2 Haz 2009

SKİBBE İLE GİDEN ŞAMPİYONLUK

Biliyorum sürekli aynı yemeği ısıtıp ısıtıp önünüze sunmak midenizi bozmaya başladı.

Yönetim başarısız oldu ve bunu kabul etti. Türkiye'nin en iyi kadrosuna sahip takımsın. Ve ben bunu biraz daha ileri götürüp Avrupanın üst düzey liglerinin birinde iyi bir sıralamada bulunacağını düşünüyorum. Yönetmek/yönetmeyi bilmek futbolun en temel taşıdır.Hele hedefleri her zaman yüksek olan bir takım içinde yönetimse o bambaşka bir yönetici becerisi gerektirmektedir.

Lig ve Avrupa kupaları hedefine başlamadan önce,ki Galatasaray'ın öncelik hedefi Avrupa kupaları olmalı,teknik adam ve gerekli bölgelere gerekli futbolcu eksiklikleri ile başladı Galatasaray. Skibbe getirildi önce. Akıllarda onlarca soru işareti oluşturdu bir anda. Daha sezona başlamadan Galatasaray için yeterli mi ? diye kendi kendimize sormaya başladık. Şampiyonlar ligine veda ederken kadro seçimindeki ve oyun taktik anlayışındaki yanlışlıklar bir anda neye uğradığımızı anlamadan elenmemize neden olmuştu. Nedense elenmiş bile olsak bu adamın takımın başında uzun yıllar kalmasını istemiştim. Akabinde UEFA Kupası,Türkiye Kupası ve Süper Lig şampiyonluğu kalan hedeflerdendi. UEFA kupasında alınan sonuçlar ve güzel futbol bir çok şeyi unutturmuş gibi oldu. Feldkamp'ın takıma tekrardan dahil olması işlerin karışması için yetmişti bile. Nasıl bir yönetim anlayışıdır anlamak mümkün değil tabi. Türkiye kupasından elendikten sonra kalan hedef UEFA ve Süper lig şampiyonlu acaba başarısız mı olacağız sorularına biraz daha hız katmıştır.

 Takım Skibbe ile yirmi bir hafta süper lig maçına çıktı. 43 gol attı ve kalesinde 28 gol gördü. Takım daha iyi hücüm yapıp yediğinden daha çok gol atıp galip gelebiliyordu. Bu maçların on bir tanesini iki ve daha fazla farkla kazandı. Lincoln'ü takıma kazandırmasını becerdi. Son Kocaelispor maçında Ali Sami Yen'de farklı mağlup olunca görevine son verildi. Yirmi birinci hafta sonunda Galatasaray otuz yedi puanla beşinci sıradaydı. Elbette Galatasaray için kötü bir sıralama. Bu haftaya kadar altı mağlubiyet alması takım için yaşanması zor anlardandı. Yalnız bu haftaya kadar Fener altı Beşiktaş dört Trabzon'un üç ve Sivasspor'un ise iki mağlubiyet alması şampiyonluğun kaçıp gitmediğini göstermekteydi.

Dediğim gibi şampiyonluğun daha bir yere gittiği yoktu. Tam bu dönemde Bülent Korkmaz devri başladı. Nede olsa efsane oyuncuydu. Hırslı, azimli ve çalışkandı. Bu özelliklerini takıma yansıtıp en azından ligi gerekli yerde tamamlayacağımızı düşünüyordum. Ama şunu da belirteyim daha önceki postlarda da belirtmiştim Skibbe'nin gönderilmesine karşıydım. Atak futbol Bülent hocayla yerini bir sıfır olsun bizim olsun anlayışına bıraktı. Hal böyle olunca avcumuzun içine aldığımız Hamburg maçı, Trabnzon maçı, Ankaraspor maçı, Hacettepe maçı,esir oynanan Eskişehir maçı vs.

Hedeflerden tek tek sapmak yakışmadı galatasaray'a. Bir futbolcunun takım için önemi büyükse ve onun olmadığı maçlarda pozisyon olarak sıkıntı yaşanıyorsa bazı şeylerden taviz verilmeliydi. Verilmedi. Ligi beşinci sırada tamamladı.

Aslında sözlerle olayları dallandırıp budaklandırmaya çok fazla gerek yok. Tüm herşey bu sezon için tesr gitti. Hatalarla dolu bir sezonu geride bırakmış olduk.

Artık önümüzdeki maçlara bakacağız.

