22 Ara 2010

SERDAR ÖZKAN İÇİN NE BEKLİYORUZ?


Serdar Özkan için ne bekliyoruz?





4 MAÇ CEZAYA SÖZLEŞME FESHİ

Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu 8 Aralık’ta yapılan 98 sayılı toplantıda aldığı kararla, kulüplere, Futbolcu Temsilcileri Talimatı’na aykırı davranışları nedeniyle en az dört müsabakadan men cezası alan futbolcular ile en az dört resmi müsabakada yedek kulübesine ve soyunma odasına giriş yasağı cezası alan teknik adamların sözleşmelerini haklı nedenle fesih yetkisi verdi.

Menacerlik skandalı nedeniyle Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun 8, faal futbolculardan Serdar Özkan, Ümit Karan, Koray Avcı, Murat Şahin, Volkan Arslan, Mehmet Sedef ve Mehmet Ozan Tahtaişleyen ise 4 maç men cezası almıştı.

21 Ara 2010

ULTRASLAN-ULTRARDA


Akşam kanaltürk televizyonunun yayının hayretle izledim.
Sayın Reha Muhtar,Sayın Ahmet Çakar ve Sayın Erman Toroğlu
birisi büyüğe sayğısızlık yapılmaz dedi,birisi fahri baba oldu,diğeri dinamit lokumlarını koymayın dedi.
Umarım reyting uğruna neler yapıldığının farkındadırlar.
Sayın Serhat Ulueren de telefon bağlantısı ile Ultraslan taraftar topluluğunun Kaptan Arda Turan ın pretosto edileceğini bildirildiğini söyledi.
LÜTFEN BU GENÇ ARKADAŞLARI BİRAZ RAHAT BIRAKALIM. FUTBOL SAHASINDA Kİ İŞLERİNİ KONUŞALIM.
SONUÇ:
ULTRASLAN RESMİ SİTESİNDE AÇIKLAMA YAYINLAMAK ZORUNDA KALDI
AÇIKLAMA AŞAĞIDADIR.


Dün Kanaltürk televizyonunda yayınlanan bir programda, Kaptanımız Arda Turan bir açılışta karşılaştığı Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı arasında geçen diyalogda “ulan” sözüne maruz kalmıştır.
Sözde babacan bir tavırla söylenen bu sözü maalesef spor ahlakı çerçevesinde göremiyoruz.
Bu haber üzerine haber müdürü Serhat Ulueren’e telefonla ulaşan Levent Uzun isimli şahıs ultrAslan adına aradığını ve Ardanın protesto edileceği yönünde bilgi vermiştir.
Söz konusu şahısın ultrAslan yönetiminde olmadığı gibi yakın çevremizde de tanımadığımızı ve bu şahsın söyleminin ultrAslanı bağlamadığını belirtiriz.
Daha önce bir röportajımda belirttiğim Arda'yı magazin sayfalarında değil spor sayfalarındaki başarıları ile görmek istediğimiz yönündeki açıklamam, Ar da gibi yetenekli bir sporcunun hem kendisine hem Galatasaray'ımıza daha fazla yarar sağlaması yönünde bir temenniden ibarettir.
Arda Turan, bazı davranışlarından rahatsız olmamıza rağmen, göz bebeği sporcumuz ve takımımızın kaptanıdır, kendisini protesto etmek gibi bir düşüncemiz yoktur, ayrıca Arda Turan'ın kaptanlığı ve Galatasaray ile olan geleceği Galatasaray Spor Kulübü Başkanı ve Yönetimi Kurulu tasarrufundadır.
Son günlerde ultrAslan adına yapılan mesnetsiz açıklamalarda olduğu gibi bu açıklamaya itibar edilmemesini ve ultrAslan tarafından yapılacak açıklamaların sadece ve sadece benim imzam ile sadece Resmi Sitemiz www.ultrAslan.com'dan duyurulacağını bir kez daha deklare ederiz...
Oğuz ALTAY
ultrAslan Genel Koordinatörü

13 Ara 2010

YA ÇOK APTALIZ ,YADA HİÇ FUTBOL BİLMİYORUZ.


Futbol duayeni fanatik Fenerbahçe taraftarı Mustafa kardeşim 12.12.2010 tarihli Ankaragücü Fenerbahçe maçı izledikten sonra ,
‘’Bu Aykut Kocaman ı birisi bana versin bende adam akıllı döveyim.’’dedi.
Bir Galatasaray taraftarı olarak sordum ;
‘’Sayın Kocaman ın suçu ne?’’
dedi ki;
‘’Aptal olmayan bir insan bir hata yı kaç defa tekrarlar.’’

ALİ SAMİ YEN-


Bu stada yakışmadı böyle bir veda.
Bu stada yakışmadı böyle bir takım.
Bu stada yakışmadı böyle bir yönetim.
Bu stada yakışmadı böyle bir hüzün.
HOŞCAKAL ALİ SAMİ YEN ..
Çocukluklarımızın düşü ,gidebilmek için harçlık biriktirdiğimiz,
ve kilometrelerce yok teptiğimiz.
Herşey yolunda gitmiyor, n'aparsan yap olmayınca olmuyor yinede. En zoru da; bunlara rağmen gülümsemek zorunda kalmak işte.

Bob Marley

11 Ara 2010

HOŞÇAKAL CEHENNEM...



Yazılan bir tarih daha toz bulutları arasında yok olup gidecek. Milyonların gözyaşlarıyla sulanan çimler kimilerin evlerinde yaşatılmaya devam edecek. Sorsalar Ali Sami Yen yıkılmadan önce son isteğin ne diye, onlara derim ki, o duvarlar, o koltuklar o çimler komple o stad dile gelsin döksün içini.

Şimdi son maçına davet ediyorlar. Yürek ister bu son maça gitmek. Bu son maçımız diyorlar, sonra yıkacağız diyorlar. Yeni bir stad'a gidiyor olmak bile umrumda değil. O stada geçmek için Ali Sami Yen'in yıkılacak olması güzellikleri alıp götürüyor.

Her güzel şeyin bir sonu vardır ama Galatasaray sevgisinin asla.

6 Ara 2010

BURSA KIZARDI



Bu gün bir gazete de yazanlar beni şoke etti.
Beşiktaş Bursaspor maçından sonra Bursa spor Teknik Direktörü Sayın Ertuğrul Sağlam ;
‘’Çok güzel bir kırmızı kart verdi. İnşallah her takıma bu kuralları uygularlar. En az 4 sarı kart göstermedi. Oyun gidişatını değiştirdi" demiş.
Sayın Ertuğrul Sağlam geçen yıl şampiyonluk plaketini alırken acaba hiç düşündü mü?
Bu hakem kardeşlere de bir ara teşekkür edelim diye.
Aklıma hemen gelen, aynı hakemin geçen yıl yönettiği ve benim de canlı olarak izleme fırsatı bulduğum ve Bursasporun 1 puanı kurtardığı Antalyaspor maçı .(korner olmayan bir top korner ve elle atılan bir gol nizami kararı verildi. Maç sonucu 1-1)
Bu arada kendi sporcusu için ne düşündü acaba ,aynı Volkan Şen Galatasaray maçında yaklaşık aynı dakikalarda atılmaması hakemin takdiriydi de şimdi hakem hatalı mı oldu.
Süper Lig de galiba terazi dengeleniyor :)

1 Ara 2010

ELONO VE GÜLÜMSEME


GALATASARAY'DA SOMURTAN ADAM
ELONO BELKİ SANTOS'TA GÜLER.
Elano Blumer Santos FC’ye Transfer Oldu


Galatasaray Profesyonel Futbol Takımı oyuncumuz Elano Blumer'in 2.900.000 avro bedelle SANTOS FC'ye transfer olması konusunda anlaşmaya varılmıştır. Oyuncu 31 Aralık 2012'ye kadar başka bir takıma daha yüksek bir bedelle transfer olduğu taktirde elde edilen karın %50'si de şirketimize ödenecektir.

Oyuncu aşağıda belirtilen alacaklarından vazgeçmistir:

2010-2011 sezonuyla ilgili olarak tahakkuk etmiş: 1.558.364 Euro
12.000 ABD Doları

2010-11 sezonu sonuna kadar tahakkuk edecek: 1.200.000 Euro

İleriki sezonlarda tahakkuk edecek toplam: 6.200.000 Euro

Menajer alacağı: 200.000 Euro

olmak üzere şirketimizin toplam taahhüdü 9.158.364 Euro ve 12.000 ABD Doları kadar azalmıştır.

Elano Blumer’e bugüne kadar Galatasaray’a vermiş olduğu hizmetlerinden dolayı teşekkür eder ve bundan sonraki futbol yaşamında başarılar dileriz.

Galatasaray Sportif AŞ.

26 Kas 2010

TURGAY KAPTAN DEDİ Kİ:


G.Saray'ın durumundan utandığını söyleyen Turgay Şeren, ilginç kaptanlık öyküsünü anlatıp Arda'ya sitem etti

'Arda'ya sormak istiyorum; mutlu musun? 1905'te kurulan Galatasaray için bu hazin bir tablo. Anlayacağın senin kaptanı olduğun takım ligde 17 puanla 10'uncu sırada.'

1987 doğumlu Arda bugün 23 yaşında ve Türkiye'nin en üst düzey kulüplerinden Galatasaray'ın takım kaptanı. Bu unvan ona geçen yılın başında 22 yaşındayken Başkan Adnan Polat tarafından verildi. Yapacak bir şey yok. Galatasaray Başkanı Adnan Polat bir futbolcuyu takım kaptanı yapar.
Size biraz geçmişten bahsedeyim.

ÖRNEK BİR DAVRANIŞBen Turgay Şeren 1932 doğumluyum. 1953 yılında Galatasaray kaptanı oldum. Nasıl olduğuma gelince; Bir Fenerbahçe maçına çıkıyorduk. Rahmetli Gündüz Kılıç takım kaptanımızdı ve aynı zamanda Galatasaray'da futbolun başındaydı. İnönü Stadı'nın tünelinden çıkarken her zamanki gibi onun arkasındaydım. Birden durdu ve 'Bir dakika' dedi. Reha-Bülent kardeşler, Muzaffer Tokaç, Naci Özkaya, Necmi Erdoğdu, İsfendiyar Açıksöz, Doğan Koloğlu, Musa Sezer, Fazıl Göknar o anda Galatasaray Futbol Takımını oluşturuyorlardı. Hepimiz durduk. 'Çocuklar' dedi 'Bizler futbolumuzu oynadık. Bırakma yoluna çıktık. Size bir teklifim var. Turgay 20 yaşında ama onu takım kaptanımız yapalım mı?' Birdenbire bu saydığım tüm isimler beni kucaklamaya başladılar. Herkes ağlıyordu: 'Tabii Gündüz Ağabey' dediler. 'Turgay'ın kaptan olmasından mutluluk duyarız ve ona en büyük yardımları yaparız.' Gündüz Ağabey beni hemen önüne geçirdi: 'Hadi bakalım kaptan çık' dedi. Şaşırmıştım ama çok mutluydum. Galatasaray'ın takım kaptanı olmuştum. Beni takımın önünde ağlayarak görünce İnönü Stadı'ndaki bütün izleyiciler, Fenerliler şaşırdılar. Hakem Faik Gökay da şaşırmıştı. Ama Galatasaray Futbol Takımı kaptanını seçmişti. Galatasaray yönetiminde herkes bu olayı büyük bir mutluluk olarak karşıladı ve ben Turgay Şeren olarak 1954 yılında da Milli Takım kaptanı oldum. 1954 Dünya Kupası'nda Türkiye'yi temsil ettim.

UNVANINA GÜVENME
Rahmetli Gündüz Ağabey'den öğrendiğim şuydu; 'Galatasaray kaptanlığı sahaya çıkıp el sıkmak değildir. Saha dışında Galatasaray kaptanının ne kadar iyi, fevkalade özelliklere sahip olduğunu göstermektir. Bunu unutma. Saygı ve sevgi dolu olacaksın. Ağabeylerinle kaptanlık unvanına güvenip konuşmayacaksın. Onları ağabey olarak kabul edeceksin ve sevgiyi, disiplini uygulayacaksın. Öyle bir zaman gelecek ki büyükler bile gelip senden müsaade alacaklar.' Rahmetli Gündüz Ağabey'in söylediklerini harfiyen yerine getirdim. Galatasaray ve Milli Takım'da 21 yaşında Turgay Şeren kaptan oldu ve 1967 yılına kadar Sarı-Kırmızı ve Kırmızı-Beyaz takımların kaptanlığı yaptı. Her zaman övgü dolu sözlerle karşılaştı.

İNGİLİZCE BİLMELİ
Şimdi G.Saray'ın takım kaptanı Arda. Polat başkanlık unvanını kullanarak onu takım kaptanı yaptı ki bu yanlıştı. G.Saray takımı eskisi gibi sadece Türkler'den kurulu değil. Yarısından fazlası yabancı. Şunu sorayım; Arda lisan biliyor mu? Onlarla anlaşabilir mi? G.Saray'ın ve G.Saraylılık'ın ne olduğunu onlara anlatabilir mi?

BEN OLSAM APOLETİNİ ALIRDIM!
Bir aydan fazladır Arda, sahaya çıkamıyor. Bu ne biçim sakatlıktır? Bir futbolcu için en kötüsü adale sakatlığıdır. Adale sakatlığı da tamamen kötü yaşamdan kaynaklanır. Biz de bu olayı yaşadık ama çabuk toparlandık. Masörümüz vardı sadece. Baba Yorgo. Öyle MR, memar diye alet edevat da yoktu. Baba Yorgo gelir masajını yapar, bize öğütlerini verir ve sakatlığımız düzelir, sahaya eskisinden daha güçlü çıkardık. Sen neredesin Arda?
Bu hafta Galatasaray'ın çok önemli maçı var Beşiktaş'la. Ama ne yazık ki şu anda görünmez adam. Galatasaray kaptanı bunu yapamaz. Galatasaray kaptanlığı o kadar kolay bir iş değil. Zor olduğu kadar çok onurlu bir iştir. Yeter ki bu kaptanlığı başarabil. Arda yalnız Galatasaray'a değil kendine de ne kadar zarar verdiğinin farkında mı acaba? Başkanın yerinde olsam bir dakika içinde Arda'nın üstünden o kaptanlık apoletini alır bu işi daha ciddiyetle başarabilecek futbolcuya verirdim.
Ama artık iş işten geçti.
Galatasaray ligde 10'uncu ve 17 puanı var. Galatasaray'ın eski kaptanı olarak bu durumdan utanıyorum. Arda'ya sormak istiyorum; mutlu musun? Gezdiğin yerlerde karşılaştığın dostlarınla kafanı yere eğebiliyor musun? 1905'te kurulan Galatasaray için bu hazır bir tablo. Anlayacağın senin kaptanı olduğun Galatasaray ligde 10. ve 17 puanı var Arda. Senin yüzün kızarıyor mu bilmem ama benim ki kızarıyor.

Turgay Şeren / Akşam

24 Kas 2010

15 Kas 2010

SERDAR ÖZKAN , ADNAN POLAT / GALATASARAYLILIK DURUŞU



Galatasaray'a getirilirken Adnan Sezgin'in söyledikleri halen kulağımda. Ne gülmüştüm ama ! Şimdi neden bu denli gülüyorsun diye soranlara verdiğim cevap beni haklı çıkarsa da Galatasaray menfaatlerine ters düştüğü için keşke haklı olmasaydım da Serdar Özkan şu takıma fayda sağlasaydı diyorum.

Başkan Adnan Polat'a Keita'yı neden sattınız gibi bir soru yöneltilmişti. Dünya kupasında ki hal ve hareketleri Galatasaraylılık duruşuna yakışmadı demiş ve gönderilme sebebini kısmen buna bağlamıştı.

Geçtiğimiz günlerde adı yetkisiz menajerlik soruşturması kapsamında geçmiş ve 4 maç ceza almış bir Serdar Özkan bu davranışı ile Galatasaraylılık duruşuna yakışıyor ve takımda halen duruyorsa bu büyük bir yönetim fiyaskosudur.

Yönetimin bu tavrı Galatasaralılık duruşuna yakışıyor mu ?

VE HAGİ SERVET'E GÜVENDİ.....


Acı ama gerçek bir Galatasaray taraftarı nasıl utanır başını yere eğer dün akşam şahit olduk.
Hayatında annesi babası öldüğü zaman bile gurur yapıp ağlayamayan , ağlamayan bu insanlar bu takımın halinden oturup ağlar olmuştur.
Galatasaray Spor Kulübü dün akşam itibari ile belki de tarihinin en kötü sezonuna imza atmıştır.
Elimizde ki değerleri hiçe sayarak ben sabote ediliyorum diyen bir teknik direktörü gönderip onu sabote edenlere göz yuman Galatasaray Yönetim Kurulu şimdi aynı futbolcuların kendilerini sabote ettiklerini alenen görmüşlerdir .
‘’Ne yazık ki: İFLAS ETTİK ‘’ demeye yüzleri yoktur.
Topu atacak kimse de yoktur.
Birbirlerini karalamaya başlayan tavırlarla Galatasaray Camiasına ve TARAFTARA yaptıkları haksızlıkları örtemeye çalışmaktansa çözüm üretebilmeye bakmalıdırlar.
Ne manidardır ki ,Teknik Direktör Hagi’nin maçtan sonra ki söylemleri giden (gönderilen servete güvenmediği için)teknik direktör gibi bu takımı sabote edenler var demiştir .
Devre arası gelmesine gerek yoktur hocasının güvenmediği adama biz baştan beri güvenmiyoruz .Dışarıda ki taraftardan korkan futbolcu istemiyoruz.
Gidin kardeşim bu takımı ve takımına güvenenleri rahat bırakın .
Hayatında annesi babası öldüğü zaman bile gurur yapıp ağlayamayan , ağlamayan bu insanlar bu takımın halinden oturup ağlar olmuştur.
Bunun suçluları kimse veya kimlerse gitsin.
SERVET PAŞA sana hiç kimse güvenmiyorrrrrrrrrr……
O formayı onurunla bırak ve nereye istersen git.
HAKETMEYEN O FORMAYI ÇIKARSIN BEYLER..

MİLYON DOLARLIK BEBEKLER



Topa müdahale yapmaktan aciz, her an bir yeri incinecekmiş gibi duran, ''mahalle ağzı ile'' kız gibi top oynayan bir çok oyuncu var Galatasaray'da. Tek suçlu ilan edilen Rijkaard gönderilirken düşündüklerim neyse şimdiki düşündüklerim de odur. Asıl gönderilmesi gereken Rijkaard değil, ona ihanet eden, Galatasaray'a ihanet eden, taraftara ihanet edenler demiştim. Şu bir kaç yılda herkes gitti ama başarı yine de gelmedi. Şimdi o hiç gitmeyenler gitmeli.

10 Kas 2010

10 KASIM


Ekim 2007, İzmir.

