15 Ağu 2009
ELİN ELE ÜSTÜNLÜĞÜ
Bir yanda geçtiğimiz sezonu çifte kupa ile tamamlamış, bu sene de bu ünvanını korumayı amaçlayan ve işini iyi bilen, tam anlamıyla tecrübe abidesi Mustafa Denizli.
Bir yanda, ligimizi iyi bilen, takımını şampiyon yapabilecek birçok formulü elinde bulunduran ve yerinde hiç durmayan o gözleriyle değişik bir havası olan Daum.
Diğer tarafta ise iyi bir kariyerle ülkemize gelen ve geldiği ilk günden bu güne heyecan yaratan F. Rijkaard.
34. haftaya kadar olan süreyi heyecanla takip edeceğiz.
14 Ağu 2009
ÇÖZÜM BULUNMAYAN SAÇMALIK
Bir olgu düşünelim o kadar çok eleştirilsin, yanlış olduğu vurgulansın ama bir o kadar da bu saçmalığa devam edilsin.Ve bahsettiğimiz saçmalık futbolun seyircisiz oynanması olmasın... Mümkün mü? Bir de yetkililer çıkıp 'Kurulumuzun verdiği kararla falan falan tarihte, filan takımla filan takım arasında oynanacak maçın seyircisiz olacağını belrledik.'diye açıklama yaparlar.
Hay Allah razı olsun ne iyi düşünmüşsünüz.Çok önemli bir karar almış, kesin çözüm bulmuşsunuz.Seyircinin bu kadar önemli olduğu bir oyunda böyle bir karar almak gerçekten kusursuz.Yine harika iş çıkardınız, bu oyunun seyircisi olarak sizi tebrik ederiz.
Ayrıca futbol syircisi sadece stada gelenler olarak düşünülmemeli, seyircisiz maçları tv'den izlemek de çok yavan geliyor insana.Bir oyun düşünelim dolu stadda oynandığı zaman doyumsuz bir zevk, boş koltuklara oynandığı zaman sıkılarak geçirdiğimiz ve tadı tuzu olmayan bir 90 dakika.
Diyoruz ki futbola ceza vermeyin, sevdamızın önünden çekilin!
13 Ağu 2009
YENİ STADINDA BAŞARILAR
Toplam stadyum seyirci kapasitesi VİP, loca,basın ve özel ile beraber 15.558 kişi olarak belirlenmiş, şirin bir stad olarak karşımıza çıktı.
Stad sahaya sıfır olup seyircisinin desteğiyle birçok rakibini baskı altında tutabilecek bir atmosfere sahip olabilir.Rizeye çok avantaj sağlayacağı gerçeği açık.
Stad TÜRK FUTBOLUNA, ÇAYKUR RİZE SPOR'A ve Rize halkına hayırlı olsun.
Umuyoruz ki Rize'nin tarihinde parlak harflerle yer alacak başarılara tanıklık edecek bir futbol mabedi olur(İNŞALLAH).HAYIRLI OLSUN.
ALIŞKANLIK KAMBURUNU SIRTIMIZDAN ATALIM
Yeni bir başlangıcın önderi olmak ya da bu sıfatın üzerinize yakıştırılması yeni sorumlulukları beraberinde getiriyor. Futbol gibi acımasız bir oyunda önder olmak ya da gösterilmek sorumluluktan başka acı, sıkıntı ve dert üçlüsünü de yan cebinde taşıyor.
Yan cebe elinizi ne kadar geç atarsanız işler o kadar yolunda gidiyor. Yok zorla atmak zorunda bırakılıyorsanız cebi delip kurtulmanın yolunu bulmak en mantıklı yol gibi görünüyor.
Geçtiğimiz sezon Skibbe ile başlayan serüvende eller hep yan cepte kaldı. Çıkarıldığı an çıkan ele bir tokat indi. Bu tokat ya medyanın tokatıydı ya da yönetimin. Bazı an geldi bu kez cebi delip kurtulacağız sıkıntılardan dedik. Ama dediğimizle kaldık. Delmeye çalışırken sökük elleriyle birlikte cebe dikildi. E hal böyle olunca elden olmak yerine eli kendi cebine sokulup gönderildi. Tekrar söylüyorum gönderilmeseydi geçtiğimiz sezon Galatasaray şampiyondu.
Bülent Korkmaz, büyük kaptan. Galatasaray taraftar kraliyetinin kralı. Yanlış zaman da yersiz bir anda geldi takımın başına. Kendisi de biliyordu başarısız olacağını. Yönetim çıkmazın içinden kendi hatasını taraftara affettirmek için Büyük Kaptan’ı kurban seçti. Böylece çatlaktan sızan sular boşa gitmeden büyük kazanlara akıtıldı.
Her ağızda şu sözler vardı. Bu denli kaliteli transferlerle bezenmiş Galatasaray’ın başına Skibbe getirilmemeliydi. Her yorumun kendince haklı yanı var.
Asıl önemli olan sahiplenebilmek. Ben getirdim ben arkasındayım diyebilmek. Her değiştirilen teknik adamdan sonra bit türlü alınmayan dersler yönetimin her yıl sınıf tekrarı yapmasına neden oldu. Bence bu yıl son hakkıydı ve bu hakkını harika kullandı.
Frank Rijkaard Galatasaray’da yazısını resmi sitede gördükten sonra Galatasaray yönetimi uzun yıllardır süre gelen yanlış seçimlerden sonra dersi layıkıyla vermişti. Avrupa vizyonunu daha bi sağlama almış ve kendi geleceğini de kurtarmış oldu.
Futbolda kimse başarı garantisi veremez. Dünyanın en iyi teknik adamları arasında gösterilen Rijkaar da veremez. Artık başarının çalışmakla geldiğini ve bunu sabırla yoğurduğumuz zaman tadından yenilmeyecek bir lezzete dönüşeceğini öğrenmeliyiz.
Medya olarak, yönetim olarak, taraftar olarak doğrunun yanında, hak edenin alın teri yanında olalım. Bırakalım Rijkaard gibi büyük bir değer elini yan cebe götürmesin. Götürmek zorunda bırakmayalım.
Bırakalım Rijkaard Aslan Tepe’nin çimlerinde kupalar kaldırsın.
12 Ağu 2009
HOLLANDA & İNGİLTERE | | MUHTEMEL KADROLAR
10 Ağu 2009
HOROZ DÖVÜŞÜ
Community Shield Kupası karşılaşmasının hararetli dakikalarından bir kare.
AVRUPA TRANSFER PİYASASINDA YAZIN EN GÖZDE 40 İSMİ
CAPELLO'DAN TAVSİYE
HER ŞEYDEN ÖNEMLİSİ RİJKAARD'IN BRAVO'SU
15 Ağu 2009
ELİN ELE ÜSTÜNLÜĞÜ
Bir yanda geçtiğimiz sezonu çifte kupa ile tamamlamış, bu sene de bu ünvanını korumayı amaçlayan ve işini iyi bilen, tam anlamıyla tecrübe abidesi Mustafa Denizli.
Bir yanda, ligimizi iyi bilen, takımını şampiyon yapabilecek birçok formulü elinde bulunduran ve yerinde hiç durmayan o gözleriyle değişik bir havası olan Daum.
Diğer tarafta ise iyi bir kariyerle ülkemize gelen ve geldiği ilk günden bu güne heyecan yaratan F. Rijkaard.
34. haftaya kadar olan süreyi heyecanla takip edeceğiz.
14 Ağu 2009
ÇÖZÜM BULUNMAYAN SAÇMALIK
Bir olgu düşünelim o kadar çok eleştirilsin, yanlış olduğu vurgulansın ama bir o kadar da bu saçmalığa devam edilsin.Ve bahsettiğimiz saçmalık futbolun seyircisiz oynanması olmasın... Mümkün mü? Bir de yetkililer çıkıp 'Kurulumuzun verdiği kararla falan falan tarihte, filan takımla filan takım arasında oynanacak maçın seyircisiz olacağını belrledik.'diye açıklama yaparlar.
Hay Allah razı olsun ne iyi düşünmüşsünüz.Çok önemli bir karar almış, kesin çözüm bulmuşsunuz.Seyircinin bu kadar önemli olduğu bir oyunda böyle bir karar almak gerçekten kusursuz.Yine harika iş çıkardınız, bu oyunun seyircisi olarak sizi tebrik ederiz.
Ayrıca futbol syircisi sadece stada gelenler olarak düşünülmemeli, seyircisiz maçları tv'den izlemek de çok yavan geliyor insana.Bir oyun düşünelim dolu stadda oynandığı zaman doyumsuz bir zevk, boş koltuklara oynandığı zaman sıkılarak geçirdiğimiz ve tadı tuzu olmayan bir 90 dakika.
