkese çok teşekkürler ve alkışlar. Bunun yanında ligi 9 puan önde kapatan ve final grubunu lider bitirmesi kuvvetle muhtemel olan bir takım Pazarlama departmanının bu kadar hazırlıksız yakalanması ne garip ve acınası. Sayın Ünal Aysal her konuşmasında ben bir ticaret adamıyım ve şirketlerim kurumsal kimlikle yönetilmektedir diye söylüyor.

Galatasaray Spor Kulübünün her zaman artı değerle(maddi ve manevi) sezonu kapatması amacı olduğunu biliyoruz. Bir takımın taraftarının takımının lisanslı ürünlerini almasının sebebi takımına maddi olarak da artı değer katmak istemesidir. Takım şampiyon olursa ya da transferler kaliteli olursa bu eğilim daha da çok artacaktır. 12 Mayıs 2012 tarihinde Galatasaray Spor Kulübü Futbol takım ezeli rakibi Fenerbahçe stadı ve seyircisi önünde Şampiyon olmuş ve Kupayı TFF ve ev sahibine yakışır bir şekilde (!) almıştır.

 Galatasaray S.K. pazarlama departmanı geçen 1 haftaya rağmen hala bunu değerlendirip kulüp menfaatleri adına paraya çevirememiştir ki maçtan sonra birçok taraftar Galatasaray Store koşmuştur. Sonuç olarak: Biz taraftarlar kendi dizaynımız olan (muhteşem kareografi , karanlıkta çekilmiş şampiyonluk fotosu,Kadıköy de şampiyon v.b.) t shirt , atkı,forma ,bere,şapkalarda kendi imkanları ile baskı yaparak veya lisanssız ürün alarak kullanmakta peki bu takımımıza ne kazandırmakta?

 NOT: Avrupa da bunu aynı anda paraya çevirecek ve çeviren onlarca takım var……… Fifanın resmi sitesine koyduğu resmi t shirt basılsa giymez misiniz?

15 May 2012

BİR BAŞKA KADIKÖY


3 temmuzdan bu yana gelişen olaylar Türk futbol tarihine kara leke olarak geçmiştir. Yaşanan olayları bir kenara bırakacak olursak bu süreçte alınan kararlar daha vahim hale getirdi yeşil sahada oynanan oyunu. Bir çok futbol severin ''YETER ARTIK'' dediği o kadar çok olay yaşandı ki tekrarlamak daha bir bıkkınlık getirdi.

Süreci kontrol altında tutamayan TFF gitti yerine süreçle alakası olmayan bir TFF geldi. Ne şiş yansın ne kebap diyen Y.Demirören yönetiminde ki TFF futbolu çıkılması güç, karanlık bir odada bıraktı. Bu karanlık odada ışığı yakmaya çalışan SADECE GALATASARAY oldu.

Yorgun düşmüş aslan, Ünal Aysal yönetiminde, Fatih Terim önderliğinde girdiği yolun bu denli tuzaklarla kurulu olduğunu/olacağını tahmin bile etmiyordu. Kurulmuş bir düzende oyuna dahil olmak ve bu oyundan galip ayrılmak düzeni kuranların, senaryo yazarlarının aklından bile geçmiyordu.

Üstün bir futbol anlayışıyla normal sezonu en yakın rakibine 9 puan gibi bir farkla kapatıp şampiyonluğun kutlanamadığı, futbolun emredicileri tarafından uydurulmuş bir play - off sisteminde düzen kuruculara karşı başı dik bir şekilde oynayıp Kadıköy'de şampiyonluk kupasını kaldırmak yazılan senaryonun en ufak bir rolünde dahi yoktu.

Ama ezberleri bozup, Kadıköy'de kaldırılan bir kupanın gerçekliği vardı. Bitiş düdüğünden sonra gördük ki 3 temmuzdan bu yana yaşanan olayların Fenerbahçe taraftarı açısından bıraktığı psikolojik baskının SAHAYA YANSIMASINA şahit olduk.  ''Türkiye'de futbol'' ile başlayan cümlelerin anlatmak istediği olaylar bir anda gözümüzün önüne getirildi.

Tüm bunlara rağmen olması gereken, hak edenin hakkını aldığı bir son oldu. Islatılmış, ışıkları söndürülmüş bir  yeşil saha vardı. Orası Fenerbahçe'nin stadı Şükrü Sraçoğlu'ydu. Kamera ışıklarıyla aydınlanan sahada 18.şampiyonluğunu kutlayan GALATASARAY'dı.
  

19 May 2012

GALATASARAY STORE VE PAZARLAMA ve GEÇ KALMIŞLIK

Dünya markası ,Avrupa takımı ,marka değeri bunlar ne ile? Nasıl? Ve kimler tarafından gerçekleştirilir?

 2011- 2012 sezonu Türkiye Süper lig ve final şampiyonu GALATASARAY. Başkanından malzemecisine herkese çok teşekkürler ve alkışlar. Bunun yanında ligi 9 puan önde kapatan ve final grubunu lider bitirmesi kuvvetle muhtemel olan bir takım Pazarlama departmanının bu kadar hazırlıksız yakalanması ne garip ve acınası. Sayın Ünal Aysal her konuşmasında ben bir ticaret adamıyım ve şirketlerim kurumsal kimlikle yönetilmektedir diye söylüyor.

Galatasaray Spor Kulübünün her zaman artı değerle(maddi ve manevi) sezonu kapatması amacı olduğunu biliyoruz. Bir takımın taraftarının takımının lisanslı ürünlerini almasının sebebi takımına maddi olarak da artı değer katmak istemesidir. Takım şampiyon olursa ya da transferler kaliteli olursa bu eğilim daha da çok artacaktır. 12 Mayıs 2012 tarihinde Galatasaray Spor Kulübü Futbol takım ezeli rakibi Fenerbahçe stadı ve seyircisi önünde Şampiyon olmuş ve Kupayı TFF ve ev sahibine yakışır bir şekilde (!) almıştır.

 Galatasaray S.K. pazarlama departmanı geçen 1 haftaya rağmen hala bunu değerlendirip kulüp menfaatleri adına paraya çevirememiştir ki maçtan sonra birçok taraftar Galatasaray Store koşmuştur. Sonuç olarak: Biz taraftarlar kendi dizaynımız olan (muhteşem kareografi , karanlıkta çekilmiş şampiyonluk fotosu,Kadıköy de şampiyon v.b.) t shirt , atkı,forma ,bere,şapkalarda kendi imkanları ile baskı yaparak veya lisanssız ürün alarak kullanmakta peki bu takımımıza ne kazandırmakta?

 NOT: Avrupa da bunu aynı anda paraya çevirecek ve çeviren onlarca takım var……… Fifanın resmi sitesine koyduğu resmi t shirt basılsa giymez misiniz?

15 May 2012

BİR BAŞKA KADIKÖY


3 temmuzdan bu yana gelişen olaylar Türk futbol tarihine kara leke olarak geçmiştir. Yaşanan olayları bir kenara bırakacak olursak bu süreçte alınan kararlar daha vahim hale getirdi yeşil sahada oynanan oyunu. Bir çok futbol severin ''YETER ARTIK'' dediği o kadar çok olay yaşandı ki tekrarlamak daha bir bıkkınlık getirdi.

Süreci kontrol altında tutamayan TFF gitti yerine süreçle alakası olmayan bir TFF geldi. Ne şiş yansın ne kebap diyen Y.Demirören yönetiminde ki TFF futbolu çıkılması güç, karanlık bir odada bıraktı. Bu karanlık odada ışığı yakmaya çalışan SADECE GALATASARAY oldu.

Yorgun düşmüş aslan, Ünal Aysal yönetiminde, Fatih Terim önderliğinde girdiği yolun bu denli tuzaklarla kurulu olduğunu/olacağını tahmin bile etmiyordu. Kurulmuş bir düzende oyuna dahil olmak ve bu oyundan galip ayrılmak düzeni kuranların, senaryo yazarlarının aklından bile geçmiyordu.

Üstün bir futbol anlayışıyla normal sezonu en yakın rakibine 9 puan gibi bir farkla kapatıp şampiyonluğun kutlanamadığı, futbolun emredicileri tarafından uydurulmuş bir play - off sisteminde düzen kuruculara karşı başı dik bir şekilde oynayıp Kadıköy'de şampiyonluk kupasını kaldırmak yazılan senaryonun en ufak bir rolünde dahi yoktu.

Ama ezberleri bozup, Kadıköy'de kaldırılan bir kupanın gerçekliği vardı. Bitiş düdüğünden sonra gördük ki 3 temmuzdan bu yana yaşanan olayların Fenerbahçe taraftarı açısından bıraktığı psikolojik baskının SAHAYA YANSIMASINA şahit olduk.  ''Türkiye'de futbol'' ile başlayan cümlelerin anlatmak istediği olaylar bir anda gözümüzün önüne getirildi.

Tüm bunlara rağmen olması gereken, hak edenin hakkını aldığı bir son oldu. Islatılmış, ışıkları söndürülmüş bir  yeşil saha vardı. Orası Fenerbahçe'nin stadı Şükrü Sraçoğlu'ydu. Kamera ışıklarıyla aydınlanan sahada 18.şampiyonluğunu kutlayan GALATASARAY'dı.