Alsancak’ın en meşhur dövmecisi Köprüaltı’na gençten biri girer, kolunu sıyırır, dirseğine doğru Mustafa Kemal’in imzası vardır, bir bankada çalıştığını, bu dövme yüzünden işten atılmakla tehdit edildiğini anlatır, tırsmıştır, ekmek parası filan diye ağlar, “silin” der.

*

Hep söylerim, ekmek parası diye ağlayanın maaşını, tavuk gibi buğdayla ödeyeceksin!

*

Adeta bomba düşer dövmeci dükkânına... “Bu gördüğün eller Atatürk’ü yazar, Atatürk’ü silmez” deyip, kapı dışarı ederler. Ve, internet sitelerinden alenen duyururlar: “Ey ahali, madem öyle işte böyle, bugünden itibaren burada, Atatürk’ün imzası bedava!”

*

İlk kim, nerede yazdırdı bilmiyorum ama, Atatürk imzasının furya haline gelmesinin miladı, bu olaydır.

*

Bir ödlek geri adım attı...
On binlerce cesur öne çıktı.

*

Atatürk’e sövme modası...

Dövme modası yarattı.

*

Köprüaltı örnek oldu, İzmir’de yapılan Atatürk dövmesi, 50 bini aştı. Yetişemiyorlar, her gün 30-40 kişi kazıyor vücuduna... Omuzuna, bileğine, iman tahtasına, kalbinin üstüne... Doktor var, avukat var, öğrenci, dekan, ev kadınları var. İstanbul’da patladı... Ankara, Antalya, Bursa, Trabzon, Muğla, Eskişehir dövmecileri artık neredeyse sadece bu imzayı kazıyor. 29 Ekim’lerde, 10 Kasım’larda Mustafa Kemal için ücretsiz çalışan 200’ün üstünde dövmeci var.

*

Dini gerekçelerle dövme yaptırmayan, otomobiline yapıştırıyor. Taksilerin camlarında... Motosikletine, hatta, bebe arabasına yazdıranı görüyoruz. Atatürk imzalı küpe kulaklarda, rozet yakalarda.

*

Ölümünün üzerinden taaa 72 sene geçtikten sonra, hiç tanışmadığı, hiç görmediği insanların bedenine imzasını atan bir başka lider var mı dünyada?

*

Neymiş, işten atarlarmış...
Bizim işimiz Atatürk.

*

Memleketimin güzel kadınları, giydirin çocuklarınızı güzel güzel, doğum günüdür bugün... Çünkü, her 10 Kasım, aslında 19 Mayıs’tır... Cumhuriyet dediğin, korkak babalar tarafından kaybedilir, yürekli evlatları tarafından geri alınır.

Mustafa Kemal, ilebelet payidardır.

YILMAZ ÖZDİL-HÜRRİYET-10 KASIM 2010

9 Kas 2010

ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI GRUP 1. MAÇLAR


ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI GRUP 1. MAÇLAR

09 KASIM 2010 SALI
MP ANTALYASPOR A.Ş.
GAZİANTEPSPOR
MARDAN ANTALYASPOR
19:00


BUCASPOR
YENİ MALATYASPOR
ALSANCAK
19:00


MKE ANKARAGÜCÜ
FENERBAHÇE
ANKARA 19 MAYIS
20:00 (TRT 1 NAKLEN)


10 KASIM 2010 ÇARŞAMBA
BURSASPOR
KIRIKHANSPOR
ATATÜRK
19:00


KONYA TORKU ŞEKERSPOR
MANİSASPOR
RECEP KONUK TESİSLERİ
13:30


GALATASARAY A.Ş.
DENİZLİSPOR
ALİ SAMİ YEN
20:00 (TRT 1 NAKLEN)


11 KASIM 2010 PERŞEMBE
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR
KASIMPAŞA
ATATÜRK OLİMPİYAT
13:30


GAZİANTEP BŞ BLD.SPOR
BEŞİKTAŞ A.Ş.
KAMİL OCAK
20:00 (TRT 1 NAKLEN)

6 Kas 2010

90/10 KURALI


Ailenizle kahvaltı yapıyorsunuz. Kızınız, kahve fincanına çarpıyor ve bir fincan kahve gömleğinizin üzerine dökülüyor.Biraz önce olan olay üzerinde hiç bir kontrolünüz yok. Sonradan olacaklar ise sizin davranışınıza göre belirlenecek.
Lanet ediyorsunuz. Kahveyi üzerinize döktüğü için kaba bir şekilde kızınızı azarlıyorsunuz. Kızınız üzülüyor ve ağlamaya başlıyor.
Kızınızı azarladıktan sonra eşinize dönüyor ve kahve fincanını masanın kenarına çok yakın koyduğu için eleştiriyorsunuz. Bunu kısa bir sözlü tartışma takip ediyor.Öfkeyle üst kata çıkıyor ve gömleğinizi değiştiriyorsunuz.
Aşağıya indiğinizde kızınızı, ağlamaktan dolayı kahvaltısını bitirememiş ve Okul için hazırlanamamış bir halde buluyorsunuz. Kızınız otobüsü kaçırıyor.
Eşinizin ise gitmek için hemen çıkması gerekiyor. Hemen aceleyle arabanıza koşuyorsunuz ve kızınızı okula bırakmak üzere hareket ediyorsunuz.
Geç kaldığınız için .saatte 30 mil hız sınırlaması olmasına rağmen saatte 40 mil hızla gidiyorsunuz. 75 dakikalık gecikmeden ve hız limitini aştığınız için ödediğiniz 60$ trafik cezasından sonra okula ulaşıyorsunuz.
Kızınız size ‘Hoşçakal’ demeden binaya koşuyor.Ofise 20 dakika gecikmeyle geliyorsunuz ve evrak çantasını evde unuttuğunuzu anlıyorsunuz. Gününüz korkunç bir şekilde başladı!
Devam ettikçe, kötüleşiyor, daha da kötüleşiyor sanıyorsunuz.’ Eve gitmeyi dört gözle bekliyorsunuz. Eve ulaştığınızda eşiniz ve kızınızla olan ilişkilerinizde araya sıkıştığınızı sanıyorsunuz.
Neden? Sabahleyin nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak!
Neden kötü bir gün geçirdiniz?
A) Kahve sebep oldu
B) Kızınız sebep oldu
C) Polis sebep oldu
D) Siz sebep oldunuz
Cevap ‘D’şıkkı. Kahvenin dökülmesinde sizin bir kontrolünüz yoktu. .Sizin gününüzün kötü geçmesine o 5 saniye içindeki davranışlarınız sebep oldu.Olabilecek ve olması gereken ise şöyleydi.
Üzerinize kahve sıçradı. Kızınız ağlamak üzere. Siz nazikçe ‘Tamam tatlım, bir ahaki sefere biraz daha dikkatli olman gerek’ diyorsunuz.
Havluyu kaptığınız gibi üst kata çıkıyorsunuz. Gömleğinizi değiştirip, evrak çantasını aldıktan sonra aşağıya iniyorsunuz ve aynı anda pencereden kızınızın otobüse bindiğini görüyorsunuz. Kızınız geri dönüp el sallıyor.
Siz ve eşiniz işe gitmek için birlikte çıkmadan önce öpüşüyorsunuz. 5 dakika önce ise geliyorsunuz ve çalışma arkadaşlarınıza neşeli bir şekilde selam veriyorsunuz. Patronunuz ne kadar güzel bir günde olduğunuz hakkında konuşuyor.
Farka bakın! İki farklı senaryo, ikisi de aynı başladı. İkisi de farklı bitti. Neden? 90/10 sırrı inanılmazdır! Çok azımız bunun farkındadır. Sonuç?
Pek çok insan gereksiz yere stresten, dertlerden, problemlerden ve baş ağrısından acı çekmektedir. Bu sır nedir?
Hayatın %10'u, sizin başınıza gelenlerden oluşur. Hayatın diğer %90'ına ise sizin bu başınıza gelenlere bakışınıza ve nasıl davrandığınızla karar verilir.
İnsanlar anlamsız şeyler söyler ve yaparlar. İnsanlar hasta olurlar. Arabalar bozulurlar. Uçaklar geç kalır ve bütün planlarımızı alt üst ederler.Trafikte bir sürücü canımızı sıkabilir v.s.
Bu %10'luk kısım tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşir. Diğer %90'lık kısım farklıdır. Diğer %90'lık kısmı siz belirlersiniz.
Nasıl olaylara bakışınıza, yaklaşımınızla! Nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak.Gerçekten olanların %10'unda hiç bir kontrolünüz yok. Diğer %90'ı ise sizin tepkinizle belirlenir.
ALINTI
ACABA BU FUTBOLDA MEVCUT MU?
TAMAM TATLIM BİR DAHAKİ SEFERE BİRAZ DAHA DİKKATLİ OL BU ŞEKİLDE GOL YEME YADA GOLÜ KAÇIRMA VE MUTLU BİR 5 İNCİLİK 3.CÜLÜK 8 CİLİK :):)

''FUTBOL BASİT BİR OYUN DEĞİLDİR''


Futbol basit bir oyun değildir.
Başlığı gören bütün arkadaşlar mutlaka şunu söyledi; Bu da laf mı?
Futbol basit bir oyundur işte ama söz sahibi Rahmetli Jupp Derwall olunca bende olduğum yerde kaldım.
Bu iş için prof. olmaya gerek yok ama yazı yazanlar, çizenler, ahkam kesenler yada bunları yapan kaç kişi topu penaltı noktasına dikip bir şut çekti kaleye ?
Var gücüyle şut çeken bir gazeteci arkadaşın topu yuvarlanarak gider kaleye.
Kaçımız küçücük bir mahalle takımı kurduk,yönettik,futbolcuyu besledik, ikamet ettirdik, başına hoca bulduk,demirci de kale direği yaptırdık ,tarlayı düzeltip çimlendirdik kurumasın diye suladık(bizim işimiz değil ustaları var bu işlerin)?
Yada dünya yıldızı getirdik ama kimyası uymadı diye milyon dolarlarımızı yedek kulübesinde beklettik.
Kulüp başkanından fazla kazanan bir futbolcuyu gece hayatından yada lüks yaşamdan antrenman sahalarına getirebildik.
Evet evet biz yaptık hepte örnek oldu bize mahalle arasında (araba az veya yokken )
taştan kale yapıp çakma adidas topumuzla gazozuna maç yaptık ve bunun üzerinden dedik ki futbol basit bir oyun. Kaleleri kur,içinden topu geçir. Hatta topu olan çocuk kötü futbol oynasa bile takıma alınmak zorunluluğunda olan bir mantıkla.
Günümüz futbolu bu kadar basit değil galiba. Halı sahalar var, orjinal toplar var ve milyon dolarlık futbolcunun (işi bu olan) kale çizgisinde kaçırdığı golü sen kaçırdığın zaman arkadaşlarından yediğin fırça ve maç sonu kritikleri var.
Sonucunda bir kilo baklava yada gazoz olsa bile olan hırs var.
SONUÇ OLARAK :Ünlü Hollandalı futbolcu Johann Cruyff demiş ki:
"futbol basit bir oyundur, ancak en zoru basit oynamaktır." Yani basit oynamak bile zor olan bir oyunsa futbol, milyon dolarların konuşulduğu galibiyet beraberlikler dünya paraların verildiği ve en iyisi de herkesin bildiği FUTBOL BASİT BİR OYUN MUDUR?

5 Kas 2010

TUGAY 11 YIL SONRA YİNE TRABZON'DA



Aktif futbolculuk kariyerinde mütevazı kişiliği ile gönülleri fetheden, sahada çalışkanlığı ile futbolun gerektirdiklerini yapan, Galatasaray'ın efsane ismi olmayı başaran Tugay Kerimoğlu Galatasaray forması ile en son 25.04.1999 tarihinde Hüseyin Avni Aker stadına çıkmıştı. O gün Galatasaray maçı 0-3 kazanmış, Goller, Okan,Arif ve Hakan'dan gelmişti. Tugay Trabzon'a götürülmüş fakat forma şansı bulamamıştı. Kulübedeydi.



07.11.2010 Tugay Kerimoğlu yine kulübede. 11 yıldan fazla olmuş. çok uzun bir zaman dilimi. Ama bu kez Teknik Direktör Yardımcısı rolünde. Yani yine işin içinde.

11 yıl önce net bir skorla ayrılan Galatasaray kim bilir yine Tugay'ın olduğu bir Trabzonspor deplasmanından net skor olmasa da 3 puanı getirecek bir skorla ayrılır.

En üstteki fotograf milliyet arşivden.

DE LA RED FUTBOLU BIRAKTI



Futbol yaşamına Real Madrid alt yapısında başlayan De La Red 25 yaşında kalbine yenik düştü.

30 Ekim 2008 tarihinde Real Union ile oynanan İspanya Kral kupası maçının 13. dakikasında bir anda yere yığılmış ve oyunu terk etmek zorunda kalmıştı. O tarihten bu yana 2 yıl geçti. Yapılan tüm tedavilere rağmen doktorların futbol oynaman sakıncalı raporundan sonra gözyaşları içinde aktif futbol hayatına son verdiğini açıkladı.

4 Kas 2010

SPEEDY GONZALES HALT ETMİŞ



Hızlı Gonzales'i bilmeyenimiz neredeyse yoktur. Oldukça hiperaktif ve hızlı bir faredir. Tutabilene aşk olsun. Theo Walcott'un hızını bilirdim ama dün öyle bir depar attı ki rakibinin solundan geçerken Wilma kasırgası etkisi yarattı.

3 Kas 2010

KAZIN, BİR GÜN SİZİN İÇİN DE KAZAN OLACAK



Kazıyoruz, öyle bir kazıyoruz ki anasını bile ağlatıyoruz. Ne görevimizi biliyoruz ne de görevini yapanlara saygı gösteriyoruz. Vuruyoruz belden aşağıya. Hadım edinceye kadar da bırakmıyoruz.

Gelenleri karşılamak için binlercemiz akın ediyor hava limanına. Omuzlara alıyoruz. Sesimiz kısılıncaya kadar bağırıyoruz. Sarılıyoruz boynuna, sensin diyoruz, o bu diyoruz. Kumdan zincirlerle bağlanıyoruz. Oysa ki Bir sel yada küçük bir yel koparabiliyormuş bağlarımızı.

Son üç/beş yıl içerisinde gelen teknik diretörleri bir hatırlayalım. İsmini dünyanın en büyük kulüplerine geldiği zaman öğrendiğimiz adamları kendi ülkemizde görmek ne kadar çok kişiyi rahatsız ediyormuş meğer. Alttan yaktıkları ateşe ne kadar çok odun atıyorlarmış böyle. Düşüncelerini kaleme aldıkları zaman yada dile getirdikleri zaman bahsettikleri kişinin ne kariyeri önemli onlar için ne de karakterleri.

İstemiyor muyuz, yaptıkları doğrular kanımıza mı dokunuyor, çıkarımızı mı zedeliyor, kazalım kuyusu atalım içine kapatalım kuyuyu. Bu işi profesyonelce yapan o kadar çok boş boğaz var ki birinden kurtulsalar diğerinden kurtulamıyorlar.



Neden hep bu adamlar kurban ? Bu kadar basit mi Rijkaard'ı, Schuster'i eleştirip sıradan birisiymiş gibi davranmak. Onların bulunduğu konumda olmak için yapmayacakları olmayan kişiler o konuma onları layık göremeyip kanatırcasına vurmayı nasıl eleştiri olarak görebilirler. Rijkaard'ın yada Schuster'in takımlarına bir şey katmadıklarını nasıl söyleyebilirler.

Gelmesin abi bu tarz adamlar bu ülkeye. Bize çok fazla geliyorlar. Biz sindiremiyoruz. Beceremiyoruz onlarla bir arada yaşamayı. Biz alışık değiliz. Başka bir örnekleri yok bizde.

1 Kas 2010

PABLO AİMAR



Zaman zaman Aimara'a yer veriyoruz. Nasıl bir futbolcu olduğunu hatırlatmaya bile gerek yok diye düşünüyorum. Bu hafta adına yakışır son derece şık bir gol attı. İyi seyirler.
Video için devama tıklayın.

Video için : http://www.slbenfica.pt/Videos/videos_benfica.asp

ALİ TURAN ,MİSİMOVİÇ BU MUDUR?


30 EKİM 2010 Galatasaray Antalya spor maçını Ali Sami Yen de izleme fırsatı buldum.
Maçın ilk yarısında serkan Kurtuluş sakatlanarak yerini Ali Turan a bıraktı.
bu dakikadan sonra sağdan saldıran sabri nedense Ali nin yanına çaıklıdı kaldı sanki
galiba güvenilmediği için ileri çıkamaz oldu.
arkasından devre arası ve ikinci yarı ve Antalya spor un golu bütün takım ofsayt beklentisinde fakat ofsaytı bozan bir isim Ali Turan .
Bu arkadaş yarım sezon top oynamayınca top aynamayı unutmuşa benziyor ama ne hikmetse hala o kanatta yer buluyor.
Bunun yanında çıplak gözle izlenince toptan kaçan insiyatif alma yetisi kullanmayan
ve her topu ayağından hemen çıkarma çabasındaki bir Misimoviç zaten tuttuklarınıda kaybetti.Şu söylenebilir Hakan Balta ağır kalınca ona yardımdan ileriye çıkmadı denilebilir mi diye düşünülür.
Yaptığı bir plase vuruş çok az farkla dışarı çıktı ve maçın son anlarında Pino nun al da at dediği pozisyonda topu Ömer e nişanladı ve mutlak gol kaçtı.
90 larda Antalya spor un şansızlığı Galatasarayın şansı Ali Zituninin kaçırdığı pozisyon gol olsa bu günlerde bu iki adam çok tartışılıyor olacaktı galiba..
skor 2-1 olunca bunların çoğu konuşulmuyor ne hikmetse..
tribünlerde küfür olmaması beni çok mutlu etti ve bu günkü gazetelerde çıkan Ömer in demeçleri hayret verici sadeece Ömer e top gelince Tribünler ıslıkladı ee deplasmanda bu olabilen şeyler ama küfür yoktu.

28 Eki 2010

KAPTAN 2013'E KADAR UZATTI



Galatasaray'ın kaptanı Arda Turan sözleşmesini 2012-2013 sezonunun sonuda kadar uzattı. Adnan Polat'ın Arda için önemli planlarım var dediği akıllara geldi. Hep beraber izliyoruz.

26 Eki 2010

ASIL BEKLEYEN TEHLİKE NE ?


Öyle bir zamanda geldi ki takımın başına, ''Söz konusu Galatasaray ise düşünmenin bir anlamı yok'' cümlesini aklıma getirdi. Derbi öncesi takım bir enkaza dönüşmek üzereyken elini taşın altına koymak kopma pahasına bile olsa Hagi'nin göze aldığı bir durumdu. Galatasaray sevgisi takımdaki potansiyeli bildiğim için geldim sözlerini çoktan geride bırakmıştı bile.

Açık konuşmak gerekirse Galatasaray'ın Kadıköyde üst düzey bir mücadele sergileyeceğini düşünmüyordum. Rijkaard gitti takım böyle oldu diyenlere sadece selam ederim. O kadar... Çünkü yok böyle bir şey. Teknik ekip değiştirmenin takıma farklı bir hava kattığına hep inanmışımdır. Takımı bu derece değiştiren tabi ki sadece Hagi'nin takımın başına geçmesi değil. Buna bağlayamayız. Sadece küçük bir etkisi oldu diyebiliriz.

Derbinin böyle bir zamana denk gelmesi Galatasaraylı oyuncular için belki de bir şanstı. Yaşanan bu kaos ortamı derbi haftası değilde bir Anadolu takımına karşı oynanacak maç öncesi olmuş olsaydı ve Hagi derbi öncesi değilde bu maç öncesi gelseydi Galatasaray'ın bu denli mücadeleci bir oyun sergileyebileceğine inanmıyorum. Derbi bu yüzden Galatasaray için bir diriliş mücadelesi oldu.

Hepsi yaşandı ve geride kaldı. Kadıköy'de oynanan oyun, skor ne olursa olsun Galatasaray ve taraftar için sevindiriciydi.

Bana göre derbiden daha önemli bir sürece girdi Hagi ve öğrencileri. Fikstürün en zor haftaları geldi çattı. İlk Antalyaspor maçı var. Antalya takımı çok koşan direnç gösterebilen bir takım ve sıralama itibari ile Galatasaray'ın üstünde. Galatasaray bu maçı kazanmak için Fenerbahçe karşısına çıktığı oyun planıyla çıkmayacak. Hagi'nin bu maçta sahaya yansıtmak isteyeceği sistem Galatasaray'ın geleceği için daha net fikir sahibi olmamızı sağlayacak. Unutulmamalı ki Anadolu takımlarının hemen hemen hepsi Galatasaray'ın Fenerbahçe karşısında oynadığı sistemle oynuyor. Sert, çok koşan, rakibi döndürmeyen ve yenilmeme adına ne gerekiyorsa onu yapan sistemle oynamaya çalışıyorlar. Antalyaspor maçı belki de gelecek için derbiden daha önemli.

Antalyaspor maçından sonra bir başka derbiye çıkacak Galatasaray. Trabzon'a gidecek. Trbazonspor seyircisiyle birlikte tam bir deplasman. Oradan çıkmak kolay değil. Galatasaray'da sakatların bir çoğu bu maça hazır olacaklardır. Hagi sakatların takıma dönmesinden sonra oyun sisteminde değişiklik yapmak zorunda kalacak. Trabzonspor karşısındaki stratejisi Fenerbahçe maçındakine benzer olacak. Kazanmak için gidecek ama kaybetmemek için de elinden geleni yapacak.

Trabzon deplasmanından sonra Ali Sami Yen'de Manisaspor'u ağırlayacak. Manisaspor'da yaşanan kan değişikliğide son haftalarda takımda olumlu havalar estirmeye devam ediyor. Galatasaray'ın biraz daha rahat olacağı bir maç.

Kayseri deplasmanı Anadolu takımlarının en acımasız takımlarından birisi. Fenerbahçe ve Beşiktaş eli boş ayrıldı bu deplasmandan. Hagi'nin büyük imtihanlarından birisi daha.

Ve Beşiktaş derbisi. Bence zurhanın son deliği. Haftalar var daha. Herkes böyle düşünüyor. Şöyle biraz geriye dönelim; Antlayaspor,Trabzonspor,Manisaspor,Kayserispor ve Beşiktaş maçları arka arkaya. Yani bir hafta derbi bir hafta Anadolunun en sağlam takımları.

Hagi gerçekten öyle bir zamanda geldi ki bırakın taşı, dağların tepelerin altına koydu elini. Galatasaray bu haftalardan ağır yaralar almadan çıkabilirse hiç açılmamış tünellerden bile ışık görünebilir.

Bu zorlu haftalarda bir çok şeyden fedekarlık edip zor günde takımın başına geçmeyi kabul eden Hagi ve Tugay'a başarılar dileriz.

25 Eki 2010

YA 3 PUAN ALSAYDIK



Resim Bordeaux maçından sonra Sabri'nin taraftara üçlü çektimesinden. O gün ki üçlüyü anlarım. Son saniyede gelen golle yer yerinden oynamıştı. Dün akşam Fener maçından sonra taraftar Sabriyi çağırdı ve üçlü çektirtti. Ama bu üçlüyü anlayamadım. Galip gelmiş olsak mantıklı bir açıklama kabul edilebilir ama Fener'den alınan 1 puana bu denli sevinmek çok manidar. Hagi'nin dediği gibi biz GALATASARAYIZ.

MASKELİ BALO


1 hafta önce yatan bir defans koşmayan bir takım kırmızı kart görmek için yalvaran futbolcular. Bir hoca gider digeri gelir sihirli değnek dokunur.
1 hafta sonra aynı defans en az hatayla oynuyor..
BEYLER MASKELERİ ÇIKARALIMMM...
Hagi ile ayrı düşünce yine takarız hesabı...

23 Eki 2010

HAGİ GİBİ EMEKLİYE CAN KURBAN





Derbi öncesi biraz havaya girmek gerekiyor. İşin sırrı burada. Hagi'nin yeniden takıma katılmasıyla umarım bizim oyuncularda hava girer ve bu kez olur. İnanmak zorundayız.

Video linki burada.

BİR BAŞKAN, TEKNİK ADAM, BİR TERCÜMAN

Dün akşam Ntvspor'un konuğu Rijkaard'ın tercümanlığını yapan Mustafa Yücedağ'dı. Söylediklerinden sonra bu satırları çok uzatmaya gerek yok. Galatasaray'ın içine düştüğü durumu net bir şekilde açıkladı. Özellikle en çok merak edilen transfer konusuna açıklık getirirken seçtiği kelimelerin oluşturduğu cümleler Başkan Adnan Polat'ın söylediklerini tam tersiydi.

Başkan, tüm transferlerin Rijkaard'ın onayından sonra alındı derken, Mustafa Yücedağ Rijkaard'ın listesinden hiçbir oyuncu Galatasaray'ın kadrosunda yok dedi.

Önemli bir diğer açıklamada, Galatasaraylı oyuncuların Rijkaarda ihanet ettiği oldu. Yücedağ,'' Bu futbolcular galiba Galatasaray'da oynadıklarının farkında değiller. Galatasaray kulübü dediğin zaman duracaksın. Saha içerisinde Rijkaard'ın dediklerini yerine getirmediler. Savaşmadılar ve her zaman böyle devam ettiler'' dedi.

Yücedağ'ın söylediklerinden de anlaşılıyor ki futbolcular Rijkaard ile çalışmaktan memnun değillermiş.

Şimdi Galatasaray kulübü Başkanının söylediklerine mi inanalım, transfer listesini gördüm diyen Rijkaard'ın tercümanının söylediklerine mi ?

Daha bir kaç post geride hem transferlerin Rijkaard transferi olmadığını, hem de futbolcuların evlilikte Rijkaard'a ihanet ettiğini yazmıştık.

Tüm bu yaşananlardan sonra Rijkaard'ın gönderilmesi haklı bulanlar Mustafa Yücedağ'ın konuşmasından sonra kimi haklı bulacaklar merak ediyorum.

22 Eki 2010

SENLE 5 YIL AVRUPA'YA GİTMEMEYE RAZIYDIK


''Rijkaard Galatasaray'da'' başlığı manşetleri süslerken uzun yıllar sürecek bir evliliğin yüzükleri takıldı diye düşünüyorduk. Galatasaray'ın vizyonu bu diye sesimiz çıktığı kadar bağırmıştık.

Galatasaray'a gelenler, Galatasaray ruhuna sarılmak zorundadırlar diye sahte olan ruhun peşine sürüklendi şimdiye kadar. Rijkaard'ın planları arasında o sahte ruha yer yoktu. O'nun içinde başarılar getirecek ruh zaten saklıydı. Tembelliğe alışmış ruhları diriltmek için zamana ihtiyaç vardı ama Galatasaray bu kadar sabredebildi.

Gidişinin arkasından onlarca şey söylenebilir ama gidişine neden olanlardan bahsetmek daha doğru olur. Çünkü onlar çöreklendikleri yerden kalmıyorlar. Rijkaard ve ekibini gönderdiniz, Hagi ve ekibini getirdiniz. Mecbur kaldığınız için Hagi ve ekibi geldi. Şimdi beyaz bir sayfa açılacağını mı düşünüyorsunuz ? Doğruya Hagi sinirli değneğiyle geldi. Dokunduracak ve içerideki ruhsuzlar topluluğu, sahte ruhlara sarılmış göz boyayıcılar birden bire değişecek.

Aslında Hagi en iyi zamanda geldi Galatasaray'a. Hafta sonu derbiden hezimetle de ayrılsa kimse kalkıp Hagi'yi yada Tugay'ı suçlamaz. Doğru zaman. Kesinlikle doğru zaman.

Şimdi yakıştı mı sizlere, bu evlilikte Rijkaard'a ihanet etmek.

21 Eki 2010

imza töreni :)


"Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı Teknik Direktörlüğü’ne Gheorghe Hagi, yardımcılığına ise Tugay Kerimoğlu getirilmiştir.

22 Ekim Cuma günü saat 15.30’da Florya Metin Oktay Tesisleri Turgay Vardar Basın Odası’nda yeni teknik direktörümüzün imza töreni yapılacaktır.

Galatasaray Sportif AŞ."

welcome home - WE LOVE YOU HAGİ



inşallah bir daha telefonun paltosunun cebinde olduğunu unutmaz.
(taraftarı ve Anadolu halkını suçlamaz)

inşallah Servet Bey e güvenir
(ve arka kapıdan gönderilmez .)

inşallah Aslantepe de zaferlere imza atar.
(Uefa kupasını aldığı günleri hatırlatır takıma ve bize)

inşallah insanlığını ve kişiliğini yansıtır.
(adam gibi adamların harcanıp gittiği bir mevkiide olduğunu unutmaz)

inşallah Hagi sözleşmesinden önce gitmez.
(giderse de yanında onu getirenleri de götürsün)

inşallah evine geldiği için mutludur .
(çünkü biz onun bizim evimize gelidiği için mutluyuz)

WELCOME HOME
I LOVE YOU HAGI

COMANDATE

20 Eki 2010

36. ve 90 + BURSA



Evet Bursa sporumuz MU a yenilebilir hatta deplasmanda fark yiyebilir.
2009-2010 yılı süperlig şampiyonu ve şu an itibari ile na maglup lider
spor toto süper ligde ama MU a karşı ilk ve hatta tek diyecekken 90+ da bi daha oldu
yazı kafamda oluşurken oldu
36. dakikada Ali Tandoğan sol ayağı ile amiyane tabiriyle uyduruk bir şut çekiyor ve tabi yuvarlana yuvarlana aut ve 90+ da svensson un şutu kalecide kaldı.
Bu mudur lig lideri ve şampiyonumuzun hali
o zaman Milli takıma niye kızıyoruz ki
bizim futbolumuz koşmadan durarak oynamak üzerine mi kurulu acaba
yine de başarıdır MU a 1-0 maglup olmak mıdır mantık
şansımız ilk yarı fark olmadı
Timsahların gücü bu kadardır .
Takımımız elinden geleni yapmıştır.
ve ne yazik ki Ülke puanlarımız balon olup uçmaktadır .
BURSASPORUMUZA BUNDAN SONRAKİ MAÇLARINDA BAŞARILAR .
KALBİMİZ VE DUAMIZ SİZLERLE..
NOT:sinirden bütün cümlelerim abuk subuk olabilir affınıza sığınıyorum..

BAŞARMAK ZORDUR YA KAÇMAK...



Başarmak zordur, Kolaya kaçarsan sonuç basitleşir. Unutma, Yokuş aşağı inmek kolaydır ama manzara tepeden seyredilir.
DAN BROWN

İYİ AMA BU RESİMDEKİ ADAMIN ARKASINDA DURAN ÖBÜR ADAM KİM???
VE NEDEN ARKASINDA VE NE YAPMAYA ARKASINDA?

GALATASARAY DAKİ DURUMU GÖRÜNCE AKLIMA BU SÖZ VE DA VİNCİ GELDİ NE HİKMETSE ....

THE END..ve süpermen gider...


ne olursa olsun Hocamızın sonuna kadar arkasındayız.
fakat hocamız servet e güvenmediği için işine son verdik.
(tabii bilemezdik ki hocamızın futbolculara güvenmediğini)
GALATASARAY lı olmak ayrıcalıktır.

hoşgeldin İMPARATOR..

(servet ve senin gibileri de seviyoruz!!!)

18 Eki 2010

ELANO'YU OYNATAMAMAK BİR SANAT MIDIR ?

Şu resme bakıp, neden diye sormayan Galatasaraylı yoktur. Sorunun nerede olduğunu anlamak için fırınlar dolusu ekmek yeyip göbeğimizi şişirmek gerekecek. E herkes öyle yapmıyor mu ? Tv karşısına geçip ceplerini doldurduktan sonra göbekleri şişinceye kadar yemiyorlar mı ? İşte onların anlattıklarını anlayabilmek için onlar gibi olmak lazım. Maçları izlemeden yorum yapanlardan, idmanlara katılmadan yorum yapmalarını hoş karşılamak gerekiyor. Takım içerisindeki kutuplaşmaları ört bas edip ihaleleri yıkacak birilerini bulmak onlar için çocuk oyuncağı. O kurban BU kurban diye medyayı yönlendirmek en basiti.

Elano hakkında burada çok şeyler söyledik. Dün akşam şu kareyi gördükten sonra şöyle söyledim; Elano gerçekten Aydın Yılmaz'ın, Pino'nun, Sabri'nin, olduğu bir kanat oyun sisteminde kendine yer bulamıyor mu ? Elano gerçekten bu kadar kötü mü ? Çalım atma becerisi dahi tartışılacak bir Pino kadar çalım atamıyor mu ? Orta açma becerisi tartışılacak Sabri kadar orta yapamıyor mu ? Gücü sınırlı olan Aydın kadar koşamıyor mu ?

Şimdi Rijkaardı gönderme planları yapılıyor. Rijkaarda çamur atmak için nedenler arıyorlar. Alın size neden: Rijkaard'ın Galatasaraya geldiği günden bu yana Elano'yu takıma kazandıramaması en büyük yanlışı olmuştur.

melih gökçek* böyle istedi...


(*Tita = Melih Gökçek)
Gençlerbirliği Antalyaspor hala alışamadım şu medikalpark işine maçında 2 kırmızı kart verilen 3 penaltı ve Antalya tarfında tita ve veysel le kaçırılan iki penaltı buna rağmen Tita böyle istedi diye atılan manşetler..
evet Tita böyle istedi muhteşem futbol ve iki nefis gol
Mehmet Özdilek li Antalya kısıtlı kadrosuyla şova devam ediyor ama ne hikmetse
hala Madran Stadını dolduramıyor .
bu futbolcu ve futbolları stadın dolmasını hak ediyor..
MAÇIN ÖZETİ:
5. dakikada Radeljiç, ceza alan içinde Ermin Zec’i düşürdü.
Penaltıyı Billy Mehmet gole çevirdi: 1-0. 20’de bu kez Klusiç, Tita’yı düşürdü. Hakem bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. Tita’nın köşeye giden vuruşunu, Serdar kornere tokatladı. Antalya 30’da beraberlik sayısını buldu. Gençler defansının uzaklaştıramadığı topu, Kerem Seras ceza alanı içinde çaprazdan bir vuruşla filelere gönderdi: 1-1. 61’de Ermin, olabilecek ilginç gollerden birisini attı. Radeljiç’in kafayla kalecisine vermek istediği geri pasını, kaleci Ömer ceza alanı çizgisinin üzerinde planjon yaparak kontrol etmek istedi. Ancak topla birlikte ceza alanının dışına kayacağını hissedince topu istem dışı bir hareketle elinden bıraktı.Hemen yanındaki Ermin Zec, topu çaprazdan kaleye gönderdi: 2-1. 77’de Tita mükemmel bir frikik golü ile eşitliği yeniden sağladı: 2-2. 81’de Tita, üst üste çalımlarla ceza alanına girerek, penaltı noktası üzerinden yaptığı vuruşla takımını ilk kez öne geçirdi: 2-3. Hakemin kontrolünden zaman zaman çıkan maçın uzatma bölümlerinde, Veysel Antalyaspor’un kazandığı 2. penaltıyı atışında topu direğe nişanlayarak golle sonuçlan-dıramadı. 90+3’te Yenan ikinci sarıdan kırmızı kartı görünce Antalya maçı 10 kişi ile bitirdi.

İÇERİDEKİ RUHSUZLAR MI GİTSİN DIŞARIDAKİ RUHSUZ MU ?

Tarih 22.02.2009 yer Ali Sami Yen... Senaryo yine aynı. O tarihte o filmden sonra bu film korkutucu bunu tekrar oynatmayın ki zaten olmaz oynatılmaz demiştik. Dün itibari ile aynı film yine ekranlardaydı. Yeni yüzler katılmış bu kez. Felaketti... Bu da tek kelime ile korkutucuydu.

Şimdi hatırlayalım o tarihteki filmin sonuçlarını. Skibbe kovulmuştu değil mi ? Kocaelispor'dan 5 yeyince kovulmuştu. O zamanda söylemiştik Skibbe gönderilmemeli, gönderilmesi büyük hata olur diye. Gönderilmesinin sonucu ne oldu. Avrupa liginden elendik, şampiyonluk gitti,kupa gitti ve Lincoln takıma küstürüldü. Sonuç tam bir felaket. Galatasaray'da fatura hep teknik ekibe kesiliyor.Bunun ne kadar yanlış olduğunu bu zamana kadar anlamamışlar ki bu gün Rijkaard'ın biletini kesecekler. Bir türlü kendilerini eleştirmeyi beceremeyen yönetici ve futbolcular Rijkaard'a yaptıkları yanlışın farkına hiç varamayacaklar. Dün akşam oynanan Ankaragücü maçı sonrası Servet'in söyledikleri aslında tüm bu yazılanları gereksiz kılıyor. KENDİ ARALARINDA BİLE SAĞLAM BİR DOSTLUK KURAMAYAN GALATASARAYLI FUTBOLCULAR takım olmayı başaramamışlardır. Yabancılar ve yerliler olmak üzere takımı ikiye bölmüşler ve yabancı oyunculara karşı garip bir tavır takınmışlardır.

Yanlış anlaşılmasın, Rijkaard suçsuzdur demiyorum. Tek suçlu Rijkaard değil diyorum. Hocayı gönderme kararı almadan önce düşünülmesi gerekiyor. Bakın içtenlikle söylüyorum Rijkaard'dan önce gönderilmesi gerekenler var.

Son olarak şunları söylemekte fayda var; Rijkaard'ı bu gün gönderebilirsiniz. Derbiye yeni bir teknik direktörle başlamak isteyebilirsiniz ama böyle bir maç öncesi takımın başına kimse gelmez. Bir maçlık bir kurban bulmanız gerekecek. Bu kurban TUGAY KERİMOĞLU olmasın.

Lütfen...

17 Eki 2010

GERÇEK Mİ?HOCA DEĞİŞİRSE OLUR MU?


Nasıl yani der gibi baktığınızın farkındayım .
Ama ne hikmetse bir takımda teknik direktör değişince maç kazanılıyor. Son örnek Eskişehirspor takımın ismi aynı kadro aynı şablon aynı hoca (t.d.) değişmiş ve takım maç kazanıyor.
Yazıyı Galatasaray Ankaragücü maçından önce yazıyorum maçın skoru ne olur bilmem ama
Galatasaray da hoca değişikliği olursa gelecek hafta ezeli rakip Fenerbahçe ile Kadıköy deki maçını kazanabilir mi?
Bütün Galatasaray lı arkadaşların kafasında mutlaka soru işareti oluşmuştur.
Ama bu futbollarıyla Fenerbahçe de ve Galatasaray da bu sezon sadece kendilerinin galibiyetleri ile avunacaklar galiba ( ne yazık ki)

16 Eki 2010

ERKEN ÖTEN HOROZUN BAŞINI KESERLER




VİDEO. Podolski Nuri'ye yaptığı işaretin karşılığını tokat gibi aldı.

15 Eki 2010

biraz gülelim..Barney Stinson-stand by me

Şarkı böyle okunur ağa

DÜNYA BİRİNCİSİ MİYİZ?


Tarih 17 Subat 2010 … Milli takımın başına kovarcasına gönderdiğimiz Fatih Terim‘in yerine kariyeri tartışılmaz (!) Guus Hiddink getirildi.Tabi böyle bir hoca gelince de kimse ağzını açıp kötü bir eleştiri yapamadı.Peki geldiğinden bugüne ne değişti ?
Amerika kampında 3 maç oynadık.Neredeyse C takımını getirmiş olan Çekleri yenince herkes havaya girdi.Diğer maçta Kuzey İrlanda’ yı da gectik ama onların da kapasitesi belli.Son maçta ABD ‘ ye yenildik.Normal bir sonuç.Kadromuza bakıyoruz Fatih Terim dönemiyle neredeyse aynı kadro sadece birkaç genç eklenmiş.Ama oyun olarak ne haldeydik Terim’in takımından cok daha altta.
Gelelim eleme maclarına…
Kazakistan maçı 3-0 olsa da maç içinde ecel terleri döktüğümüz anlar oldu.Keza Belçika maçı da malum.Eger 10 kişi kalmasalardı yenecegimizi de sanmıyorum.
Ya Almanya maçı …
Biz Hiddink ‘ ten Almanya’yı yenmesini beklemiyoruz hatta 3-0 değil 5 6 da olabilirdi.Biz Hiddink’ten iyi oynayarak kaybetmeyi bekliyorduk.Ama sonuç tam bir fiyasko.Löw’ün maç 1 -0 iken kaçan bir golden sonra ki tepkisini herkes gördü.Maç sonunda ben şunu gördüm ; Löw Milli takımımıza Hiddink ‘ ten kat kat daha fazla saygı göstermişti.
Ya Azerbaycan maçı..
Herkes çantada keklik olarak görüyordu.
SONUÇ : E biz dünya birincisi miyiz de dünya 102. si Azerbaycan ‘ ı yenebileceğiz !
Farka dikkat …
İngiltere’nin bu hafta sadece Karadağ maçı vardı.İngiltere Teknik Direktörü Capello Milli Maclar öncesindeki haftasonu İngiltere’de tam 5 maç izledi.10 ayrı takım.Ya Hiddink …Bırakın bir haftayı toplamda 7 maç izledi. E nerede bu Hiddink? Hollanda ‘da evinde.Ama Hiddink de haklı (!) Ne gerek var ki izlemeye . Zaten çağıracağı kadro belli.Saçma sapan goller yiyen Volkan ,sol bekimiz Sabri(!) , orta sahamız 30 unu gecmis Aurellio ,haftalardır 18‘ bile giremeyen Tuncay, Fener de 1 mac ya oynamıs ya oynamamıs Özer, forvet Fener de 18 e zor giren kurtarıcımız(!)Semih… ve daha niceleri…
Ey Hiddink , sen evinde rahat rahat otur.Bizim sana ihtiyacımız yok.Bizim , tek bir lafıyla takımı ateşleyen , ruh katan , Türk kültürüne sahip Fatih Terimlere ihtiyacımız var.
Sen 8 milyon euronu ( sponsorlar hariç) alıyorsun zaten neyine gerek takımla ilgilenmek.Ayağını uzat Oğuz Çetin , Ersun Yanal , Levent Kızıl , Mahmut Özgener sana servisi yapıyor.
Ama unutma ki Türk Milletini asla uyutamazsın…
YAZAN:i şafak(now or never)

ARDA TURAN


Arda Turan bu toprakların yetiştirdiği en değerli fidanların başında gelir. Yaptıklarıyla tüm Türkiye'ye karşı sorumludur bunu kabul ederiz. Ama ona yapılanlara karşı da tüm Türkiye yanındadır.
Arda Turan gereksizlerin ağzına alacağı bir lokma değildir.

14 Eki 2010

FRİKİK Mİ? YADA GİOVANNİ Mİ?


Bir Galatasaray taraftarı olarak Venezuella lı futbolcuların attıkları nefis frikik (bir maçta iki tane ..ahh nerede..) gollerine hayranlıkla bakalım. Giovanni nin attığı nefis gol iştahla izleyelim.
Galiba ikisini de özleyeceğiz....(frikikleri zaten beklemekten gözlerimizin sapı sarar dı derler bizde.:))
Bu arada spiker arkadaşın gol sevinci hiç taraftarı olmadığımız iki ülkenin golünü izlerken mutlu ediyor.


http://video.fanatik.com.tr/Bu-macta-her-sey-var_1_32163.htm?auto=1

HAFTA SONU YAYIN AKIŞI


15 Ekim Cuma
20.00 Bursaspor – K. Karabük (Lig Tv)

21.30 Köln – Borussia Dortmund (TRT 3)



16 Ekim Cumartesi

14.00 Kartalspor – Kayseri Erciyesspor (TRT 1)

15.30 Eskişehirspor – İstanbul B.B. (Digi)

16.30 Bayern Münih – Hannover (TRT 3)

17.00 Arsenal – Birmingham (Spormax)

17.00 Man. United – W. Bromwich (Spormax)

17.30 Gaziantepspor – Bucaspor (Digi)

19.00 Beşiktaş – Manisaspor (Lig Tv)

19.00 Atletico Madrid – Getafe (Ntvspor)

19.30 Aston Villa – Chelsea (Spormax)

21.00 Barcelona – Valencia (Ntvspor)

22.00 Toulouse – PSG (Kanal A)

23.00 Malaga – Real Madrid (Ntvspor)



17 Ekim Pazar


00.30 Flamengo – Internacional (Spormax)

14.00 Boluspor – Denizlispor (TRT 1)

15.30 Everton – Liverpool (Spormax)

15.30 Gençlerbirliği – Antalyaspor (Digi)

15.30 Kasımpaşa – Trabzonspor (Lig Tv)

16.30 Kaiserslautern – E. Frankfurt (TRT 3)

17.30 Kayserispor – Sivasspor (Digi)

18.00 Blackpool – Man. City (Spormax)

18.00 Lens – Rennes (Kanal A)

18.30 Hoffenheim – Mönchengladbach (TRT 3)

19.00 Galatasaray – Ankaragücü (Lig Tv)

19.30 Çaykur Rize – Giresunspor (TRT 1)

21.00 Guarani – Corinthians (Spormax)

22.00 Lyon – Lille (Kanal A)

22.00 Sporting Gijon – Sevilla (Ntvspor)



18 Ekim Pazartesi


20.00 Adanaspor – Diyarbakırspor (TRT 6)

20.00 Konyaspor – Fenerbahçe (Lig Tv)

13 Eki 2010

ELLER ROMA'YA BİZ KOMAYA (13.10.1988)

Milliyet Arşivi karıştırırken 13.10.1988 tarihli spor haberi. Ne ilginçtir ki o tarihte de bir milli maç ve yine hüsran. Başlık ise 10 numara. Tam olarak şimdiki durumumuz budur.

Son olarak; Kaderimse çekerim çilemse güler geçerim.

DOLU HAVUZ VE DELİK BİR KOVA

Kimse yanlış anlamasın, artık dişimizi sıkmaktan ağzımızda diş kalmadı. Sabretmeyi iyi bilen bir milletiz ama artık yeter. Futbol düşkünü milyonlarca insana yapılan haksızlık yetmedi mi ? Milli duyguları kabartarak, empoze edilmeye çalışılan duyguları suistimal etmek yetmedi mi ? Her yenilgiden sonra Türklerin manevi duygularını medyanın önüne sunmak futbolun hangi etik anlayışında var.Biz hareketsiz kalmaya devam edelin. Bizi sağmak isteyen çok düşkün var.

Asıl konuya gelelim;

Elimizde yarı dolu bir kova var. Kimsenin görmediği bir delik... Bu kovayı havuzun içinden çıkartmıyoruz. Havuz su ile dolu fakat bu su aynı su. Devirdaim yok. Kova hiç boşalmıyor. Kovaya döktüğümüz su hep aynı. Döküyoruz, delikten boşalıyor. Boşalan suyu tekrar kovaya döküyoruz. Kısacası kova delik, su aynı su. Kovanın dolu olması bizi hep yanıltıyor. Kandırılıyoruz.

İşte Türk futbolunun şu andaki durumu bu. Ne yeni bir havuz arayışı var ne de yeni su. Kovanın deliği büyük. Kapanması zor. En azından suyu değiştirin de canlılar oksijensiz kalmasın.

Where is the field?

Gardaşımıza yenildiğimiz maçtan sonra aklıma 2010 dünya kupası pepsi reklamı geldi kendi kalemize gol atmak bu olsa gerek Azerbaycan :1 Türkiye:0 golu atan arkadaş''Türkiye yi yendiğimiz için hem sevindik hem üzüldük. Türkiye nin gruptan çıkmasını istiyoruz '' demiş. Güzel kurgu iyi müzik ve satan reklam .. iyi seyirler ...

4 x 4



Dün akşamı saat 21.45’te Roi Baudouin Stadı'nda başlayan Belçika - Avusturya maçı canlı yayınla tv8'de yayınlandı.(teşekkürler tv8)
Maçta gol perdesini, 11. dakikada Belçika'da Jelle Vossen açtı. 14. dakikada savunma oyuncusu Franz Schiemer skoru dengeledi. 29. dakikada Marko Arnautovic Avusturya'yı 2-1 öne geçirdi ve ilk yarı bu skorla sona erdi.
47. dakikada Marouane Fellaini'nin golüyle maça yeniden denge geldi. 62. dakikada Schiemer kendisinin ikinci Avusturya'nın üçüncü golünü kaydetti. Beraberlik golü için saldıran ve rakibin 68. dakikada Paul Scharner'in (lüzümsuz)kırmızı kart görüp 10 kişi kalmasıyla avantaj elde eden Belçika aradığı golü 87. dakikada Marvin Ogunjimi'nin golüyle durumu 3-3'e getirdi.
Kalan kısıtlı sürede galibiyet golü için saldıran hatta bu zaman zarfında Lukaku'nun bir şutunun direğe takılmasıyla gole çok yaklaşan Belçika, Hazard'ın asistinde Nicolas Lombaerts'in son dakika golüyle 4-3 öne geçti.
Herkes maçın Belçika lehine sona ereceğini düşünürken stad da bir düğün bayram havası varken uzatmalarda sahneye çıkan Martin Harnik'in golü, bu unutulmaz maçın sonucunu tayin etti ve karşılaşma 4-4 berabere sona erdi.
Son zamanlarda izlediğim en zevkli en çekişmeli en teknik en ,en, en güzel milli maçlardan bir tanesi.
Kontratak var Faul var şarj var disiplin var oyuna müdahele var hatalı pas var gereksiz kırmızı kart görme var 10 kişi 20 dakika eksik oynama var en iyi geri dönüşlerden birisi var ve son saniyelerde ilahi adalet beraberlik var ve tam 8 gol var.
Tekrar yayınlansın yine izlerim ,yine izlerim.
Bu arada bu adamlar Futbol oynuyorsa bizim milii takım yeşil sahada ne yapıyor????

12 Eki 2010

OLAYLI G.ANTEP - BURSA MAÇI

Karar verildi;Bursaspor 3-0 hükmen galip. Bu kararı verenler futbolun karar vericileri olabilir mi ? Bu kararı verenler takımlar arası adaleti sağlayabilir mi ? Bu kararı verenlere Türk futbolunun geleceği emanet edilebilir mi ?

Yarın bir gün bu olayı avantaja çevirmek isteyen kötü niyetli birisinin, bu tarz olaylara başvurmayacağının garantisini verebilecekler mi ? Af edersiniz ama olursa kimse şaşırmasın. Onun hanesine de üç puanı üç golle yazmak zorundasınız.

KİM ATTI KRAL ATTI.....

2002 Dünya Kupası'nda finaller tarihinin en hızlı golünü 11 saniye ile Güney Kore'ye atan Hakan Şükür rekorunu ilginç bir yorum getirdi: "Herkes için hızlı olabilir ama benim için çok geç atılmış bir goldü. Çünkü son maçtı ve bu benim finallerde ilk golümdü."

11 Eki 2010

Eğer antreman da koşsam Galatasaray da işim ne gider Real Madrid de oynardım.KUBİ


Kubilay Türkyılmaz, "Kubi" (d. 4 Mart 1967 - Bellinzona, İsviçre) Türk asıllı İsviçreli futbolcu.
İsviçre Milli Futbol Takımı takımında forma giyen Kubilay Türkyılmaz'ın 1988 ve 2001 yılları arasında 62 maçta 38 golü bulunuyor. EURO 96'da açılış maçı olan ve 1-1 biten İngiltere - İsviçre mücadelesinde İsviçre'nin golünü atmıştır.
7 Aralık 2000'deki 2002 FIFA Dünya Kupası Elemeleri maçında Zürih'de Faroe Adaları'na karşı penaltı golleriyle hat trick yapması o zaman için bir rekordu. Bu rekor daha sonra 2 Haziran 2004'de Arjantin'e karşı oynayan Brezilyalı Ronaldo tarafından kırıldı ve Galatasaray-Manchester United arasındaki tarihi maçta da 2 golü bulunuyor ve o maçta Galatasaray 2-0 dan 3-2'e getirmeyi başarmış; fakat maç 3-3 bitmişti. Bu skor sayesinde de Galatasaray, Manchester United'ı eleyip Şampiyonlar Ligi'ne katılmıştır.
Futbolcu kariyerinin en parlak günlerini Galatasaray'da geçirmiştir. En son Luzern takımında oynarken dizindeki sakatlık nedeniyle spor yaşamına son verdi.
Kubilay Türkyılmaz, şu an İsviçre'de bir restoran işletmektedir.
Bunların yanında:
--Neden çok çalışmayı sevmediğini soran gazeteciye cevabı:’’ Eğer antreman da koşsam Galatasaray da işim ne gider Real Madrid de oynardım.’’
--Çifte vatandaşlığı vardı.Galatasaray da Türk statüsünde oynadı.
--İngiltere-İsviçre maçında gol atarak İngiltere Milli Takımına resmi maçlarda gol atan tek Türk futbolcu ünvanına sahiptir.
--Zamanın da İsviçre Türkiye maçlarında forma giymek istemeyen ve giymeyen bir Türk futbolcudur.

9 Eki 2010

ALMANYA'NIN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRAN TÜRKLER

Dün akşam takımın kötü oynadığı yazılmış medyada. Ben diyorum ki, kötü mü ? Sonra milli takımda kötü oynayan oyuncuların ismi sırlanmış ve Almanya'nın işini kolaylaştırdılar denilmiş.
Aslında haksız sayılmazlar. Almanya'nın işini kolaylaştıran da bir Türk...

MESUT ÖZİL.

Günler öncesinden maçın önüne geçen Mesut'un Almanya tercihi medyaya o kadar iş çıkardı ki duyanda Mesut'un Almanya'yı maçtan hemen önce seçtiğini sanacak.

Mehmet Aurelio milli marşımızı söylerken ne hissetimse Mesut'un Alman milli marşı esnasında ağzını açmamış olmasında da aynı duyguları hissettim.

Böylesi sanki daha iyi oldu. Medya, Mesut olmasa Milli Takıma yüklenecekti. Mağlubiyet'in üstü bu kadar çabuk kapanmazdı.

foto:Buradan.

ÇOĞU SENDEN AZI ONDAN

Sinan Bolat ile başlamak istiyorum;

''Ülkemi çok seviyorum ama Oğuz Çetin olduğu sürece Ay-Yıldızlı Milli Takıma hizmet etmem çok zor. Ben burada her hafta en ilk 11'deyim. Ama Milli Takıma 4'üncü kaleci bile olamadım'' demişti.

Almanya'ya karşı mağlup olmak büyütülecek bir konu değil. Biz kimlere karşı mağlup olmadık ki. Hiddink'in geldiği, Oğuz Çetin'in yardımcılığında kaldığı günden bu yana konuşulan bir konu var. Asıl bu konunun üzerinde durmalıyız. Milli Takım kadrosunu kim seçiyor ? Türkiye'de durmayan Hiddink mi yoksa Türkiye'de durduğu halde geçmiş hesaplaşması olan Oğuz Çetin mi ? Bana göre sazı elinde bulunduran Oğuz Çetin istediği türküyü önce çalıyor sonra çaldırtıyor. Bizlerde tribünde dinliyoruz.

Dün akşam yine hiç duymadığım bir türkü vardı. Müzik aynıydı fakat sözler hiç tanıdık değildi. Sanki ağırlıklı Türkçe aralara serpiştirilmiş Hollanda kültürü vardı. Hiç tat vermedi hiç... Tekrar dinlemek nelere maal olur düşünmek bile istemiyorum.

''Bu kadro ile ancak bu kadar olur'' demek istemiyorum. Bu kadro ile bu kadar kötü olunmamalı. Arda'yı koysak ne değişecek ki. Sabri sol bek oynarsa, Nuri arkaya bu kadar yaslanırsa, Hamit çizgide bu kadar kıstırılıp kalırsa bu enstrümanın sesine koyunlar bile toplanmaz.

Düşünün, maçı izlememiş birisine Milli Takım adına maçın en iyisi Servet'di desek ve maçı 3-0 kaybettik desek normal karşılar.

Rıdvan dilmen bir programda bizim rakibimiz Almaya demişti. Biz de burada yazmıştık bizim rakibimiz Belçika diye. Bu mental anlayışı ile oynamaya devam edersek Belçika değil rakibimiz Avusturya olur.

Geçmiş olsun...