Diyoruz ki futbola ceza vermeyin, sevdamızın önünden çekilin!
13 Ağu 2009
YENİ STADINDA BAŞARILAR
Toplam stadyum seyirci kapasitesi VİP, loca,basın ve özel ile beraber 15.558 kişi olarak belirlenmiş, şirin bir stad olarak karşımıza çıktı.
Stad sahaya sıfır olup seyircisinin desteğiyle birçok rakibini baskı altında tutabilecek bir atmosfere sahip olabilir.Rizeye çok avantaj sağlayacağı gerçeği açık.
Stad TÜRK FUTBOLUNA, ÇAYKUR RİZE SPOR'A ve Rize halkına hayırlı olsun.
Umuyoruz ki Rize'nin tarihinde parlak harflerle yer alacak başarılara tanıklık edecek bir futbol mabedi olur(İNŞALLAH).HAYIRLI OLSUN.
ALIŞKANLIK KAMBURUNU SIRTIMIZDAN ATALIM
Yeni bir başlangıcın önderi olmak ya da bu sıfatın üzerinize yakıştırılması yeni sorumlulukları beraberinde getiriyor. Futbol gibi acımasız bir oyunda önder olmak ya da gösterilmek sorumluluktan başka acı, sıkıntı ve dert üçlüsünü de yan cebinde taşıyor.
Yan cebe elinizi ne kadar geç atarsanız işler o kadar yolunda gidiyor. Yok zorla atmak zorunda bırakılıyorsanız cebi delip kurtulmanın yolunu bulmak en mantıklı yol gibi görünüyor.
Geçtiğimiz sezon Skibbe ile başlayan serüvende eller hep yan cepte kaldı. Çıkarıldığı an çıkan ele bir tokat indi. Bu tokat ya medyanın tokatıydı ya da yönetimin. Bazı an geldi bu kez cebi delip kurtulacağız sıkıntılardan dedik. Ama dediğimizle kaldık. Delmeye çalışırken sökük elleriyle birlikte cebe dikildi. E hal böyle olunca elden olmak yerine eli kendi cebine sokulup gönderildi. Tekrar söylüyorum gönderilmeseydi geçtiğimiz sezon Galatasaray şampiyondu.
Bülent Korkmaz, büyük kaptan. Galatasaray taraftar kraliyetinin kralı. Yanlış zaman da yersiz bir anda geldi takımın başına. Kendisi de biliyordu başarısız olacağını. Yönetim çıkmazın içinden kendi hatasını taraftara affettirmek için Büyük Kaptan’ı kurban seçti. Böylece çatlaktan sızan sular boşa gitmeden büyük kazanlara akıtıldı.
Her ağızda şu sözler vardı. Bu denli kaliteli transferlerle bezenmiş Galatasaray’ın başına Skibbe getirilmemeliydi. Her yorumun kendince haklı yanı var.
Asıl önemli olan sahiplenebilmek. Ben getirdim ben arkasındayım diyebilmek. Her değiştirilen teknik adamdan sonra bit türlü alınmayan dersler yönetimin her yıl sınıf tekrarı yapmasına neden oldu. Bence bu yıl son hakkıydı ve bu hakkını harika kullandı.
Frank Rijkaard Galatasaray’da yazısını resmi sitede gördükten sonra Galatasaray yönetimi uzun yıllardır süre gelen yanlış seçimlerden sonra dersi layıkıyla vermişti. Avrupa vizyonunu daha bi sağlama almış ve kendi geleceğini de kurtarmış oldu.
Futbolda kimse başarı garantisi veremez. Dünyanın en iyi teknik adamları arasında gösterilen Rijkaar da veremez. Artık başarının çalışmakla geldiğini ve bunu sabırla yoğurduğumuz zaman tadından yenilmeyecek bir lezzete dönüşeceğini öğrenmeliyiz.
Medya olarak, yönetim olarak, taraftar olarak doğrunun yanında, hak edenin alın teri yanında olalım. Bırakalım Rijkaard gibi büyük bir değer elini yan cebe götürmesin. Götürmek zorunda bırakmayalım.
Bırakalım Rijkaard Aslan Tepe’nin çimlerinde kupalar kaldırsın.