Hiç yorum yok:

2 Haz 2009

SKİBBE İLE GİDEN ŞAMPİYONLUK

Biliyorum sürekli aynı yemeği ısıtıp ısıtıp önünüze sunmak midenizi bozmaya başladı.

Yönetim başarısız oldu ve bunu kabul etti. Türkiye'nin en iyi kadrosuna sahip takımsın. Ve ben bunu biraz daha ileri götürüp Avrupanın üst düzey liglerinin birinde iyi bir sıralamada bulunacağını düşünüyorum. Yönetmek/yönetmeyi bilmek futbolun en temel taşıdır.Hele hedefleri her zaman yüksek olan bir takım içinde yönetimse o bambaşka bir yönetici becerisi gerektirmektedir.

Lig ve Avrupa kupaları hedefine başlamadan önce,ki Galatasaray'ın öncelik hedefi Avrupa kupaları olmalı,teknik adam ve gerekli bölgelere gerekli futbolcu eksiklikleri ile başladı Galatasaray. Skibbe getirildi önce. Akıllarda onlarca soru işareti oluşturdu bir anda. Daha sezona başlamadan Galatasaray için yeterli mi ? diye kendi kendimize sormaya başladık. Şampiyonlar ligine veda ederken kadro seçimindeki ve oyun taktik anlayışındaki yanlışlıklar bir anda neye uğradığımızı anlamadan elenmemize neden olmuştu. Nedense elenmiş bile olsak bu adamın takımın başında uzun yıllar kalmasını istemiştim. Akabinde UEFA Kupası,Türkiye Kupası ve Süper Lig şampiyonluğu kalan hedeflerdendi. UEFA kupasında alınan sonuçlar ve güzel futbol bir çok şeyi unutturmuş gibi oldu. Feldkamp'ın takıma tekrardan dahil olması işlerin karışması için yetmişti bile. Nasıl bir yönetim anlayışıdır anlamak mümkün değil tabi. Türkiye kupasından elendikten sonra kalan hedef UEFA ve Süper lig şampiyonlu acaba başarısız mı olacağız sorularına biraz daha hız katmıştır.

 Takım Skibbe ile yirmi bir hafta süper lig maçına çıktı. 43 gol attı ve kalesinde 28 gol gördü. Takım daha iyi hücüm yapıp yediğinden daha çok gol atıp galip gelebiliyordu. Bu maçların on bir tanesini iki ve daha fazla farkla kazandı. Lincoln'ü takıma kazandırmasını becerdi. Son Kocaelispor maçında Ali Sami Yen'de farklı mağlup olunca görevine son verildi. Yirmi birinci hafta sonunda Galatasaray otuz yedi puanla beşinci sıradaydı. Elbette Galatasaray için kötü bir sıralama. Bu haftaya kadar altı mağlubiyet alması takım için yaşanması zor anlardandı. Yalnız bu haftaya kadar Fener altı Beşiktaş dört Trabzon'un üç ve Sivasspor'un ise iki mağlubiyet alması şampiyonluğun kaçıp gitmediğini göstermekteydi.

Dediğim gibi şampiyonluğun daha bir yere gittiği yoktu. Tam bu dönemde Bülent Korkmaz devri başladı. Nede olsa efsane oyuncuydu. Hırslı, azimli ve çalışkandı. Bu özelliklerini takıma yansıtıp en azından ligi gerekli yerde tamamlayacağımızı düşünüyordum. Ama şunu da belirteyim daha önceki postlarda da belirtmiştim Skibbe'nin gönderilmesine karşıydım. Atak futbol Bülent hocayla yerini bir sıfır olsun bizim olsun anlayışına bıraktı. Hal böyle olunca avcumuzun içine aldığımız Hamburg maçı, Trabnzon maçı, Ankaraspor maçı, Hacettepe maçı,esir oynanan Eskişehir maçı vs.

Hedeflerden tek tek sapmak yakışmadı galatasaray'a. Bir futbolcunun takım için önemi büyükse ve onun olmadığı maçlarda pozisyon olarak sıkıntı yaşanıyorsa bazı şeylerden taviz verilmeliydi. Verilmedi. Ligi beşinci sırada tamamladı.

Aslında sözlerle olayları dallandırıp budaklandırmaya çok fazla gerek yok. Tüm herşey bu sezon için tesr gitti. Hatalarla dolu bir sezonu geride bırakmış olduk.

Artık önümüzdeki maçlara bakacağız.

Hiç yorum yok: