6 Haz 2009

BORDO MAVİ VS TEKNİK DİREKTÖR SORUNU

Trabzonspor futbol takımı yıllardır kayda değer bir başarı yakalayamadı. Bu başarısızlığı her zaman sineye çeken taraftar bu kez sesini yükseltti ve anlaşma sağlanan Samet Aybaba ile yollar ayrıldı.

Şimdi Trabzonspor'un Teknik direktör olarak takımın başına getirdiği isimlere bir bakalım genelde aynı isimler üzerinde karar kırıldığını ve bu isimlerin % 95 yerli antrönerlerden olduğunu görebiliriz.
2000/01 sezonundan itibaren aldığım bu teknik direktörler tabloda 2003 ve 2004 yılında aldığı Türkiye kupasından başka bir kupa kazandıramamışlar. Takım eski havasından yıllardır çok uzakta. Halen dört büyük olarak anılan takım artık gözümde anadolu takımlarımızdan birisi haline gelmiştir.

Yönetimin yıllardır çözüm bulamadığı ve artık kanayan bir yara haline gelen ve hatta kabuk bağlayamayacak durum da olan yanlış teknik direktör seçimine bir son vermeli.

5 Haz 2009

SARI KIRMIZI RİJKAARD

Bizi izlemeye devam edin...

REKLAMLAR!!!



tırt yerel radyoların ''reklamlar bittiii'' mottosu gibi, ''reklamlar!!!'' diye girdik ama kusrumuza bakılmasın.:) basketçi ağabeylerimizden steve nash ve karşısındakiler... afiyetle izleyiniz.

3 Haz 2009

SÖZ ŞİMDİ GAZETELERDE



Ülkemizde futbolun en güzel yanlarından biri de,genelde şu günlerde başlayan ve yaz boyunca hayatımıza renk ve neşe katan asılsız transfer haberleridir.Hangi yıldız futbolcular getirilmez ki bu dönemde ülkemize.Hem de manşetleri süsler alengirli sözcük gruplarıyla.Sen ol da o manşetleri görüp de o gazeteyi alma(o biraz zor).O gazeteyi alırken haberin asıl olup olmaması önemli değildir bu zaman zarfında.Şeytanında dürtmesiyle o gazeteler alınır güzelce serin bir yere konuşlandıktan sonra soğuk meşrubat eşliğinde aheste aheste okunur.Ülkemizde her sene geleneksel olarak yaşanan bu aylara yine şanına yakışır bir başlangıç yapıldı.

Hepimize hayırlı olsun.Yılın bu aylarında futbol ve spor bir başka güzel.

SON DAKİKA !!!

2000 yılından bu yana yaklaşık 8/9 teknik direktör değiştiren Galatasaray son olarak Bülent Korkmaz'ı da listeye dahil etti ve görevine son verdi. Açıklamada istifa sunmasından bahsediliyor. İnananlar el kaldırsın...

KÖLN & SKİBBE

Köln'de Daum'dan boşalan teknik adam koltuğuna Türkcell Süper Lin'in 21. haftasında görevine son verilen Galatasaray'ın eski teknik direktörü Skibbe getirilmek üzere. Alman spor medyası transfer haberini doğrularken tarafların anlaşmak üzere olduğunu yazdı. 

2 Haz 2009

KİM ÇIKIP YALANLAYACAK

Transfer, denize düşen yılana sarılır misali olmamalı. Mevki transferinden yana oldum hep. Gerekli yerlere gerektiği zaman yapılmalı. Bu yıl tutmadı hadi güle güle, biz her yıl başarılı olmalıyız seninle olmadı kendine takım bul demek en kolayımıza geliyor. Kulüplerimiz çok zengin ya kimsenin borçu yok. Haklılar aslında ülkemize gelen futbolcular yada teknik adamlar yüksek fiyatlardan dolayı geliyor.

Şimdi asıl konu şu; Christoph Daum'un tekrar Fenerbahçe ile anlaşmaya vardığı haberleri. Daum Fener'e 6 Haziran 2003 yılında 1 yıl opsiyonlu 3 yıl sözleşme imzalamıştı. Kaldığı sezonda 2003/2004 - 2004/2005 yıllarında üst üste takımı şampiyon yaptı. Tam 3 yıl üst üste yapacakken ramak kalmışken son maçta Denizli ile berabere kalınca takımdan gitti. Şimdi bu Daum'a kim başarısız diyebilir ki. O zaman Daum ile yolları ayıran Fenerbahçe kulübünün başkanı halen başkan ve yine Daum'la anlaştı haberleri tüm manşetlerde. Peki neden gönderildi ki. Kendisi mi gitti ? Peki neden izin verildi ? Yada tekrardan neden anlaşılıyor. Aynı şeyleri zamanında Galatasaray'da yapmıştı. Lucescu ile şampiyon olduktan sonra görevine son verip Fatih Terim ile anlaşılmıştı. Sanırım yakın zamanda Lucescu'ya tekrar teklif götürüldü.

Bir teknik adamdan geldi andan itibaren büyük başarılar beklemek çok yanlış. Her zaman olduğu gibi takımlarımızın transfer anlayışları anlamak çok güç. Eğer anlaşma sağlanmış ise Fener için hayırlı olur daha ne diyelim.  

SKİBBE İLE GİDEN ŞAMPİYONLUK

Biliyorum sürekli aynı yemeği ısıtıp ısıtıp önünüze sunmak midenizi bozmaya başladı.

Yönetim başarısız oldu ve bunu kabul etti. Türkiye'nin en iyi kadrosuna sahip takımsın. Ve ben bunu biraz daha ileri götürüp Avrupanın üst düzey liglerinin birinde iyi bir sıralamada bulunacağını düşünüyorum. Yönetmek/yönetmeyi bilmek futbolun en temel taşıdır.Hele hedefleri her zaman yüksek olan bir takım içinde yönetimse o bambaşka bir yönetici becerisi gerektirmektedir.

Lig ve Avrupa kupaları hedefine başlamadan önce,ki Galatasaray'ın öncelik hedefi Avrupa kupaları olmalı,teknik adam ve gerekli bölgelere gerekli futbolcu eksiklikleri ile başladı Galatasaray. Skibbe getirildi önce. Akıllarda onlarca soru işareti oluşturdu bir anda. Daha sezona başlamadan Galatasaray için yeterli mi ? diye kendi kendimize sormaya başladık. Şampiyonlar ligine veda ederken kadro seçimindeki ve oyun taktik anlayışındaki yanlışlıklar bir anda neye uğradığımızı anlamadan elenmemize neden olmuştu. Nedense elenmiş bile olsak bu adamın takımın başında uzun yıllar kalmasını istemiştim. Akabinde UEFA Kupası,Türkiye Kupası ve Süper Lig şampiyonluğu kalan hedeflerdendi. UEFA kupasında alınan sonuçlar ve güzel futbol bir çok şeyi unutturmuş gibi oldu. Feldkamp'ın takıma tekrardan dahil olması işlerin karışması için yetmişti bile. Nasıl bir yönetim anlayışıdır anlamak mümkün değil tabi. Türkiye kupasından elendikten sonra kalan hedef UEFA ve Süper lig şampiyonlu acaba başarısız mı olacağız sorularına biraz daha hız katmıştır.

 Takım Skibbe ile yirmi bir hafta süper lig maçına çıktı. 43 gol attı ve kalesinde 28 gol gördü. Takım daha iyi hücüm yapıp yediğinden daha çok gol atıp galip gelebiliyordu. Bu maçların on bir tanesini iki ve daha fazla farkla kazandı. Lincoln'ü takıma kazandırmasını becerdi. Son Kocaelispor maçında Ali Sami Yen'de farklı mağlup olunca görevine son verildi. Yirmi birinci hafta sonunda Galatasaray otuz yedi puanla beşinci sıradaydı. Elbette Galatasaray için kötü bir sıralama. Bu haftaya kadar altı mağlubiyet alması takım için yaşanması zor anlardandı. Yalnız bu haftaya kadar Fener altı Beşiktaş dört Trabzon'un üç ve Sivasspor'un ise iki mağlubiyet alması şampiyonluğun kaçıp gitmediğini göstermekteydi.

Dediğim gibi şampiyonluğun daha bir yere gittiği yoktu. Tam bu dönemde Bülent Korkmaz devri başladı. Nede olsa efsane oyuncuydu. Hırslı, azimli ve çalışkandı. Bu özelliklerini takıma yansıtıp en azından ligi gerekli yerde tamamlayacağımızı düşünüyordum. Ama şunu da belirteyim daha önceki postlarda da belirtmiştim Skibbe'nin gönderilmesine karşıydım. Atak futbol Bülent hocayla yerini bir sıfır olsun bizim olsun anlayışına bıraktı. Hal böyle olunca avcumuzun içine aldığımız Hamburg maçı, Trabnzon maçı, Ankaraspor maçı, Hacettepe maçı,esir oynanan Eskişehir maçı vs.

Hedeflerden tek tek sapmak yakışmadı galatasaray'a. Bir futbolcunun takım için önemi büyükse ve onun olmadığı maçlarda pozisyon olarak sıkıntı yaşanıyorsa bazı şeylerden taviz verilmeliydi. Verilmedi. Ligi beşinci sırada tamamladı.

Aslında sözlerle olayları dallandırıp budaklandırmaya çok fazla gerek yok. Tüm herşey bu sezon için tesr gitti. Hatalarla dolu bir sezonu geride bırakmış olduk.

Artık önümüzdeki maçlara bakacağız.

1 Haz 2009

YA SEN OLMASAYDIN

Ne kaldı bu sezon elde. Galatasaray bu, sezondan bir şeyler kazanmış olmalı. İsmini bir yerlerde okutmak zorunda.

Tek tesellimiz Baros oldu. Bu sezon attığı 20 golle kral olmayı başardı. 

Tebrikler Mılan Baros.

DERİN BİR OHH ! ANTALYASPOR & ANKARAGÜCÜ

Süper lig de adımız asansör takıma çıkmıştı. İn çık in çık hem kendilerine yazık ediyorlardı hem de her zaman kendilerine destek vermeyi bir borç bilen taraftara.
Yine son hafta belirledi kimler kalıyor kimler gidiyoru. Soğuk terler döke döke takip ettik son haftayı. Maçların bitimine az süreler kala bir Konya düştü bir Gençler. Aman yine düşmeyelim derken geldi gol.
Bir zamanlar hiç bir iddası olmayan Gençler birliği bizi mağlup edip kümeye gönderirken son hafta Antalyaspor Ankaragücü karşısında gelerek süper ligde kalmasını sağladı Gençlerbirliği'nin. Sanırım futbolun güzelliği buralarda gizli.

Kimse alınmasın, kırılmasın ve kızmasın ama ligden düşen takımların taraftar desteği olmayanlar olsun isterdim ama olmadı. Bunların içinde Antalyaspor olmadığı için de Galatasaray'ın Avrupa kupalarına kalmasından daha çok sevindim. :))

Fotoğraflar ilk kez ve sadece burada, sizler için.

6 Haz 2009

BORDO MAVİ VS TEKNİK DİREKTÖR SORUNU

Trabzonspor futbol takımı yıllardır kayda değer bir başarı yakalayamadı. Bu başarısızlığı her zaman sineye çeken taraftar bu kez sesini yükseltti ve anlaşma sağlanan Samet Aybaba ile yollar ayrıldı.

Şimdi Trabzonspor'un Teknik direktör olarak takımın başına getirdiği isimlere bir bakalım genelde aynı isimler üzerinde karar kırıldığını ve bu isimlerin % 95 yerli antrönerlerden olduğunu görebiliriz.
2000/01 sezonundan itibaren aldığım bu teknik direktörler tabloda 2003 ve 2004 yılında aldığı Türkiye kupasından başka bir kupa kazandıramamışlar. Takım eski havasından yıllardır çok uzakta. Halen dört büyük olarak anılan takım artık gözümde anadolu takımlarımızdan birisi haline gelmiştir.

Yönetimin yıllardır çözüm bulamadığı ve artık kanayan bir yara haline gelen ve hatta kabuk bağlayamayacak durum da olan yanlış teknik direktör seçimine bir son vermeli.

5 Haz 2009

SARI KIRMIZI RİJKAARD

Bizi izlemeye devam edin...

REKLAMLAR!!!



tırt yerel radyoların ''reklamlar bittiii'' mottosu gibi, ''reklamlar!!!'' diye girdik ama kusrumuza bakılmasın.:) basketçi ağabeylerimizden steve nash ve karşısındakiler... afiyetle izleyiniz.

3 Haz 2009

SÖZ ŞİMDİ GAZETELERDE



Ülkemizde futbolun en güzel yanlarından biri de,genelde şu günlerde başlayan ve yaz boyunca hayatımıza renk ve neşe katan asılsız transfer haberleridir.Hangi yıldız futbolcular getirilmez ki bu dönemde ülkemize.Hem de manşetleri süsler alengirli sözcük gruplarıyla.Sen ol da o manşetleri görüp de o gazeteyi alma(o biraz zor).O gazeteyi alırken haberin asıl olup olmaması önemli değildir bu zaman zarfında.Şeytanında dürtmesiyle o gazeteler alınır güzelce serin bir yere konuşlandıktan sonra soğuk meşrubat eşliğinde aheste aheste okunur.Ülkemizde her sene geleneksel olarak yaşanan bu aylara yine şanına yakışır bir başlangıç yapıldı.

Hepimize hayırlı olsun.Yılın bu aylarında futbol ve spor bir başka güzel.

SON DAKİKA !!!

2000 yılından bu yana yaklaşık 8/9 teknik direktör değiştiren Galatasaray son olarak Bülent Korkmaz'ı da listeye dahil etti ve görevine son verdi. Açıklamada istifa sunmasından bahsediliyor. İnananlar el kaldırsın...

KÖLN & SKİBBE

Köln'de Daum'dan boşalan teknik adam koltuğuna Türkcell Süper Lin'in 21. haftasında görevine son verilen Galatasaray'ın eski teknik direktörü Skibbe getirilmek üzere. Alman spor medyası transfer haberini doğrularken tarafların anlaşmak üzere olduğunu yazdı. 

2 Haz 2009

KİM ÇIKIP YALANLAYACAK

Transfer, denize düşen yılana sarılır misali olmamalı. Mevki transferinden yana oldum hep. Gerekli yerlere gerektiği zaman yapılmalı. Bu yıl tutmadı hadi güle güle, biz her yıl başarılı olmalıyız seninle olmadı kendine takım bul demek en kolayımıza geliyor. Kulüplerimiz çok zengin ya kimsenin borçu yok. Haklılar aslında ülkemize gelen futbolcular yada teknik adamlar yüksek fiyatlardan dolayı geliyor.

Şimdi asıl konu şu; Christoph Daum'un tekrar Fenerbahçe ile anlaşmaya vardığı haberleri. Daum Fener'e 6 Haziran 2003 yılında 1 yıl opsiyonlu 3 yıl sözleşme imzalamıştı. Kaldığı sezonda 2003/2004 - 2004/2005 yıllarında üst üste takımı şampiyon yaptı. Tam 3 yıl üst üste yapacakken ramak kalmışken son maçta Denizli ile berabere kalınca takımdan gitti. Şimdi bu Daum'a kim başarısız diyebilir ki. O zaman Daum ile yolları ayıran Fenerbahçe kulübünün başkanı halen başkan ve yine Daum'la anlaştı haberleri tüm manşetlerde. Peki neden gönderildi ki. Kendisi mi gitti ? Peki neden izin verildi ? Yada tekrardan neden anlaşılıyor. Aynı şeyleri zamanında Galatasaray'da yapmıştı. Lucescu ile şampiyon olduktan sonra görevine son verip Fatih Terim ile anlaşılmıştı. Sanırım yakın zamanda Lucescu'ya tekrar teklif götürüldü.

Bir teknik adamdan geldi andan itibaren büyük başarılar beklemek çok yanlış. Her zaman olduğu gibi takımlarımızın transfer anlayışları anlamak çok güç. Eğer anlaşma sağlanmış ise Fener için hayırlı olur daha ne diyelim.  

SKİBBE İLE GİDEN ŞAMPİYONLUK

Biliyorum sürekli aynı yemeği ısıtıp ısıtıp önünüze sunmak midenizi bozmaya başladı.

Yönetim başarısız oldu ve bunu kabul etti. Türkiye'nin en iyi kadrosuna sahip takımsın. Ve ben bunu biraz daha ileri götürüp Avrupanın üst düzey liglerinin birinde iyi bir sıralamada bulunacağını düşünüyorum. Yönetmek/yönetmeyi bilmek futbolun en temel taşıdır.Hele hedefleri her zaman yüksek olan bir takım içinde yönetimse o bambaşka bir yönetici becerisi gerektirmektedir.

Lig ve Avrupa kupaları hedefine başlamadan önce,ki Galatasaray'ın öncelik hedefi Avrupa kupaları olmalı,teknik adam ve gerekli bölgelere gerekli futbolcu eksiklikleri ile başladı Galatasaray. Skibbe getirildi önce. Akıllarda onlarca soru işareti oluşturdu bir anda. Daha sezona başlamadan Galatasaray için yeterli mi ? diye kendi kendimize sormaya başladık. Şampiyonlar ligine veda ederken kadro seçimindeki ve oyun taktik anlayışındaki yanlışlıklar bir anda neye uğradığımızı anlamadan elenmemize neden olmuştu. Nedense elenmiş bile olsak bu adamın takımın başında uzun yıllar kalmasını istemiştim. Akabinde UEFA Kupası,Türkiye Kupası ve Süper Lig şampiyonluğu kalan hedeflerdendi. UEFA kupasında alınan sonuçlar ve güzel futbol bir çok şeyi unutturmuş gibi oldu. Feldkamp'ın takıma tekrardan dahil olması işlerin karışması için yetmişti bile. Nasıl bir yönetim anlayışıdır anlamak mümkün değil tabi. Türkiye kupasından elendikten sonra kalan hedef UEFA ve Süper lig şampiyonlu acaba başarısız mı olacağız sorularına biraz daha hız katmıştır.

 Takım Skibbe ile yirmi bir hafta süper lig maçına çıktı. 43 gol attı ve kalesinde 28 gol gördü. Takım daha iyi hücüm yapıp yediğinden daha çok gol atıp galip gelebiliyordu. Bu maçların on bir tanesini iki ve daha fazla farkla kazandı. Lincoln'ü takıma kazandırmasını becerdi. Son Kocaelispor maçında Ali Sami Yen'de farklı mağlup olunca görevine son verildi. Yirmi birinci hafta sonunda Galatasaray otuz yedi puanla beşinci sıradaydı. Elbette Galatasaray için kötü bir sıralama. Bu haftaya kadar altı mağlubiyet alması takım için yaşanması zor anlardandı. Yalnız bu haftaya kadar Fener altı Beşiktaş dört Trabzon'un üç ve Sivasspor'un ise iki mağlubiyet alması şampiyonluğun kaçıp gitmediğini göstermekteydi.

Dediğim gibi şampiyonluğun daha bir yere gittiği yoktu. Tam bu dönemde Bülent Korkmaz devri başladı. Nede olsa efsane oyuncuydu. Hırslı, azimli ve çalışkandı. Bu özelliklerini takıma yansıtıp en azından ligi gerekli yerde tamamlayacağımızı düşünüyordum. Ama şunu da belirteyim daha önceki postlarda da belirtmiştim Skibbe'nin gönderilmesine karşıydım. Atak futbol Bülent hocayla yerini bir sıfır olsun bizim olsun anlayışına bıraktı. Hal böyle olunca avcumuzun içine aldığımız Hamburg maçı, Trabnzon maçı, Ankaraspor maçı, Hacettepe maçı,esir oynanan Eskişehir maçı vs.

Hedeflerden tek tek sapmak yakışmadı galatasaray'a. Bir futbolcunun takım için önemi büyükse ve onun olmadığı maçlarda pozisyon olarak sıkıntı yaşanıyorsa bazı şeylerden taviz verilmeliydi. Verilmedi. Ligi beşinci sırada tamamladı.

Aslında sözlerle olayları dallandırıp budaklandırmaya çok fazla gerek yok. Tüm herşey bu sezon için tesr gitti. Hatalarla dolu bir sezonu geride bırakmış olduk.

Artık önümüzdeki maçlara bakacağız.

1 Haz 2009

YA SEN OLMASAYDIN

Ne kaldı bu sezon elde. Galatasaray bu, sezondan bir şeyler kazanmış olmalı. İsmini bir yerlerde okutmak zorunda.

Tek tesellimiz Baros oldu. Bu sezon attığı 20 golle kral olmayı başardı. 

Tebrikler Mılan Baros.

DERİN BİR OHH ! ANTALYASPOR & ANKARAGÜCÜ

Süper lig de adımız asansör takıma çıkmıştı. İn çık in çık hem kendilerine yazık ediyorlardı hem de her zaman kendilerine destek vermeyi bir borç bilen taraftara.
Yine son hafta belirledi kimler kalıyor kimler gidiyoru. Soğuk terler döke döke takip ettik son haftayı. Maçların bitimine az süreler kala bir Konya düştü bir Gençler. Aman yine düşmeyelim derken geldi gol.
Bir zamanlar hiç bir iddası olmayan Gençler birliği bizi mağlup edip kümeye gönderirken son hafta Antalyaspor Ankaragücü karşısında gelerek süper ligde kalmasını sağladı Gençlerbirliği'nin. Sanırım futbolun güzelliği buralarda gizli.

Kimse alınmasın, kırılmasın ve kızmasın ama ligden düşen takımların taraftar desteği olmayanlar olsun isterdim ama olmadı. Bunların içinde Antalyaspor olmadığı için de Galatasaray'ın Avrupa kupalarına kalmasından daha çok sevindim. :))

Fotoğraflar ilk kez ve sadece burada, sizler için.