5 Eki 2010

TOZLU SAYFALARIN İLK SATIRLARI // ROGER LJUNG

1993 yılından bu yana dünyada futbol anlayışı büyük bir değişime uğradı. Bu zamana kadar en çok izlenilen spor ünvanını kaptırmadan yoluna devam ediyor. Ekonomi anlaşının değişmesi, insanların tüketim anlayışının değişmesi ve futbol kültürünün artması 93 yılındaki konumundan günümüze bir çok değişiklikle gelmiştir.

Öncelikle kulüpler şimdi çok daha güçlü. Bu güçlülük yakıştırmasını istediğiniz yerde kullanabilirsiniz. İmkanlar çok daha iyi. Futbola farklı bir anlam yükleyen 21.yüzyıl imkanları bir tek şeyi değiştiremedi. 93 yılında da mücadele eden, o sahada bulunma nedenini bilenlerin kazandığı bir oyundu. Bu durum şimdi de aynı. Çalışmayan kazanamıyor. Büyük takım küçük takım anlayışı artık neredeyse kalktı.

Futbol daha fazla gol atanın kazandığı bir oyun. Klasik bir tabir olacak ama futbolun meyvesi goldür. Gol atmak için sistemler kurulur. Oyun anlayışları hep gol atmak içindir. Yada gol attıktan sonra gol yememektir.

Bu oyunda kanat organizasyonlarının önemi istatistiklere bakıldığı zaman net bir şekilde anlaşılmaktadır. Dünyada atılan gollerin neredeyse yarısı kanatlardan gelen ataklar sonucunda olmaktadır. Hırslı, çalışkan, ne yapması gerektiği iyi bilen bir kanat oyuncusuna bu futbol anlayışında o kadar çok ihtiyaç var ki olmadığı zaman Karabük deplasmanından çıkamıyorsunuz. Mücadele eden olmadığı zaman daha kaç Karabük deplasmanından çıkamayız sorusuyla muhatap oluruz.

Şimdi bu 1993 yılı nereden çıktı diyeceksiniz. Ya da 1993 yılı neden ? Galatasaray'ın 1993/94 yılı kadrosunda bulunan bir futbolcudan bahsetmek istiyorum. Roger Ljung...

Bir sol kanat oyuncusu. İsveçli. Olması gerektiği kadar bir oyuncu. Sezonun belli bir kısmanda forma giyme şansı buldu ve macerası kısa sürdü. Galatasaray'a Admira Wacker'den gelmiştir. ''Koşmayı ve mücadele etmeyi'' oyun anlayışım bu diyerek ne denli benimsediğini göstermiştir. Geldiği takımda UEFA maçına çıktığı için Galatasaray forması ile o yıl oynanan şampiyonlar ligi maçlarında forma giyememiştir. Akıllarda en çok kalan, sezonun son maçında Bursaspor'a attığı kafa golüdür. Galatasaray bu maçtan sonra şampiyon olmuştur. Kısa macera da bir çok kimsenin beğenisi toplamıştır.Sezon sonunda Galatasaray'dan ayrılarak Almanya'nın yolunu tutmuştur. 29 yaşında aktif futbol yaşamını noktalamış ve belli bir süre sonra menejerliğe başlamıştır.

Durduk yere insanın aklına Roger Ljung gelmez değil mi ? Türkiye'de sol bek yetişmiyor ve bu sıkıntıyı yıllardır çekiyoruz. Transfer edilenler de nedense istenileni bir türlü veremiyor. Durum böyleyken sol bekin yapması gerekenleri komple yapan bir oyuncudan bahsetmek gerekirdi.

Hiç yorum yok:

5 Eki 2010

TOZLU SAYFALARIN İLK SATIRLARI // ROGER LJUNG

1993 yılından bu yana dünyada futbol anlayışı büyük bir değişime uğradı. Bu zamana kadar en çok izlenilen spor ünvanını kaptırmadan yoluna devam ediyor. Ekonomi anlaşının değişmesi, insanların tüketim anlayışının değişmesi ve futbol kültürünün artması 93 yılındaki konumundan günümüze bir çok değişiklikle gelmiştir.

Öncelikle kulüpler şimdi çok daha güçlü. Bu güçlülük yakıştırmasını istediğiniz yerde kullanabilirsiniz. İmkanlar çok daha iyi. Futbola farklı bir anlam yükleyen 21.yüzyıl imkanları bir tek şeyi değiştiremedi. 93 yılında da mücadele eden, o sahada bulunma nedenini bilenlerin kazandığı bir oyundu. Bu durum şimdi de aynı. Çalışmayan kazanamıyor. Büyük takım küçük takım anlayışı artık neredeyse kalktı.

Futbol daha fazla gol atanın kazandığı bir oyun. Klasik bir tabir olacak ama futbolun meyvesi goldür. Gol atmak için sistemler kurulur. Oyun anlayışları hep gol atmak içindir. Yada gol attıktan sonra gol yememektir.

Bu oyunda kanat organizasyonlarının önemi istatistiklere bakıldığı zaman net bir şekilde anlaşılmaktadır. Dünyada atılan gollerin neredeyse yarısı kanatlardan gelen ataklar sonucunda olmaktadır. Hırslı, çalışkan, ne yapması gerektiği iyi bilen bir kanat oyuncusuna bu futbol anlayışında o kadar çok ihtiyaç var ki olmadığı zaman Karabük deplasmanından çıkamıyorsunuz. Mücadele eden olmadığı zaman daha kaç Karabük deplasmanından çıkamayız sorusuyla muhatap oluruz.

Şimdi bu 1993 yılı nereden çıktı diyeceksiniz. Ya da 1993 yılı neden ? Galatasaray'ın 1993/94 yılı kadrosunda bulunan bir futbolcudan bahsetmek istiyorum. Roger Ljung...

Bir sol kanat oyuncusu. İsveçli. Olması gerektiği kadar bir oyuncu. Sezonun belli bir kısmanda forma giyme şansı buldu ve macerası kısa sürdü. Galatasaray'a Admira Wacker'den gelmiştir. ''Koşmayı ve mücadele etmeyi'' oyun anlayışım bu diyerek ne denli benimsediğini göstermiştir. Geldiği takımda UEFA maçına çıktığı için Galatasaray forması ile o yıl oynanan şampiyonlar ligi maçlarında forma giyememiştir. Akıllarda en çok kalan, sezonun son maçında Bursaspor'a attığı kafa golüdür. Galatasaray bu maçtan sonra şampiyon olmuştur. Kısa macera da bir çok kimsenin beğenisi toplamıştır.Sezon sonunda Galatasaray'dan ayrılarak Almanya'nın yolunu tutmuştur. 29 yaşında aktif futbol yaşamını noktalamış ve belli bir süre sonra menejerliğe başlamıştır.

Durduk yere insanın aklına Roger Ljung gelmez değil mi ? Türkiye'de sol bek yetişmiyor ve bu sıkıntıyı yıllardır çekiyoruz. Transfer edilenler de nedense istenileni bir türlü veremiyor. Durum böyleyken sol bekin yapması gerekenleri komple yapan bir oyuncudan bahsetmek gerekirdi.

Hiç yorum yok: