3 Kas 2010

KAZIN, BİR GÜN SİZİN İÇİN DE KAZAN OLACAK



Kazıyoruz, öyle bir kazıyoruz ki anasını bile ağlatıyoruz. Ne görevimizi biliyoruz ne de görevini yapanlara saygı gösteriyoruz. Vuruyoruz belden aşağıya. Hadım edinceye kadar da bırakmıyoruz.

Gelenleri karşılamak için binlercemiz akın ediyor hava limanına. Omuzlara alıyoruz. Sesimiz kısılıncaya kadar bağırıyoruz. Sarılıyoruz boynuna, sensin diyoruz, o bu diyoruz. Kumdan zincirlerle bağlanıyoruz. Oysa ki Bir sel yada küçük bir yel koparabiliyormuş bağlarımızı.

Son üç/beş yıl içerisinde gelen teknik diretörleri bir hatırlayalım. İsmini dünyanın en büyük kulüplerine geldiği zaman öğrendiğimiz adamları kendi ülkemizde görmek ne kadar çok kişiyi rahatsız ediyormuş meğer. Alttan yaktıkları ateşe ne kadar çok odun atıyorlarmış böyle. Düşüncelerini kaleme aldıkları zaman yada dile getirdikleri zaman bahsettikleri kişinin ne kariyeri önemli onlar için ne de karakterleri.

İstemiyor muyuz, yaptıkları doğrular kanımıza mı dokunuyor, çıkarımızı mı zedeliyor, kazalım kuyusu atalım içine kapatalım kuyuyu. Bu işi profesyonelce yapan o kadar çok boş boğaz var ki birinden kurtulsalar diğerinden kurtulamıyorlar.



Neden hep bu adamlar kurban ? Bu kadar basit mi Rijkaard'ı, Schuster'i eleştirip sıradan birisiymiş gibi davranmak. Onların bulunduğu konumda olmak için yapmayacakları olmayan kişiler o konuma onları layık göremeyip kanatırcasına vurmayı nasıl eleştiri olarak görebilirler. Rijkaard'ın yada Schuster'in takımlarına bir şey katmadıklarını nasıl söyleyebilirler.

Gelmesin abi bu tarz adamlar bu ülkeye. Bize çok fazla geliyorlar. Biz sindiremiyoruz. Beceremiyoruz onlarla bir arada yaşamayı. Biz alışık değiliz. Başka bir örnekleri yok bizde.

2 yorum:

el payaso dedi ki...

bizim milletimizde büyük bir futbol açlığı var ve bu yüzden sabredemiyoruz bence büyük ve başarılı kulubler göz önüne alındığı zaman normal birşey çünkü somut örnekleri var bir real madrid yıllardır teknikdirektör arayışı içinde aynı zamanda chealse ve buna benzer bir sürü futbol devi bence bunlara takılmaktansa başarının geleceği düşüncesi konuşulup yazılmalı

cagatay dedi ki...

hocam bence bu konu futbol ile sınırlı değil. bu ülke hazımsız insanların ülkesi. başarılı insanları çekemiyoruz. başarılı insanları kıskanıyoruz. biz niye başarısızız diye düşünüyoruz, daha başarılı olmalarını istemiyoruz, ayaklarına dolanmak için kendimizce elimizden geleni yapıyoruz. o yüzden ileriye gidemiyoruz. basiretli yöneticilerimiz yok, iş adamlarımız yok, sporcularımız yok. cünkü iyi olanın beline sarılıyoruz. ne bilim böyleyiz işte veya bana öyle geliyor.

3 Kas 2010

KAZIN, BİR GÜN SİZİN İÇİN DE KAZAN OLACAK



Kazıyoruz, öyle bir kazıyoruz ki anasını bile ağlatıyoruz. Ne görevimizi biliyoruz ne de görevini yapanlara saygı gösteriyoruz. Vuruyoruz belden aşağıya. Hadım edinceye kadar da bırakmıyoruz.

Gelenleri karşılamak için binlercemiz akın ediyor hava limanına. Omuzlara alıyoruz. Sesimiz kısılıncaya kadar bağırıyoruz. Sarılıyoruz boynuna, sensin diyoruz, o bu diyoruz. Kumdan zincirlerle bağlanıyoruz. Oysa ki Bir sel yada küçük bir yel koparabiliyormuş bağlarımızı.

Son üç/beş yıl içerisinde gelen teknik diretörleri bir hatırlayalım. İsmini dünyanın en büyük kulüplerine geldiği zaman öğrendiğimiz adamları kendi ülkemizde görmek ne kadar çok kişiyi rahatsız ediyormuş meğer. Alttan yaktıkları ateşe ne kadar çok odun atıyorlarmış böyle. Düşüncelerini kaleme aldıkları zaman yada dile getirdikleri zaman bahsettikleri kişinin ne kariyeri önemli onlar için ne de karakterleri.

İstemiyor muyuz, yaptıkları doğrular kanımıza mı dokunuyor, çıkarımızı mı zedeliyor, kazalım kuyusu atalım içine kapatalım kuyuyu. Bu işi profesyonelce yapan o kadar çok boş boğaz var ki birinden kurtulsalar diğerinden kurtulamıyorlar.



Neden hep bu adamlar kurban ? Bu kadar basit mi Rijkaard'ı, Schuster'i eleştirip sıradan birisiymiş gibi davranmak. Onların bulunduğu konumda olmak için yapmayacakları olmayan kişiler o konuma onları layık göremeyip kanatırcasına vurmayı nasıl eleştiri olarak görebilirler. Rijkaard'ın yada Schuster'in takımlarına bir şey katmadıklarını nasıl söyleyebilirler.

Gelmesin abi bu tarz adamlar bu ülkeye. Bize çok fazla geliyorlar. Biz sindiremiyoruz. Beceremiyoruz onlarla bir arada yaşamayı. Biz alışık değiliz. Başka bir örnekleri yok bizde.

2 yorum:

el payaso dedi ki...

bizim milletimizde büyük bir futbol açlığı var ve bu yüzden sabredemiyoruz bence büyük ve başarılı kulubler göz önüne alındığı zaman normal birşey çünkü somut örnekleri var bir real madrid yıllardır teknikdirektör arayışı içinde aynı zamanda chealse ve buna benzer bir sürü futbol devi bence bunlara takılmaktansa başarının geleceği düşüncesi konuşulup yazılmalı

cagatay dedi ki...

hocam bence bu konu futbol ile sınırlı değil. bu ülke hazımsız insanların ülkesi. başarılı insanları çekemiyoruz. başarılı insanları kıskanıyoruz. biz niye başarısızız diye düşünüyoruz, daha başarılı olmalarını istemiyoruz, ayaklarına dolanmak için kendimizce elimizden geleni yapıyoruz. o yüzden ileriye gidemiyoruz. basiretli yöneticilerimiz yok, iş adamlarımız yok, sporcularımız yok. cünkü iyi olanın beline sarılıyoruz. ne bilim böyleyiz işte veya bana öyle geliyor.