22 Ara 2010

SERDAR ÖZKAN İÇİN NE BEKLİYORUZ?


Serdar Özkan için ne bekliyoruz?





4 MAÇ CEZAYA SÖZLEŞME FESHİ

Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu 8 Aralık’ta yapılan 98 sayılı toplantıda aldığı kararla, kulüplere, Futbolcu Temsilcileri Talimatı’na aykırı davranışları nedeniyle en az dört müsabakadan men cezası alan futbolcular ile en az dört resmi müsabakada yedek kulübesine ve soyunma odasına giriş yasağı cezası alan teknik adamların sözleşmelerini haklı nedenle fesih yetkisi verdi.

Menacerlik skandalı nedeniyle Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun 8, faal futbolculardan Serdar Özkan, Ümit Karan, Koray Avcı, Murat Şahin, Volkan Arslan, Mehmet Sedef ve Mehmet Ozan Tahtaişleyen ise 4 maç men cezası almıştı.

21 Ara 2010

ULTRASLAN-ULTRARDA


Akşam kanaltürk televizyonunun yayının hayretle izledim.
Sayın Reha Muhtar,Sayın Ahmet Çakar ve Sayın Erman Toroğlu
birisi büyüğe sayğısızlık yapılmaz dedi,birisi fahri baba oldu,diğeri dinamit lokumlarını koymayın dedi.
Umarım reyting uğruna neler yapıldığının farkındadırlar.
Sayın Serhat Ulueren de telefon bağlantısı ile Ultraslan taraftar topluluğunun Kaptan Arda Turan ın pretosto edileceğini bildirildiğini söyledi.
LÜTFEN BU GENÇ ARKADAŞLARI BİRAZ RAHAT BIRAKALIM. FUTBOL SAHASINDA Kİ İŞLERİNİ KONUŞALIM.
SONUÇ:
ULTRASLAN RESMİ SİTESİNDE AÇIKLAMA YAYINLAMAK ZORUNDA KALDI
AÇIKLAMA AŞAĞIDADIR.


Dün Kanaltürk televizyonunda yayınlanan bir programda, Kaptanımız Arda Turan bir açılışta karşılaştığı Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı arasında geçen diyalogda “ulan” sözüne maruz kalmıştır.
Sözde babacan bir tavırla söylenen bu sözü maalesef spor ahlakı çerçevesinde göremiyoruz.
Bu haber üzerine haber müdürü Serhat Ulueren’e telefonla ulaşan Levent Uzun isimli şahıs ultrAslan adına aradığını ve Ardanın protesto edileceği yönünde bilgi vermiştir.
Söz konusu şahısın ultrAslan yönetiminde olmadığı gibi yakın çevremizde de tanımadığımızı ve bu şahsın söyleminin ultrAslanı bağlamadığını belirtiriz.
Daha önce bir röportajımda belirttiğim Arda'yı magazin sayfalarında değil spor sayfalarındaki başarıları ile görmek istediğimiz yönündeki açıklamam, Ar da gibi yetenekli bir sporcunun hem kendisine hem Galatasaray'ımıza daha fazla yarar sağlaması yönünde bir temenniden ibarettir.
Arda Turan, bazı davranışlarından rahatsız olmamıza rağmen, göz bebeği sporcumuz ve takımımızın kaptanıdır, kendisini protesto etmek gibi bir düşüncemiz yoktur, ayrıca Arda Turan'ın kaptanlığı ve Galatasaray ile olan geleceği Galatasaray Spor Kulübü Başkanı ve Yönetimi Kurulu tasarrufundadır.
Son günlerde ultrAslan adına yapılan mesnetsiz açıklamalarda olduğu gibi bu açıklamaya itibar edilmemesini ve ultrAslan tarafından yapılacak açıklamaların sadece ve sadece benim imzam ile sadece Resmi Sitemiz www.ultrAslan.com'dan duyurulacağını bir kez daha deklare ederiz...
Oğuz ALTAY
ultrAslan Genel Koordinatörü

13 Ara 2010

YA ÇOK APTALIZ ,YADA HİÇ FUTBOL BİLMİYORUZ.


Futbol duayeni fanatik Fenerbahçe taraftarı Mustafa kardeşim 12.12.2010 tarihli Ankaragücü Fenerbahçe maçı izledikten sonra ,
‘’Bu Aykut Kocaman ı birisi bana versin bende adam akıllı döveyim.’’dedi.
Bir Galatasaray taraftarı olarak sordum ;
‘’Sayın Kocaman ın suçu ne?’’
dedi ki;
‘’Aptal olmayan bir insan bir hata yı kaç defa tekrarlar.’’

ALİ SAMİ YEN-


Bu stada yakışmadı böyle bir veda.
Bu stada yakışmadı böyle bir takım.
Bu stada yakışmadı böyle bir yönetim.
Bu stada yakışmadı böyle bir hüzün.
HOŞCAKAL ALİ SAMİ YEN ..
Çocukluklarımızın düşü ,gidebilmek için harçlık biriktirdiğimiz,
ve kilometrelerce yok teptiğimiz.
Herşey yolunda gitmiyor, n'aparsan yap olmayınca olmuyor yinede. En zoru da; bunlara rağmen gülümsemek zorunda kalmak işte.

Bob Marley

11 Ara 2010

HOŞÇAKAL CEHENNEM...



Yazılan bir tarih daha toz bulutları arasında yok olup gidecek. Milyonların gözyaşlarıyla sulanan çimler kimilerin evlerinde yaşatılmaya devam edecek. Sorsalar Ali Sami Yen yıkılmadan önce son isteğin ne diye, onlara derim ki, o duvarlar, o koltuklar o çimler komple o stad dile gelsin döksün içini.

Şimdi son maçına davet ediyorlar. Yürek ister bu son maça gitmek. Bu son maçımız diyorlar, sonra yıkacağız diyorlar. Yeni bir stad'a gidiyor olmak bile umrumda değil. O stada geçmek için Ali Sami Yen'in yıkılacak olması güzellikleri alıp götürüyor.

Her güzel şeyin bir sonu vardır ama Galatasaray sevgisinin asla.

6 Ara 2010

BURSA KIZARDI



Bu gün bir gazete de yazanlar beni şoke etti.
Beşiktaş Bursaspor maçından sonra Bursa spor Teknik Direktörü Sayın Ertuğrul Sağlam ;
‘’Çok güzel bir kırmızı kart verdi. İnşallah her takıma bu kuralları uygularlar. En az 4 sarı kart göstermedi. Oyun gidişatını değiştirdi" demiş.
Sayın Ertuğrul Sağlam geçen yıl şampiyonluk plaketini alırken acaba hiç düşündü mü?
Bu hakem kardeşlere de bir ara teşekkür edelim diye.
Aklıma hemen gelen, aynı hakemin geçen yıl yönettiği ve benim de canlı olarak izleme fırsatı bulduğum ve Bursasporun 1 puanı kurtardığı Antalyaspor maçı .(korner olmayan bir top korner ve elle atılan bir gol nizami kararı verildi. Maç sonucu 1-1)
Bu arada kendi sporcusu için ne düşündü acaba ,aynı Volkan Şen Galatasaray maçında yaklaşık aynı dakikalarda atılmaması hakemin takdiriydi de şimdi hakem hatalı mı oldu.
Süper Lig de galiba terazi dengeleniyor :)

1 Ara 2010

ELONO VE GÜLÜMSEME


GALATASARAY'DA SOMURTAN ADAM
ELONO BELKİ SANTOS'TA GÜLER.
Elano Blumer Santos FC’ye Transfer Oldu


Galatasaray Profesyonel Futbol Takımı oyuncumuz Elano Blumer'in 2.900.000 avro bedelle SANTOS FC'ye transfer olması konusunda anlaşmaya varılmıştır. Oyuncu 31 Aralık 2012'ye kadar başka bir takıma daha yüksek bir bedelle transfer olduğu taktirde elde edilen karın %50'si de şirketimize ödenecektir.

Oyuncu aşağıda belirtilen alacaklarından vazgeçmistir:

2010-2011 sezonuyla ilgili olarak tahakkuk etmiş: 1.558.364 Euro
12.000 ABD Doları

2010-11 sezonu sonuna kadar tahakkuk edecek: 1.200.000 Euro

İleriki sezonlarda tahakkuk edecek toplam: 6.200.000 Euro

Menajer alacağı: 200.000 Euro

olmak üzere şirketimizin toplam taahhüdü 9.158.364 Euro ve 12.000 ABD Doları kadar azalmıştır.

Elano Blumer’e bugüne kadar Galatasaray’a vermiş olduğu hizmetlerinden dolayı teşekkür eder ve bundan sonraki futbol yaşamında başarılar dileriz.

Galatasaray Sportif AŞ.

26 Kas 2010

TURGAY KAPTAN DEDİ Kİ:


G.Saray'ın durumundan utandığını söyleyen Turgay Şeren, ilginç kaptanlık öyküsünü anlatıp Arda'ya sitem etti

'Arda'ya sormak istiyorum; mutlu musun? 1905'te kurulan Galatasaray için bu hazin bir tablo. Anlayacağın senin kaptanı olduğun takım ligde 17 puanla 10'uncu sırada.'

1987 doğumlu Arda bugün 23 yaşında ve Türkiye'nin en üst düzey kulüplerinden Galatasaray'ın takım kaptanı. Bu unvan ona geçen yılın başında 22 yaşındayken Başkan Adnan Polat tarafından verildi. Yapacak bir şey yok. Galatasaray Başkanı Adnan Polat bir futbolcuyu takım kaptanı yapar.
Size biraz geçmişten bahsedeyim.

ÖRNEK BİR DAVRANIŞBen Turgay Şeren 1932 doğumluyum. 1953 yılında Galatasaray kaptanı oldum. Nasıl olduğuma gelince; Bir Fenerbahçe maçına çıkıyorduk. Rahmetli Gündüz Kılıç takım kaptanımızdı ve aynı zamanda Galatasaray'da futbolun başındaydı. İnönü Stadı'nın tünelinden çıkarken her zamanki gibi onun arkasındaydım. Birden durdu ve 'Bir dakika' dedi. Reha-Bülent kardeşler, Muzaffer Tokaç, Naci Özkaya, Necmi Erdoğdu, İsfendiyar Açıksöz, Doğan Koloğlu, Musa Sezer, Fazıl Göknar o anda Galatasaray Futbol Takımını oluşturuyorlardı. Hepimiz durduk. 'Çocuklar' dedi 'Bizler futbolumuzu oynadık. Bırakma yoluna çıktık. Size bir teklifim var. Turgay 20 yaşında ama onu takım kaptanımız yapalım mı?' Birdenbire bu saydığım tüm isimler beni kucaklamaya başladılar. Herkes ağlıyordu: 'Tabii Gündüz Ağabey' dediler. 'Turgay'ın kaptan olmasından mutluluk duyarız ve ona en büyük yardımları yaparız.' Gündüz Ağabey beni hemen önüne geçirdi: 'Hadi bakalım kaptan çık' dedi. Şaşırmıştım ama çok mutluydum. Galatasaray'ın takım kaptanı olmuştum. Beni takımın önünde ağlayarak görünce İnönü Stadı'ndaki bütün izleyiciler, Fenerliler şaşırdılar. Hakem Faik Gökay da şaşırmıştı. Ama Galatasaray Futbol Takımı kaptanını seçmişti. Galatasaray yönetiminde herkes bu olayı büyük bir mutluluk olarak karşıladı ve ben Turgay Şeren olarak 1954 yılında da Milli Takım kaptanı oldum. 1954 Dünya Kupası'nda Türkiye'yi temsil ettim.

UNVANINA GÜVENME
Rahmetli Gündüz Ağabey'den öğrendiğim şuydu; 'Galatasaray kaptanlığı sahaya çıkıp el sıkmak değildir. Saha dışında Galatasaray kaptanının ne kadar iyi, fevkalade özelliklere sahip olduğunu göstermektir. Bunu unutma. Saygı ve sevgi dolu olacaksın. Ağabeylerinle kaptanlık unvanına güvenip konuşmayacaksın. Onları ağabey olarak kabul edeceksin ve sevgiyi, disiplini uygulayacaksın. Öyle bir zaman gelecek ki büyükler bile gelip senden müsaade alacaklar.' Rahmetli Gündüz Ağabey'in söylediklerini harfiyen yerine getirdim. Galatasaray ve Milli Takım'da 21 yaşında Turgay Şeren kaptan oldu ve 1967 yılına kadar Sarı-Kırmızı ve Kırmızı-Beyaz takımların kaptanlığı yaptı. Her zaman övgü dolu sözlerle karşılaştı.

İNGİLİZCE BİLMELİ
Şimdi G.Saray'ın takım kaptanı Arda. Polat başkanlık unvanını kullanarak onu takım kaptanı yaptı ki bu yanlıştı. G.Saray takımı eskisi gibi sadece Türkler'den kurulu değil. Yarısından fazlası yabancı. Şunu sorayım; Arda lisan biliyor mu? Onlarla anlaşabilir mi? G.Saray'ın ve G.Saraylılık'ın ne olduğunu onlara anlatabilir mi?

BEN OLSAM APOLETİNİ ALIRDIM!
Bir aydan fazladır Arda, sahaya çıkamıyor. Bu ne biçim sakatlıktır? Bir futbolcu için en kötüsü adale sakatlığıdır. Adale sakatlığı da tamamen kötü yaşamdan kaynaklanır. Biz de bu olayı yaşadık ama çabuk toparlandık. Masörümüz vardı sadece. Baba Yorgo. Öyle MR, memar diye alet edevat da yoktu. Baba Yorgo gelir masajını yapar, bize öğütlerini verir ve sakatlığımız düzelir, sahaya eskisinden daha güçlü çıkardık. Sen neredesin Arda?
Bu hafta Galatasaray'ın çok önemli maçı var Beşiktaş'la. Ama ne yazık ki şu anda görünmez adam. Galatasaray kaptanı bunu yapamaz. Galatasaray kaptanlığı o kadar kolay bir iş değil. Zor olduğu kadar çok onurlu bir iştir. Yeter ki bu kaptanlığı başarabil. Arda yalnız Galatasaray'a değil kendine de ne kadar zarar verdiğinin farkında mı acaba? Başkanın yerinde olsam bir dakika içinde Arda'nın üstünden o kaptanlık apoletini alır bu işi daha ciddiyetle başarabilecek futbolcuya verirdim.
Ama artık iş işten geçti.
Galatasaray ligde 10'uncu ve 17 puanı var. Galatasaray'ın eski kaptanı olarak bu durumdan utanıyorum. Arda'ya sormak istiyorum; mutlu musun? Gezdiğin yerlerde karşılaştığın dostlarınla kafanı yere eğebiliyor musun? 1905'te kurulan Galatasaray için bu hazır bir tablo. Anlayacağın senin kaptanı olduğun Galatasaray ligde 10. ve 17 puanı var Arda. Senin yüzün kızarıyor mu bilmem ama benim ki kızarıyor.

Turgay Şeren / Akşam

15 Kas 2010

SERDAR ÖZKAN , ADNAN POLAT / GALATASARAYLILIK DURUŞU



Galatasaray'a getirilirken Adnan Sezgin'in söyledikleri halen kulağımda. Ne gülmüştüm ama ! Şimdi neden bu denli gülüyorsun diye soranlara verdiğim cevap beni haklı çıkarsa da Galatasaray menfaatlerine ters düştüğü için keşke haklı olmasaydım da Serdar Özkan şu takıma fayda sağlasaydı diyorum.

Başkan Adnan Polat'a Keita'yı neden sattınız gibi bir soru yöneltilmişti. Dünya kupasında ki hal ve hareketleri Galatasaraylılık duruşuna yakışmadı demiş ve gönderilme sebebini kısmen buna bağlamıştı.

Geçtiğimiz günlerde adı yetkisiz menajerlik soruşturması kapsamında geçmiş ve 4 maç ceza almış bir Serdar Özkan bu davranışı ile Galatasaraylılık duruşuna yakışıyor ve takımda halen duruyorsa bu büyük bir yönetim fiyaskosudur.

Yönetimin bu tavrı Galatasaralılık duruşuna yakışıyor mu ?

VE HAGİ SERVET'E GÜVENDİ.....


Acı ama gerçek bir Galatasaray taraftarı nasıl utanır başını yere eğer dün akşam şahit olduk.
Hayatında annesi babası öldüğü zaman bile gurur yapıp ağlayamayan , ağlamayan bu insanlar bu takımın halinden oturup ağlar olmuştur.
Galatasaray Spor Kulübü dün akşam itibari ile belki de tarihinin en kötü sezonuna imza atmıştır.
Elimizde ki değerleri hiçe sayarak ben sabote ediliyorum diyen bir teknik direktörü gönderip onu sabote edenlere göz yuman Galatasaray Yönetim Kurulu şimdi aynı futbolcuların kendilerini sabote ettiklerini alenen görmüşlerdir .
‘’Ne yazık ki: İFLAS ETTİK ‘’ demeye yüzleri yoktur.
Topu atacak kimse de yoktur.
Birbirlerini karalamaya başlayan tavırlarla Galatasaray Camiasına ve TARAFTARA yaptıkları haksızlıkları örtemeye çalışmaktansa çözüm üretebilmeye bakmalıdırlar.
Ne manidardır ki ,Teknik Direktör Hagi’nin maçtan sonra ki söylemleri giden (gönderilen servete güvenmediği için)teknik direktör gibi bu takımı sabote edenler var demiştir .
Devre arası gelmesine gerek yoktur hocasının güvenmediği adama biz baştan beri güvenmiyoruz .Dışarıda ki taraftardan korkan futbolcu istemiyoruz.
Gidin kardeşim bu takımı ve takımına güvenenleri rahat bırakın .
Hayatında annesi babası öldüğü zaman bile gurur yapıp ağlayamayan , ağlamayan bu insanlar bu takımın halinden oturup ağlar olmuştur.
Bunun suçluları kimse veya kimlerse gitsin.
SERVET PAŞA sana hiç kimse güvenmiyorrrrrrrrrr……
O formayı onurunla bırak ve nereye istersen git.
HAKETMEYEN O FORMAYI ÇIKARSIN BEYLER..

MİLYON DOLARLIK BEBEKLER



Topa müdahale yapmaktan aciz, her an bir yeri incinecekmiş gibi duran, ''mahalle ağzı ile'' kız gibi top oynayan bir çok oyuncu var Galatasaray'da. Tek suçlu ilan edilen Rijkaard gönderilirken düşündüklerim neyse şimdiki düşündüklerim de odur. Asıl gönderilmesi gereken Rijkaard değil, ona ihanet eden, Galatasaray'a ihanet eden, taraftara ihanet edenler demiştim. Şu bir kaç yılda herkes gitti ama başarı yine de gelmedi. Şimdi o hiç gitmeyenler gitmeli.

10 Kas 2010

10 KASIM


Ekim 2007, İzmir.

Alsancak’ın en meşhur dövmecisi Köprüaltı’na gençten biri girer, kolunu sıyırır, dirseğine doğru Mustafa Kemal’in imzası vardır, bir bankada çalıştığını, bu dövme yüzünden işten atılmakla tehdit edildiğini anlatır, tırsmıştır, ekmek parası filan diye ağlar, “silin” der.

*

Hep söylerim, ekmek parası diye ağlayanın maaşını, tavuk gibi buğdayla ödeyeceksin!

*

Adeta bomba düşer dövmeci dükkânına... “Bu gördüğün eller Atatürk’ü yazar, Atatürk’ü silmez” deyip, kapı dışarı ederler. Ve, internet sitelerinden alenen duyururlar: “Ey ahali, madem öyle işte böyle, bugünden itibaren burada, Atatürk’ün imzası bedava!”

*

İlk kim, nerede yazdırdı bilmiyorum ama, Atatürk imzasının furya haline gelmesinin miladı, bu olaydır.

*

Bir ödlek geri adım attı...
On binlerce cesur öne çıktı.

*

Atatürk’e sövme modası...

Dövme modası yarattı.

*

Köprüaltı örnek oldu, İzmir’de yapılan Atatürk dövmesi, 50 bini aştı. Yetişemiyorlar, her gün 30-40 kişi kazıyor vücuduna... Omuzuna, bileğine, iman tahtasına, kalbinin üstüne... Doktor var, avukat var, öğrenci, dekan, ev kadınları var. İstanbul’da patladı... Ankara, Antalya, Bursa, Trabzon, Muğla, Eskişehir dövmecileri artık neredeyse sadece bu imzayı kazıyor. 29 Ekim’lerde, 10 Kasım’larda Mustafa Kemal için ücretsiz çalışan 200’ün üstünde dövmeci var.

*

Dini gerekçelerle dövme yaptırmayan, otomobiline yapıştırıyor. Taksilerin camlarında... Motosikletine, hatta, bebe arabasına yazdıranı görüyoruz. Atatürk imzalı küpe kulaklarda, rozet yakalarda.

*

Ölümünün üzerinden taaa 72 sene geçtikten sonra, hiç tanışmadığı, hiç görmediği insanların bedenine imzasını atan bir başka lider var mı dünyada?

*

Neymiş, işten atarlarmış...
Bizim işimiz Atatürk.

*

Memleketimin güzel kadınları, giydirin çocuklarınızı güzel güzel, doğum günüdür bugün... Çünkü, her 10 Kasım, aslında 19 Mayıs’tır... Cumhuriyet dediğin, korkak babalar tarafından kaybedilir, yürekli evlatları tarafından geri alınır.

Mustafa Kemal, ilebelet payidardır.

YILMAZ ÖZDİL-HÜRRİYET-10 KASIM 2010

9 Kas 2010

ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI GRUP 1. MAÇLAR


ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI GRUP 1. MAÇLAR

09 KASIM 2010 SALI
MP ANTALYASPOR A.Ş.
GAZİANTEPSPOR
MARDAN ANTALYASPOR
19:00


BUCASPOR
YENİ MALATYASPOR
ALSANCAK
19:00


MKE ANKARAGÜCÜ
FENERBAHÇE
ANKARA 19 MAYIS
20:00 (TRT 1 NAKLEN)


10 KASIM 2010 ÇARŞAMBA
BURSASPOR
KIRIKHANSPOR
ATATÜRK
19:00


KONYA TORKU ŞEKERSPOR
MANİSASPOR
RECEP KONUK TESİSLERİ
13:30


GALATASARAY A.Ş.
DENİZLİSPOR
ALİ SAMİ YEN
20:00 (TRT 1 NAKLEN)


11 KASIM 2010 PERŞEMBE
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR
KASIMPAŞA
ATATÜRK OLİMPİYAT
13:30


GAZİANTEP BŞ BLD.SPOR
BEŞİKTAŞ A.Ş.
KAMİL OCAK
20:00 (TRT 1 NAKLEN)

6 Kas 2010

90/10 KURALI


Ailenizle kahvaltı yapıyorsunuz. Kızınız, kahve fincanına çarpıyor ve bir fincan kahve gömleğinizin üzerine dökülüyor.Biraz önce olan olay üzerinde hiç bir kontrolünüz yok. Sonradan olacaklar ise sizin davranışınıza göre belirlenecek.
Lanet ediyorsunuz. Kahveyi üzerinize döktüğü için kaba bir şekilde kızınızı azarlıyorsunuz. Kızınız üzülüyor ve ağlamaya başlıyor.
Kızınızı azarladıktan sonra eşinize dönüyor ve kahve fincanını masanın kenarına çok yakın koyduğu için eleştiriyorsunuz. Bunu kısa bir sözlü tartışma takip ediyor.Öfkeyle üst kata çıkıyor ve gömleğinizi değiştiriyorsunuz.
Aşağıya indiğinizde kızınızı, ağlamaktan dolayı kahvaltısını bitirememiş ve Okul için hazırlanamamış bir halde buluyorsunuz. Kızınız otobüsü kaçırıyor.
Eşinizin ise gitmek için hemen çıkması gerekiyor. Hemen aceleyle arabanıza koşuyorsunuz ve kızınızı okula bırakmak üzere hareket ediyorsunuz.
Geç kaldığınız için .saatte 30 mil hız sınırlaması olmasına rağmen saatte 40 mil hızla gidiyorsunuz. 75 dakikalık gecikmeden ve hız limitini aştığınız için ödediğiniz 60$ trafik cezasından sonra okula ulaşıyorsunuz.
Kızınız size ‘Hoşçakal’ demeden binaya koşuyor.Ofise 20 dakika gecikmeyle geliyorsunuz ve evrak çantasını evde unuttuğunuzu anlıyorsunuz. Gününüz korkunç bir şekilde başladı!
Devam ettikçe, kötüleşiyor, daha da kötüleşiyor sanıyorsunuz.’ Eve gitmeyi dört gözle bekliyorsunuz. Eve ulaştığınızda eşiniz ve kızınızla olan ilişkilerinizde araya sıkıştığınızı sanıyorsunuz.
Neden? Sabahleyin nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak!
Neden kötü bir gün geçirdiniz?
A) Kahve sebep oldu
B) Kızınız sebep oldu
C) Polis sebep oldu
D) Siz sebep oldunuz
Cevap ‘D’şıkkı. Kahvenin dökülmesinde sizin bir kontrolünüz yoktu. .Sizin gününüzün kötü geçmesine o 5 saniye içindeki davranışlarınız sebep oldu.Olabilecek ve olması gereken ise şöyleydi.
Üzerinize kahve sıçradı. Kızınız ağlamak üzere. Siz nazikçe ‘Tamam tatlım, bir ahaki sefere biraz daha dikkatli olman gerek’ diyorsunuz.
Havluyu kaptığınız gibi üst kata çıkıyorsunuz. Gömleğinizi değiştirip, evrak çantasını aldıktan sonra aşağıya iniyorsunuz ve aynı anda pencereden kızınızın otobüse bindiğini görüyorsunuz. Kızınız geri dönüp el sallıyor.
Siz ve eşiniz işe gitmek için birlikte çıkmadan önce öpüşüyorsunuz. 5 dakika önce ise geliyorsunuz ve çalışma arkadaşlarınıza neşeli bir şekilde selam veriyorsunuz. Patronunuz ne kadar güzel bir günde olduğunuz hakkında konuşuyor.
Farka bakın! İki farklı senaryo, ikisi de aynı başladı. İkisi de farklı bitti. Neden? 90/10 sırrı inanılmazdır! Çok azımız bunun farkındadır. Sonuç?
Pek çok insan gereksiz yere stresten, dertlerden, problemlerden ve baş ağrısından acı çekmektedir. Bu sır nedir?
Hayatın %10'u, sizin başınıza gelenlerden oluşur. Hayatın diğer %90'ına ise sizin bu başınıza gelenlere bakışınıza ve nasıl davrandığınızla karar verilir.
İnsanlar anlamsız şeyler söyler ve yaparlar. İnsanlar hasta olurlar. Arabalar bozulurlar. Uçaklar geç kalır ve bütün planlarımızı alt üst ederler.Trafikte bir sürücü canımızı sıkabilir v.s.
Bu %10'luk kısım tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşir. Diğer %90'lık kısım farklıdır. Diğer %90'lık kısmı siz belirlersiniz.
Nasıl olaylara bakışınıza, yaklaşımınızla! Nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak.Gerçekten olanların %10'unda hiç bir kontrolünüz yok. Diğer %90'ı ise sizin tepkinizle belirlenir.
ALINTI
ACABA BU FUTBOLDA MEVCUT MU?
TAMAM TATLIM BİR DAHAKİ SEFERE BİRAZ DAHA DİKKATLİ OL BU ŞEKİLDE GOL YEME YADA GOLÜ KAÇIRMA VE MUTLU BİR 5 İNCİLİK 3.CÜLÜK 8 CİLİK :):)

''FUTBOL BASİT BİR OYUN DEĞİLDİR''


Futbol basit bir oyun değildir.
Başlığı gören bütün arkadaşlar mutlaka şunu söyledi; Bu da laf mı?
Futbol basit bir oyundur işte ama söz sahibi Rahmetli Jupp Derwall olunca bende olduğum yerde kaldım.
Bu iş için prof. olmaya gerek yok ama yazı yazanlar, çizenler, ahkam kesenler yada bunları yapan kaç kişi topu penaltı noktasına dikip bir şut çekti kaleye ?
Var gücüyle şut çeken bir gazeteci arkadaşın topu yuvarlanarak gider kaleye.
Kaçımız küçücük bir mahalle takımı kurduk,yönettik,futbolcuyu besledik, ikamet ettirdik, başına hoca bulduk,demirci de kale direği yaptırdık ,tarlayı düzeltip çimlendirdik kurumasın diye suladık(bizim işimiz değil ustaları var bu işlerin)?
Yada dünya yıldızı getirdik ama kimyası uymadı diye milyon dolarlarımızı yedek kulübesinde beklettik.
Kulüp başkanından fazla kazanan bir futbolcuyu gece hayatından yada lüks yaşamdan antrenman sahalarına getirebildik.
Evet evet biz yaptık hepte örnek oldu bize mahalle arasında (araba az veya yokken )
taştan kale yapıp çakma adidas topumuzla gazozuna maç yaptık ve bunun üzerinden dedik ki futbol basit bir oyun. Kaleleri kur,içinden topu geçir. Hatta topu olan çocuk kötü futbol oynasa bile takıma alınmak zorunluluğunda olan bir mantıkla.
Günümüz futbolu bu kadar basit değil galiba. Halı sahalar var, orjinal toplar var ve milyon dolarlık futbolcunun (işi bu olan) kale çizgisinde kaçırdığı golü sen kaçırdığın zaman arkadaşlarından yediğin fırça ve maç sonu kritikleri var.
Sonucunda bir kilo baklava yada gazoz olsa bile olan hırs var.
SONUÇ OLARAK :Ünlü Hollandalı futbolcu Johann Cruyff demiş ki:
"futbol basit bir oyundur, ancak en zoru basit oynamaktır." Yani basit oynamak bile zor olan bir oyunsa futbol, milyon dolarların konuşulduğu galibiyet beraberlikler dünya paraların verildiği ve en iyisi de herkesin bildiği FUTBOL BASİT BİR OYUN MUDUR?

5 Kas 2010

TUGAY 11 YIL SONRA YİNE TRABZON'DA



Aktif futbolculuk kariyerinde mütevazı kişiliği ile gönülleri fetheden, sahada çalışkanlığı ile futbolun gerektirdiklerini yapan, Galatasaray'ın efsane ismi olmayı başaran Tugay Kerimoğlu Galatasaray forması ile en son 25.04.1999 tarihinde Hüseyin Avni Aker stadına çıkmıştı. O gün Galatasaray maçı 0-3 kazanmış, Goller, Okan,Arif ve Hakan'dan gelmişti. Tugay Trabzon'a götürülmüş fakat forma şansı bulamamıştı. Kulübedeydi.



07.11.2010 Tugay Kerimoğlu yine kulübede. 11 yıldan fazla olmuş. çok uzun bir zaman dilimi. Ama bu kez Teknik Direktör Yardımcısı rolünde. Yani yine işin içinde.

11 yıl önce net bir skorla ayrılan Galatasaray kim bilir yine Tugay'ın olduğu bir Trabzonspor deplasmanından net skor olmasa da 3 puanı getirecek bir skorla ayrılır.

En üstteki fotograf milliyet arşivden.

DE LA RED FUTBOLU BIRAKTI



Futbol yaşamına Real Madrid alt yapısında başlayan De La Red 25 yaşında kalbine yenik düştü.

30 Ekim 2008 tarihinde Real Union ile oynanan İspanya Kral kupası maçının 13. dakikasında bir anda yere yığılmış ve oyunu terk etmek zorunda kalmıştı. O tarihten bu yana 2 yıl geçti. Yapılan tüm tedavilere rağmen doktorların futbol oynaman sakıncalı raporundan sonra gözyaşları içinde aktif futbol hayatına son verdiğini açıkladı.

4 Kas 2010

SPEEDY GONZALES HALT ETMİŞ



Hızlı Gonzales'i bilmeyenimiz neredeyse yoktur. Oldukça hiperaktif ve hızlı bir faredir. Tutabilene aşk olsun. Theo Walcott'un hızını bilirdim ama dün öyle bir depar attı ki rakibinin solundan geçerken Wilma kasırgası etkisi yarattı.

3 Kas 2010

KAZIN, BİR GÜN SİZİN İÇİN DE KAZAN OLACAK



Kazıyoruz, öyle bir kazıyoruz ki anasını bile ağlatıyoruz. Ne görevimizi biliyoruz ne de görevini yapanlara saygı gösteriyoruz. Vuruyoruz belden aşağıya. Hadım edinceye kadar da bırakmıyoruz.

Gelenleri karşılamak için binlercemiz akın ediyor hava limanına. Omuzlara alıyoruz. Sesimiz kısılıncaya kadar bağırıyoruz. Sarılıyoruz boynuna, sensin diyoruz, o bu diyoruz. Kumdan zincirlerle bağlanıyoruz. Oysa ki Bir sel yada küçük bir yel koparabiliyormuş bağlarımızı.

Son üç/beş yıl içerisinde gelen teknik diretörleri bir hatırlayalım. İsmini dünyanın en büyük kulüplerine geldiği zaman öğrendiğimiz adamları kendi ülkemizde görmek ne kadar çok kişiyi rahatsız ediyormuş meğer. Alttan yaktıkları ateşe ne kadar çok odun atıyorlarmış böyle. Düşüncelerini kaleme aldıkları zaman yada dile getirdikleri zaman bahsettikleri kişinin ne kariyeri önemli onlar için ne de karakterleri.

İstemiyor muyuz, yaptıkları doğrular kanımıza mı dokunuyor, çıkarımızı mı zedeliyor, kazalım kuyusu atalım içine kapatalım kuyuyu. Bu işi profesyonelce yapan o kadar çok boş boğaz var ki birinden kurtulsalar diğerinden kurtulamıyorlar.



Neden hep bu adamlar kurban ? Bu kadar basit mi Rijkaard'ı, Schuster'i eleştirip sıradan birisiymiş gibi davranmak. Onların bulunduğu konumda olmak için yapmayacakları olmayan kişiler o konuma onları layık göremeyip kanatırcasına vurmayı nasıl eleştiri olarak görebilirler. Rijkaard'ın yada Schuster'in takımlarına bir şey katmadıklarını nasıl söyleyebilirler.

Gelmesin abi bu tarz adamlar bu ülkeye. Bize çok fazla geliyorlar. Biz sindiremiyoruz. Beceremiyoruz onlarla bir arada yaşamayı. Biz alışık değiliz. Başka bir örnekleri yok bizde.

1 Kas 2010

PABLO AİMAR



Zaman zaman Aimara'a yer veriyoruz. Nasıl bir futbolcu olduğunu hatırlatmaya bile gerek yok diye düşünüyorum. Bu hafta adına yakışır son derece şık bir gol attı. İyi seyirler.
Video için devama tıklayın.

Video için : http://www.slbenfica.pt/Videos/videos_benfica.asp

ALİ TURAN ,MİSİMOVİÇ BU MUDUR?


30 EKİM 2010 Galatasaray Antalya spor maçını Ali Sami Yen de izleme fırsatı buldum.
Maçın ilk yarısında serkan Kurtuluş sakatlanarak yerini Ali Turan a bıraktı.
bu dakikadan sonra sağdan saldıran sabri nedense Ali nin yanına çaıklıdı kaldı sanki
galiba güvenilmediği için ileri çıkamaz oldu.
arkasından devre arası ve ikinci yarı ve Antalya spor un golu bütün takım ofsayt beklentisinde fakat ofsaytı bozan bir isim Ali Turan .
Bu arkadaş yarım sezon top oynamayınca top aynamayı unutmuşa benziyor ama ne hikmetse hala o kanatta yer buluyor.
Bunun yanında çıplak gözle izlenince toptan kaçan insiyatif alma yetisi kullanmayan
ve her topu ayağından hemen çıkarma çabasındaki bir Misimoviç zaten tuttuklarınıda kaybetti.Şu söylenebilir Hakan Balta ağır kalınca ona yardımdan ileriye çıkmadı denilebilir mi diye düşünülür.
Yaptığı bir plase vuruş çok az farkla dışarı çıktı ve maçın son anlarında Pino nun al da at dediği pozisyonda topu Ömer e nişanladı ve mutlak gol kaçtı.
90 larda Antalya spor un şansızlığı Galatasarayın şansı Ali Zituninin kaçırdığı pozisyon gol olsa bu günlerde bu iki adam çok tartışılıyor olacaktı galiba..
skor 2-1 olunca bunların çoğu konuşulmuyor ne hikmetse..
tribünlerde küfür olmaması beni çok mutlu etti ve bu günkü gazetelerde çıkan Ömer in demeçleri hayret verici sadeece Ömer e top gelince Tribünler ıslıkladı ee deplasmanda bu olabilen şeyler ama küfür yoktu.

28 Eki 2010

KAPTAN 2013'E KADAR UZATTI



Galatasaray'ın kaptanı Arda Turan sözleşmesini 2012-2013 sezonunun sonuda kadar uzattı. Adnan Polat'ın Arda için önemli planlarım var dediği akıllara geldi. Hep beraber izliyoruz.

26 Eki 2010

ASIL BEKLEYEN TEHLİKE NE ?


Öyle bir zamanda geldi ki takımın başına, ''Söz konusu Galatasaray ise düşünmenin bir anlamı yok'' cümlesini aklıma getirdi. Derbi öncesi takım bir enkaza dönüşmek üzereyken elini taşın altına koymak kopma pahasına bile olsa Hagi'nin göze aldığı bir durumdu. Galatasaray sevgisi takımdaki potansiyeli bildiğim için geldim sözlerini çoktan geride bırakmıştı bile.

Açık konuşmak gerekirse Galatasaray'ın Kadıköyde üst düzey bir mücadele sergileyeceğini düşünmüyordum. Rijkaard gitti takım böyle oldu diyenlere sadece selam ederim. O kadar... Çünkü yok böyle bir şey. Teknik ekip değiştirmenin takıma farklı bir hava kattığına hep inanmışımdır. Takımı bu derece değiştiren tabi ki sadece Hagi'nin takımın başına geçmesi değil. Buna bağlayamayız. Sadece küçük bir etkisi oldu diyebiliriz.

Derbinin böyle bir zamana denk gelmesi Galatasaraylı oyuncular için belki de bir şanstı. Yaşanan bu kaos ortamı derbi haftası değilde bir Anadolu takımına karşı oynanacak maç öncesi olmuş olsaydı ve Hagi derbi öncesi değilde bu maç öncesi gelseydi Galatasaray'ın bu denli mücadeleci bir oyun sergileyebileceğine inanmıyorum. Derbi bu yüzden Galatasaray için bir diriliş mücadelesi oldu.

Hepsi yaşandı ve geride kaldı. Kadıköy'de oynanan oyun, skor ne olursa olsun Galatasaray ve taraftar için sevindiriciydi.

Bana göre derbiden daha önemli bir sürece girdi Hagi ve öğrencileri. Fikstürün en zor haftaları geldi çattı. İlk Antalyaspor maçı var. Antalya takımı çok koşan direnç gösterebilen bir takım ve sıralama itibari ile Galatasaray'ın üstünde. Galatasaray bu maçı kazanmak için Fenerbahçe karşısına çıktığı oyun planıyla çıkmayacak. Hagi'nin bu maçta sahaya yansıtmak isteyeceği sistem Galatasaray'ın geleceği için daha net fikir sahibi olmamızı sağlayacak. Unutulmamalı ki Anadolu takımlarının hemen hemen hepsi Galatasaray'ın Fenerbahçe karşısında oynadığı sistemle oynuyor. Sert, çok koşan, rakibi döndürmeyen ve yenilmeme adına ne gerekiyorsa onu yapan sistemle oynamaya çalışıyorlar. Antalyaspor maçı belki de gelecek için derbiden daha önemli.

Antalyaspor maçından sonra bir başka derbiye çıkacak Galatasaray. Trabzon'a gidecek. Trbazonspor seyircisiyle birlikte tam bir deplasman. Oradan çıkmak kolay değil. Galatasaray'da sakatların bir çoğu bu maça hazır olacaklardır. Hagi sakatların takıma dönmesinden sonra oyun sisteminde değişiklik yapmak zorunda kalacak. Trabzonspor karşısındaki stratejisi Fenerbahçe maçındakine benzer olacak. Kazanmak için gidecek ama kaybetmemek için de elinden geleni yapacak.

Trabzon deplasmanından sonra Ali Sami Yen'de Manisaspor'u ağırlayacak. Manisaspor'da yaşanan kan değişikliğide son haftalarda takımda olumlu havalar estirmeye devam ediyor. Galatasaray'ın biraz daha rahat olacağı bir maç.

Kayseri deplasmanı Anadolu takımlarının en acımasız takımlarından birisi. Fenerbahçe ve Beşiktaş eli boş ayrıldı bu deplasmandan. Hagi'nin büyük imtihanlarından birisi daha.

Ve Beşiktaş derbisi. Bence zurhanın son deliği. Haftalar var daha. Herkes böyle düşünüyor. Şöyle biraz geriye dönelim; Antlayaspor,Trabzonspor,Manisaspor,Kayserispor ve Beşiktaş maçları arka arkaya. Yani bir hafta derbi bir hafta Anadolunun en sağlam takımları.

Hagi gerçekten öyle bir zamanda geldi ki bırakın taşı, dağların tepelerin altına koydu elini. Galatasaray bu haftalardan ağır yaralar almadan çıkabilirse hiç açılmamış tünellerden bile ışık görünebilir.

Bu zorlu haftalarda bir çok şeyden fedekarlık edip zor günde takımın başına geçmeyi kabul eden Hagi ve Tugay'a başarılar dileriz.

25 Eki 2010

YA 3 PUAN ALSAYDIK



Resim Bordeaux maçından sonra Sabri'nin taraftara üçlü çektimesinden. O gün ki üçlüyü anlarım. Son saniyede gelen golle yer yerinden oynamıştı. Dün akşam Fener maçından sonra taraftar Sabriyi çağırdı ve üçlü çektirtti. Ama bu üçlüyü anlayamadım. Galip gelmiş olsak mantıklı bir açıklama kabul edilebilir ama Fener'den alınan 1 puana bu denli sevinmek çok manidar. Hagi'nin dediği gibi biz GALATASARAYIZ.

MASKELİ BALO


1 hafta önce yatan bir defans koşmayan bir takım kırmızı kart görmek için yalvaran futbolcular. Bir hoca gider digeri gelir sihirli değnek dokunur.
1 hafta sonra aynı defans en az hatayla oynuyor..
BEYLER MASKELERİ ÇIKARALIMMM...
Hagi ile ayrı düşünce yine takarız hesabı...

23 Eki 2010

HAGİ GİBİ EMEKLİYE CAN KURBAN





Derbi öncesi biraz havaya girmek gerekiyor. İşin sırrı burada. Hagi'nin yeniden takıma katılmasıyla umarım bizim oyuncularda hava girer ve bu kez olur. İnanmak zorundayız.

Video linki burada.

BİR BAŞKAN, TEKNİK ADAM, BİR TERCÜMAN

Dün akşam Ntvspor'un konuğu Rijkaard'ın tercümanlığını yapan Mustafa Yücedağ'dı. Söylediklerinden sonra bu satırları çok uzatmaya gerek yok. Galatasaray'ın içine düştüğü durumu net bir şekilde açıkladı. Özellikle en çok merak edilen transfer konusuna açıklık getirirken seçtiği kelimelerin oluşturduğu cümleler Başkan Adnan Polat'ın söylediklerini tam tersiydi.

Başkan, tüm transferlerin Rijkaard'ın onayından sonra alındı derken, Mustafa Yücedağ Rijkaard'ın listesinden hiçbir oyuncu Galatasaray'ın kadrosunda yok dedi.

Önemli bir diğer açıklamada, Galatasaraylı oyuncuların Rijkaarda ihanet ettiği oldu. Yücedağ,'' Bu futbolcular galiba Galatasaray'da oynadıklarının farkında değiller. Galatasaray kulübü dediğin zaman duracaksın. Saha içerisinde Rijkaard'ın dediklerini yerine getirmediler. Savaşmadılar ve her zaman böyle devam ettiler'' dedi.

Yücedağ'ın söylediklerinden de anlaşılıyor ki futbolcular Rijkaard ile çalışmaktan memnun değillermiş.

Şimdi Galatasaray kulübü Başkanının söylediklerine mi inanalım, transfer listesini gördüm diyen Rijkaard'ın tercümanının söylediklerine mi ?

Daha bir kaç post geride hem transferlerin Rijkaard transferi olmadığını, hem de futbolcuların evlilikte Rijkaard'a ihanet ettiğini yazmıştık.

Tüm bu yaşananlardan sonra Rijkaard'ın gönderilmesi haklı bulanlar Mustafa Yücedağ'ın konuşmasından sonra kimi haklı bulacaklar merak ediyorum.

22 Eki 2010

SENLE 5 YIL AVRUPA'YA GİTMEMEYE RAZIYDIK


''Rijkaard Galatasaray'da'' başlığı manşetleri süslerken uzun yıllar sürecek bir evliliğin yüzükleri takıldı diye düşünüyorduk. Galatasaray'ın vizyonu bu diye sesimiz çıktığı kadar bağırmıştık.

Galatasaray'a gelenler, Galatasaray ruhuna sarılmak zorundadırlar diye sahte olan ruhun peşine sürüklendi şimdiye kadar. Rijkaard'ın planları arasında o sahte ruha yer yoktu. O'nun içinde başarılar getirecek ruh zaten saklıydı. Tembelliğe alışmış ruhları diriltmek için zamana ihtiyaç vardı ama Galatasaray bu kadar sabredebildi.

Gidişinin arkasından onlarca şey söylenebilir ama gidişine neden olanlardan bahsetmek daha doğru olur. Çünkü onlar çöreklendikleri yerden kalmıyorlar. Rijkaard ve ekibini gönderdiniz, Hagi ve ekibini getirdiniz. Mecbur kaldığınız için Hagi ve ekibi geldi. Şimdi beyaz bir sayfa açılacağını mı düşünüyorsunuz ? Doğruya Hagi sinirli değneğiyle geldi. Dokunduracak ve içerideki ruhsuzlar topluluğu, sahte ruhlara sarılmış göz boyayıcılar birden bire değişecek.

Aslında Hagi en iyi zamanda geldi Galatasaray'a. Hafta sonu derbiden hezimetle de ayrılsa kimse kalkıp Hagi'yi yada Tugay'ı suçlamaz. Doğru zaman. Kesinlikle doğru zaman.

Şimdi yakıştı mı sizlere, bu evlilikte Rijkaard'a ihanet etmek.

21 Eki 2010

imza töreni :)


"Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı Teknik Direktörlüğü’ne Gheorghe Hagi, yardımcılığına ise Tugay Kerimoğlu getirilmiştir.

22 Ekim Cuma günü saat 15.30’da Florya Metin Oktay Tesisleri Turgay Vardar Basın Odası’nda yeni teknik direktörümüzün imza töreni yapılacaktır.

Galatasaray Sportif AŞ."

welcome home - WE LOVE YOU HAGİ



inşallah bir daha telefonun paltosunun cebinde olduğunu unutmaz.
(taraftarı ve Anadolu halkını suçlamaz)

inşallah Servet Bey e güvenir
(ve arka kapıdan gönderilmez .)

inşallah Aslantepe de zaferlere imza atar.
(Uefa kupasını aldığı günleri hatırlatır takıma ve bize)

inşallah insanlığını ve kişiliğini yansıtır.
(adam gibi adamların harcanıp gittiği bir mevkiide olduğunu unutmaz)

inşallah Hagi sözleşmesinden önce gitmez.
(giderse de yanında onu getirenleri de götürsün)

inşallah evine geldiği için mutludur .
(çünkü biz onun bizim evimize gelidiği için mutluyuz)

WELCOME HOME
I LOVE YOU HAGI

COMANDATE

20 Eki 2010

36. ve 90 + BURSA



Evet Bursa sporumuz MU a yenilebilir hatta deplasmanda fark yiyebilir.
2009-2010 yılı süperlig şampiyonu ve şu an itibari ile na maglup lider
spor toto süper ligde ama MU a karşı ilk ve hatta tek diyecekken 90+ da bi daha oldu
yazı kafamda oluşurken oldu
36. dakikada Ali Tandoğan sol ayağı ile amiyane tabiriyle uyduruk bir şut çekiyor ve tabi yuvarlana yuvarlana aut ve 90+ da svensson un şutu kalecide kaldı.
Bu mudur lig lideri ve şampiyonumuzun hali
o zaman Milli takıma niye kızıyoruz ki
bizim futbolumuz koşmadan durarak oynamak üzerine mi kurulu acaba
yine de başarıdır MU a 1-0 maglup olmak mıdır mantık
şansımız ilk yarı fark olmadı
Timsahların gücü bu kadardır .
Takımımız elinden geleni yapmıştır.
ve ne yazik ki Ülke puanlarımız balon olup uçmaktadır .
BURSASPORUMUZA BUNDAN SONRAKİ MAÇLARINDA BAŞARILAR .
KALBİMİZ VE DUAMIZ SİZLERLE..
NOT:sinirden bütün cümlelerim abuk subuk olabilir affınıza sığınıyorum..

BAŞARMAK ZORDUR YA KAÇMAK...



Başarmak zordur, Kolaya kaçarsan sonuç basitleşir. Unutma, Yokuş aşağı inmek kolaydır ama manzara tepeden seyredilir.
DAN BROWN

İYİ AMA BU RESİMDEKİ ADAMIN ARKASINDA DURAN ÖBÜR ADAM KİM???
VE NEDEN ARKASINDA VE NE YAPMAYA ARKASINDA?

GALATASARAY DAKİ DURUMU GÖRÜNCE AKLIMA BU SÖZ VE DA VİNCİ GELDİ NE HİKMETSE ....

THE END..ve süpermen gider...


ne olursa olsun Hocamızın sonuna kadar arkasındayız.
fakat hocamız servet e güvenmediği için işine son verdik.
(tabii bilemezdik ki hocamızın futbolculara güvenmediğini)
GALATASARAY lı olmak ayrıcalıktır.

hoşgeldin İMPARATOR..

(servet ve senin gibileri de seviyoruz!!!)

18 Eki 2010

ELANO'YU OYNATAMAMAK BİR SANAT MIDIR ?

Şu resme bakıp, neden diye sormayan Galatasaraylı yoktur. Sorunun nerede olduğunu anlamak için fırınlar dolusu ekmek yeyip göbeğimizi şişirmek gerekecek. E herkes öyle yapmıyor mu ? Tv karşısına geçip ceplerini doldurduktan sonra göbekleri şişinceye kadar yemiyorlar mı ? İşte onların anlattıklarını anlayabilmek için onlar gibi olmak lazım. Maçları izlemeden yorum yapanlardan, idmanlara katılmadan yorum yapmalarını hoş karşılamak gerekiyor. Takım içerisindeki kutuplaşmaları ört bas edip ihaleleri yıkacak birilerini bulmak onlar için çocuk oyuncağı. O kurban BU kurban diye medyayı yönlendirmek en basiti.

Elano hakkında burada çok şeyler söyledik. Dün akşam şu kareyi gördükten sonra şöyle söyledim; Elano gerçekten Aydın Yılmaz'ın, Pino'nun, Sabri'nin, olduğu bir kanat oyun sisteminde kendine yer bulamıyor mu ? Elano gerçekten bu kadar kötü mü ? Çalım atma becerisi dahi tartışılacak bir Pino kadar çalım atamıyor mu ? Orta açma becerisi tartışılacak Sabri kadar orta yapamıyor mu ? Gücü sınırlı olan Aydın kadar koşamıyor mu ?

Şimdi Rijkaardı gönderme planları yapılıyor. Rijkaarda çamur atmak için nedenler arıyorlar. Alın size neden: Rijkaard'ın Galatasaraya geldiği günden bu yana Elano'yu takıma kazandıramaması en büyük yanlışı olmuştur.

melih gökçek* böyle istedi...


(*Tita = Melih Gökçek)
Gençlerbirliği Antalyaspor hala alışamadım şu medikalpark işine maçında 2 kırmızı kart verilen 3 penaltı ve Antalya tarfında tita ve veysel le kaçırılan iki penaltı buna rağmen Tita böyle istedi diye atılan manşetler..
evet Tita böyle istedi muhteşem futbol ve iki nefis gol
Mehmet Özdilek li Antalya kısıtlı kadrosuyla şova devam ediyor ama ne hikmetse
hala Madran Stadını dolduramıyor .
bu futbolcu ve futbolları stadın dolmasını hak ediyor..
MAÇIN ÖZETİ:
5. dakikada Radeljiç, ceza alan içinde Ermin Zec’i düşürdü.
Penaltıyı Billy Mehmet gole çevirdi: 1-0. 20’de bu kez Klusiç, Tita’yı düşürdü. Hakem bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. Tita’nın köşeye giden vuruşunu, Serdar kornere tokatladı. Antalya 30’da beraberlik sayısını buldu. Gençler defansının uzaklaştıramadığı topu, Kerem Seras ceza alanı içinde çaprazdan bir vuruşla filelere gönderdi: 1-1. 61’de Ermin, olabilecek ilginç gollerden birisini attı. Radeljiç’in kafayla kalecisine vermek istediği geri pasını, kaleci Ömer ceza alanı çizgisinin üzerinde planjon yaparak kontrol etmek istedi. Ancak topla birlikte ceza alanının dışına kayacağını hissedince topu istem dışı bir hareketle elinden bıraktı.Hemen yanındaki Ermin Zec, topu çaprazdan kaleye gönderdi: 2-1. 77’de Tita mükemmel bir frikik golü ile eşitliği yeniden sağladı: 2-2. 81’de Tita, üst üste çalımlarla ceza alanına girerek, penaltı noktası üzerinden yaptığı vuruşla takımını ilk kez öne geçirdi: 2-3. Hakemin kontrolünden zaman zaman çıkan maçın uzatma bölümlerinde, Veysel Antalyaspor’un kazandığı 2. penaltıyı atışında topu direğe nişanlayarak golle sonuçlan-dıramadı. 90+3’te Yenan ikinci sarıdan kırmızı kartı görünce Antalya maçı 10 kişi ile bitirdi.

İÇERİDEKİ RUHSUZLAR MI GİTSİN DIŞARIDAKİ RUHSUZ MU ?

Tarih 22.02.2009 yer Ali Sami Yen... Senaryo yine aynı. O tarihte o filmden sonra bu film korkutucu bunu tekrar oynatmayın ki zaten olmaz oynatılmaz demiştik. Dün itibari ile aynı film yine ekranlardaydı. Yeni yüzler katılmış bu kez. Felaketti... Bu da tek kelime ile korkutucuydu.

Şimdi hatırlayalım o tarihteki filmin sonuçlarını. Skibbe kovulmuştu değil mi ? Kocaelispor'dan 5 yeyince kovulmuştu. O zamanda söylemiştik Skibbe gönderilmemeli, gönderilmesi büyük hata olur diye. Gönderilmesinin sonucu ne oldu. Avrupa liginden elendik, şampiyonluk gitti,kupa gitti ve Lincoln takıma küstürüldü. Sonuç tam bir felaket. Galatasaray'da fatura hep teknik ekibe kesiliyor.Bunun ne kadar yanlış olduğunu bu zamana kadar anlamamışlar ki bu gün Rijkaard'ın biletini kesecekler. Bir türlü kendilerini eleştirmeyi beceremeyen yönetici ve futbolcular Rijkaard'a yaptıkları yanlışın farkına hiç varamayacaklar. Dün akşam oynanan Ankaragücü maçı sonrası Servet'in söyledikleri aslında tüm bu yazılanları gereksiz kılıyor. KENDİ ARALARINDA BİLE SAĞLAM BİR DOSTLUK KURAMAYAN GALATASARAYLI FUTBOLCULAR takım olmayı başaramamışlardır. Yabancılar ve yerliler olmak üzere takımı ikiye bölmüşler ve yabancı oyunculara karşı garip bir tavır takınmışlardır.

Yanlış anlaşılmasın, Rijkaard suçsuzdur demiyorum. Tek suçlu Rijkaard değil diyorum. Hocayı gönderme kararı almadan önce düşünülmesi gerekiyor. Bakın içtenlikle söylüyorum Rijkaard'dan önce gönderilmesi gerekenler var.

Son olarak şunları söylemekte fayda var; Rijkaard'ı bu gün gönderebilirsiniz. Derbiye yeni bir teknik direktörle başlamak isteyebilirsiniz ama böyle bir maç öncesi takımın başına kimse gelmez. Bir maçlık bir kurban bulmanız gerekecek. Bu kurban TUGAY KERİMOĞLU olmasın.

Lütfen...

17 Eki 2010

GERÇEK Mİ?HOCA DEĞİŞİRSE OLUR MU?


Nasıl yani der gibi baktığınızın farkındayım .
Ama ne hikmetse bir takımda teknik direktör değişince maç kazanılıyor. Son örnek Eskişehirspor takımın ismi aynı kadro aynı şablon aynı hoca (t.d.) değişmiş ve takım maç kazanıyor.
Yazıyı Galatasaray Ankaragücü maçından önce yazıyorum maçın skoru ne olur bilmem ama
Galatasaray da hoca değişikliği olursa gelecek hafta ezeli rakip Fenerbahçe ile Kadıköy deki maçını kazanabilir mi?
Bütün Galatasaray lı arkadaşların kafasında mutlaka soru işareti oluşmuştur.
Ama bu futbollarıyla Fenerbahçe de ve Galatasaray da bu sezon sadece kendilerinin galibiyetleri ile avunacaklar galiba ( ne yazık ki)

16 Eki 2010

ERKEN ÖTEN HOROZUN BAŞINI KESERLER




VİDEO. Podolski Nuri'ye yaptığı işaretin karşılığını tokat gibi aldı.

15 Eki 2010

biraz gülelim..Barney Stinson-stand by me

Şarkı böyle okunur ağa

DÜNYA BİRİNCİSİ MİYİZ?


Tarih 17 Subat 2010 … Milli takımın başına kovarcasına gönderdiğimiz Fatih Terim‘in yerine kariyeri tartışılmaz (!) Guus Hiddink getirildi.Tabi böyle bir hoca gelince de kimse ağzını açıp kötü bir eleştiri yapamadı.Peki geldiğinden bugüne ne değişti ?
Amerika kampında 3 maç oynadık.Neredeyse C takımını getirmiş olan Çekleri yenince herkes havaya girdi.Diğer maçta Kuzey İrlanda’ yı da gectik ama onların da kapasitesi belli.Son maçta ABD ‘ ye yenildik.Normal bir sonuç.Kadromuza bakıyoruz Fatih Terim dönemiyle neredeyse aynı kadro sadece birkaç genç eklenmiş.Ama oyun olarak ne haldeydik Terim’in takımından cok daha altta.
Gelelim eleme maclarına…
Kazakistan maçı 3-0 olsa da maç içinde ecel terleri döktüğümüz anlar oldu.Keza Belçika maçı da malum.Eger 10 kişi kalmasalardı yenecegimizi de sanmıyorum.
Ya Almanya maçı …
Biz Hiddink ‘ ten Almanya’yı yenmesini beklemiyoruz hatta 3-0 değil 5 6 da olabilirdi.Biz Hiddink’ten iyi oynayarak kaybetmeyi bekliyorduk.Ama sonuç tam bir fiyasko.Löw’ün maç 1 -0 iken kaçan bir golden sonra ki tepkisini herkes gördü.Maç sonunda ben şunu gördüm ; Löw Milli takımımıza Hiddink ‘ ten kat kat daha fazla saygı göstermişti.
Ya Azerbaycan maçı..
Herkes çantada keklik olarak görüyordu.
SONUÇ : E biz dünya birincisi miyiz de dünya 102. si Azerbaycan ‘ ı yenebileceğiz !
Farka dikkat …
İngiltere’nin bu hafta sadece Karadağ maçı vardı.İngiltere Teknik Direktörü Capello Milli Maclar öncesindeki haftasonu İngiltere’de tam 5 maç izledi.10 ayrı takım.Ya Hiddink …Bırakın bir haftayı toplamda 7 maç izledi. E nerede bu Hiddink? Hollanda ‘da evinde.Ama Hiddink de haklı (!) Ne gerek var ki izlemeye . Zaten çağıracağı kadro belli.Saçma sapan goller yiyen Volkan ,sol bekimiz Sabri(!) , orta sahamız 30 unu gecmis Aurellio ,haftalardır 18‘ bile giremeyen Tuncay, Fener de 1 mac ya oynamıs ya oynamamıs Özer, forvet Fener de 18 e zor giren kurtarıcımız(!)Semih… ve daha niceleri…
Ey Hiddink , sen evinde rahat rahat otur.Bizim sana ihtiyacımız yok.Bizim , tek bir lafıyla takımı ateşleyen , ruh katan , Türk kültürüne sahip Fatih Terimlere ihtiyacımız var.
Sen 8 milyon euronu ( sponsorlar hariç) alıyorsun zaten neyine gerek takımla ilgilenmek.Ayağını uzat Oğuz Çetin , Ersun Yanal , Levent Kızıl , Mahmut Özgener sana servisi yapıyor.
Ama unutma ki Türk Milletini asla uyutamazsın…
YAZAN:i şafak(now or never)

ARDA TURAN


Arda Turan bu toprakların yetiştirdiği en değerli fidanların başında gelir. Yaptıklarıyla tüm Türkiye'ye karşı sorumludur bunu kabul ederiz. Ama ona yapılanlara karşı da tüm Türkiye yanındadır.
Arda Turan gereksizlerin ağzına alacağı bir lokma değildir.

14 Eki 2010

FRİKİK Mİ? YADA GİOVANNİ Mİ?


Bir Galatasaray taraftarı olarak Venezuella lı futbolcuların attıkları nefis frikik (bir maçta iki tane ..ahh nerede..) gollerine hayranlıkla bakalım. Giovanni nin attığı nefis gol iştahla izleyelim.
Galiba ikisini de özleyeceğiz....(frikikleri zaten beklemekten gözlerimizin sapı sarar dı derler bizde.:))
Bu arada spiker arkadaşın gol sevinci hiç taraftarı olmadığımız iki ülkenin golünü izlerken mutlu ediyor.


http://video.fanatik.com.tr/Bu-macta-her-sey-var_1_32163.htm?auto=1

HAFTA SONU YAYIN AKIŞI


15 Ekim Cuma
20.00 Bursaspor – K. Karabük (Lig Tv)

21.30 Köln – Borussia Dortmund (TRT 3)



16 Ekim Cumartesi

14.00 Kartalspor – Kayseri Erciyesspor (TRT 1)

15.30 Eskişehirspor – İstanbul B.B. (Digi)

16.30 Bayern Münih – Hannover (TRT 3)

17.00 Arsenal – Birmingham (Spormax)

17.00 Man. United – W. Bromwich (Spormax)

17.30 Gaziantepspor – Bucaspor (Digi)

19.00 Beşiktaş – Manisaspor (Lig Tv)

19.00 Atletico Madrid – Getafe (Ntvspor)

19.30 Aston Villa – Chelsea (Spormax)

21.00 Barcelona – Valencia (Ntvspor)

22.00 Toulouse – PSG (Kanal A)

23.00 Malaga – Real Madrid (Ntvspor)



17 Ekim Pazar


00.30 Flamengo – Internacional (Spormax)

14.00 Boluspor – Denizlispor (TRT 1)

15.30 Everton – Liverpool (Spormax)

15.30 Gençlerbirliği – Antalyaspor (Digi)

15.30 Kasımpaşa – Trabzonspor (Lig Tv)

16.30 Kaiserslautern – E. Frankfurt (TRT 3)

17.30 Kayserispor – Sivasspor (Digi)

18.00 Blackpool – Man. City (Spormax)

18.00 Lens – Rennes (Kanal A)

18.30 Hoffenheim – Mönchengladbach (TRT 3)

19.00 Galatasaray – Ankaragücü (Lig Tv)

19.30 Çaykur Rize – Giresunspor (TRT 1)

21.00 Guarani – Corinthians (Spormax)

22.00 Lyon – Lille (Kanal A)

22.00 Sporting Gijon – Sevilla (Ntvspor)



18 Ekim Pazartesi


20.00 Adanaspor – Diyarbakırspor (TRT 6)

20.00 Konyaspor – Fenerbahçe (Lig Tv)

13 Eki 2010

ELLER ROMA'YA BİZ KOMAYA (13.10.1988)

Milliyet Arşivi karıştırırken 13.10.1988 tarihli spor haberi. Ne ilginçtir ki o tarihte de bir milli maç ve yine hüsran. Başlık ise 10 numara. Tam olarak şimdiki durumumuz budur.

Son olarak; Kaderimse çekerim çilemse güler geçerim.

DOLU HAVUZ VE DELİK BİR KOVA

Kimse yanlış anlamasın, artık dişimizi sıkmaktan ağzımızda diş kalmadı. Sabretmeyi iyi bilen bir milletiz ama artık yeter. Futbol düşkünü milyonlarca insana yapılan haksızlık yetmedi mi ? Milli duyguları kabartarak, empoze edilmeye çalışılan duyguları suistimal etmek yetmedi mi ? Her yenilgiden sonra Türklerin manevi duygularını medyanın önüne sunmak futbolun hangi etik anlayışında var.Biz hareketsiz kalmaya devam edelin. Bizi sağmak isteyen çok düşkün var.

Asıl konuya gelelim;

Elimizde yarı dolu bir kova var. Kimsenin görmediği bir delik... Bu kovayı havuzun içinden çıkartmıyoruz. Havuz su ile dolu fakat bu su aynı su. Devirdaim yok. Kova hiç boşalmıyor. Kovaya döktüğümüz su hep aynı. Döküyoruz, delikten boşalıyor. Boşalan suyu tekrar kovaya döküyoruz. Kısacası kova delik, su aynı su. Kovanın dolu olması bizi hep yanıltıyor. Kandırılıyoruz.

İşte Türk futbolunun şu andaki durumu bu. Ne yeni bir havuz arayışı var ne de yeni su. Kovanın deliği büyük. Kapanması zor. En azından suyu değiştirin de canlılar oksijensiz kalmasın.

Where is the field?

Gardaşımıza yenildiğimiz maçtan sonra aklıma 2010 dünya kupası pepsi reklamı geldi kendi kalemize gol atmak bu olsa gerek Azerbaycan :1 Türkiye:0 golu atan arkadaş''Türkiye yi yendiğimiz için hem sevindik hem üzüldük. Türkiye nin gruptan çıkmasını istiyoruz '' demiş. Güzel kurgu iyi müzik ve satan reklam .. iyi seyirler ...

4 x 4



Dün akşamı saat 21.45’te Roi Baudouin Stadı'nda başlayan Belçika - Avusturya maçı canlı yayınla tv8'de yayınlandı.(teşekkürler tv8)
Maçta gol perdesini, 11. dakikada Belçika'da Jelle Vossen açtı. 14. dakikada savunma oyuncusu Franz Schiemer skoru dengeledi. 29. dakikada Marko Arnautovic Avusturya'yı 2-1 öne geçirdi ve ilk yarı bu skorla sona erdi.
47. dakikada Marouane Fellaini'nin golüyle maça yeniden denge geldi. 62. dakikada Schiemer kendisinin ikinci Avusturya'nın üçüncü golünü kaydetti. Beraberlik golü için saldıran ve rakibin 68. dakikada Paul Scharner'in (lüzümsuz)kırmızı kart görüp 10 kişi kalmasıyla avantaj elde eden Belçika aradığı golü 87. dakikada Marvin Ogunjimi'nin golüyle durumu 3-3'e getirdi.
Kalan kısıtlı sürede galibiyet golü için saldıran hatta bu zaman zarfında Lukaku'nun bir şutunun direğe takılmasıyla gole çok yaklaşan Belçika, Hazard'ın asistinde Nicolas Lombaerts'in son dakika golüyle 4-3 öne geçti.
Herkes maçın Belçika lehine sona ereceğini düşünürken stad da bir düğün bayram havası varken uzatmalarda sahneye çıkan Martin Harnik'in golü, bu unutulmaz maçın sonucunu tayin etti ve karşılaşma 4-4 berabere sona erdi.
Son zamanlarda izlediğim en zevkli en çekişmeli en teknik en ,en, en güzel milli maçlardan bir tanesi.
Kontratak var Faul var şarj var disiplin var oyuna müdahele var hatalı pas var gereksiz kırmızı kart görme var 10 kişi 20 dakika eksik oynama var en iyi geri dönüşlerden birisi var ve son saniyelerde ilahi adalet beraberlik var ve tam 8 gol var.
Tekrar yayınlansın yine izlerim ,yine izlerim.
Bu arada bu adamlar Futbol oynuyorsa bizim milii takım yeşil sahada ne yapıyor????

12 Eki 2010

OLAYLI G.ANTEP - BURSA MAÇI

Karar verildi;Bursaspor 3-0 hükmen galip. Bu kararı verenler futbolun karar vericileri olabilir mi ? Bu kararı verenler takımlar arası adaleti sağlayabilir mi ? Bu kararı verenlere Türk futbolunun geleceği emanet edilebilir mi ?

Yarın bir gün bu olayı avantaja çevirmek isteyen kötü niyetli birisinin, bu tarz olaylara başvurmayacağının garantisini verebilecekler mi ? Af edersiniz ama olursa kimse şaşırmasın. Onun hanesine de üç puanı üç golle yazmak zorundasınız.

KİM ATTI KRAL ATTI.....

2002 Dünya Kupası'nda finaller tarihinin en hızlı golünü 11 saniye ile Güney Kore'ye atan Hakan Şükür rekorunu ilginç bir yorum getirdi: "Herkes için hızlı olabilir ama benim için çok geç atılmış bir goldü. Çünkü son maçtı ve bu benim finallerde ilk golümdü."

11 Eki 2010

Eğer antreman da koşsam Galatasaray da işim ne gider Real Madrid de oynardım.KUBİ


Kubilay Türkyılmaz, "Kubi" (d. 4 Mart 1967 - Bellinzona, İsviçre) Türk asıllı İsviçreli futbolcu.
İsviçre Milli Futbol Takımı takımında forma giyen Kubilay Türkyılmaz'ın 1988 ve 2001 yılları arasında 62 maçta 38 golü bulunuyor. EURO 96'da açılış maçı olan ve 1-1 biten İngiltere - İsviçre mücadelesinde İsviçre'nin golünü atmıştır.
7 Aralık 2000'deki 2002 FIFA Dünya Kupası Elemeleri maçında Zürih'de Faroe Adaları'na karşı penaltı golleriyle hat trick yapması o zaman için bir rekordu. Bu rekor daha sonra 2 Haziran 2004'de Arjantin'e karşı oynayan Brezilyalı Ronaldo tarafından kırıldı ve Galatasaray-Manchester United arasındaki tarihi maçta da 2 golü bulunuyor ve o maçta Galatasaray 2-0 dan 3-2'e getirmeyi başarmış; fakat maç 3-3 bitmişti. Bu skor sayesinde de Galatasaray, Manchester United'ı eleyip Şampiyonlar Ligi'ne katılmıştır.
Futbolcu kariyerinin en parlak günlerini Galatasaray'da geçirmiştir. En son Luzern takımında oynarken dizindeki sakatlık nedeniyle spor yaşamına son verdi.
Kubilay Türkyılmaz, şu an İsviçre'de bir restoran işletmektedir.
Bunların yanında:
--Neden çok çalışmayı sevmediğini soran gazeteciye cevabı:’’ Eğer antreman da koşsam Galatasaray da işim ne gider Real Madrid de oynardım.’’
--Çifte vatandaşlığı vardı.Galatasaray da Türk statüsünde oynadı.
--İngiltere-İsviçre maçında gol atarak İngiltere Milli Takımına resmi maçlarda gol atan tek Türk futbolcu ünvanına sahiptir.
--Zamanın da İsviçre Türkiye maçlarında forma giymek istemeyen ve giymeyen bir Türk futbolcudur.

9 Eki 2010

ALMANYA'NIN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRAN TÜRKLER

Dün akşam takımın kötü oynadığı yazılmış medyada. Ben diyorum ki, kötü mü ? Sonra milli takımda kötü oynayan oyuncuların ismi sırlanmış ve Almanya'nın işini kolaylaştırdılar denilmiş.
Aslında haksız sayılmazlar. Almanya'nın işini kolaylaştıran da bir Türk...

MESUT ÖZİL.

Günler öncesinden maçın önüne geçen Mesut'un Almanya tercihi medyaya o kadar iş çıkardı ki duyanda Mesut'un Almanya'yı maçtan hemen önce seçtiğini sanacak.

Mehmet Aurelio milli marşımızı söylerken ne hissetimse Mesut'un Alman milli marşı esnasında ağzını açmamış olmasında da aynı duyguları hissettim.

Böylesi sanki daha iyi oldu. Medya, Mesut olmasa Milli Takıma yüklenecekti. Mağlubiyet'in üstü bu kadar çabuk kapanmazdı.

foto:Buradan.

ÇOĞU SENDEN AZI ONDAN

Sinan Bolat ile başlamak istiyorum;

''Ülkemi çok seviyorum ama Oğuz Çetin olduğu sürece Ay-Yıldızlı Milli Takıma hizmet etmem çok zor. Ben burada her hafta en ilk 11'deyim. Ama Milli Takıma 4'üncü kaleci bile olamadım'' demişti.

Almanya'ya karşı mağlup olmak büyütülecek bir konu değil. Biz kimlere karşı mağlup olmadık ki. Hiddink'in geldiği, Oğuz Çetin'in yardımcılığında kaldığı günden bu yana konuşulan bir konu var. Asıl bu konunun üzerinde durmalıyız. Milli Takım kadrosunu kim seçiyor ? Türkiye'de durmayan Hiddink mi yoksa Türkiye'de durduğu halde geçmiş hesaplaşması olan Oğuz Çetin mi ? Bana göre sazı elinde bulunduran Oğuz Çetin istediği türküyü önce çalıyor sonra çaldırtıyor. Bizlerde tribünde dinliyoruz.

Dün akşam yine hiç duymadığım bir türkü vardı. Müzik aynıydı fakat sözler hiç tanıdık değildi. Sanki ağırlıklı Türkçe aralara serpiştirilmiş Hollanda kültürü vardı. Hiç tat vermedi hiç... Tekrar dinlemek nelere maal olur düşünmek bile istemiyorum.

''Bu kadro ile ancak bu kadar olur'' demek istemiyorum. Bu kadro ile bu kadar kötü olunmamalı. Arda'yı koysak ne değişecek ki. Sabri sol bek oynarsa, Nuri arkaya bu kadar yaslanırsa, Hamit çizgide bu kadar kıstırılıp kalırsa bu enstrümanın sesine koyunlar bile toplanmaz.

Düşünün, maçı izlememiş birisine Milli Takım adına maçın en iyisi Servet'di desek ve maçı 3-0 kaybettik desek normal karşılar.

Rıdvan dilmen bir programda bizim rakibimiz Almaya demişti. Biz de burada yazmıştık bizim rakibimiz Belçika diye. Bu mental anlayışı ile oynamaya devam edersek Belçika değil rakibimiz Avusturya olur.

Geçmiş olsun...